• anadolu'da guzel,bicimli kizlara takilan ad*
  • iyi ki erzincanlıyım dedirten yiyecektir. yanınca çay ve peynirle mükemmel yenir.
  • bugün ne olduğunu tuhaf şekilde öğrendiğim hamurlu ürün. işyerinde arkadaş poğaça gibi bir şey ikram etti. evden getirmiş. yiyorum yiyorum, ağzıma toz gibi bi’ şey geliyor. neyli poğaça bu ya dedim. unlu dedi. nasıl unlu ya?!

    içinde tereyağında kavrulmuş un varmış. kayserili olduğu için veren arkadaş, onlara özgü bir şey zannedip o şekilde instagram’a attım. ortalık karıştı. gelen mesajlarda memleketi erzurum, kars ve erzincan olanlar da sahiplendi. hepsinin kendine has kete yapımı varmış. aslı, ermenilere aitmiş.

    içli kete deniyormuş benim yediğim şekline. hangi yörenin veya hangi milletin olduğundan ziyade, unlu poğaça diye bir şey olmasına şaşırdım. bir de bu kadar sahiplenilmesine.

    çok da gerek yokmuş sanki ya ne bileyim.
    ben olsam yunan’a itelerdim.
  • bunun yapılışı bölgelere göre değişiyor. bazılarını hiç mi hiç beğenmedim. ama erzincanlı bir komşumuzun yaptığı keteyi hala unutamıyorum. o günden bu güne kadar ondan başka yapan kimse çıkmadı !! çocukluğumda yediğim en güzel şeylerden biriydi herhalde. tabi kastettiğim sıcağı sıcağına yenince. sabah sabah neden aklıma geldi bilmiyorum. üzgünüm şu an.

    edit: böyle saçma bir entrynin neden debe'ye girdiği ile ilgili en ufak bir fikrim yok. en azından düşünmeye sevk edecek birkaç entry bırakalım.
    (bkz: #challengeaccepted #womensupportingwomen/@paranormal paranoyak)
    (bkz: çocuk da yaparım kariyer de/@paranormal paranoyak)
    (bkz: şirketlerin kreş açma zorunluluğu/@paranormal paranoyak)
  • baba tarafindan, sinirli annenin hergun attigi pataga verilen ad.

    anne zehirli guatr diye bilinen ve insani bir sinir kupu haline getiren hastaliktan muzdariptir. guvercin hastasi kardesi ve et yemeyen beni hergun bir baska neden bulup pataklamaktadir. her ikimizde cok sakin cocuklar oldugumuz halde, icine alien girmis annenin gazabindan kurtulabilmek mumkun olmamaktadir. bu durum aile icinde kaniksanmis ve artik espri konusu haline gelmistir. soyle ki;

    hergun isten eve dondugunde babanin sordugu ilk soru;

    -bugunki kete yaglimiydi?

    ki meali ; ketenin yaglisi makbul olur , hani bugun dayak yediniz ama nasildi? hangi olaydan dolayi yediniz? sertmiydi? yumusak miydi?

    cogunlukla cok yumusak olurdu,en fazla totoya bir supurge sapi falan. belki baba bu soruyu devamli sorarak olayi kontrol altinda tutmaya calisiyordu. kim bilir? belki anneye olayin daha fazla ileriye gitmemesi gerektigi ile ilgili mesaj veriyordu. belki espri yaparak, annenin bunu isteyerek yapmadigini ve aslinda onemli birsey olmadigini bize soylemeye calisiyordu.

    gunlerden bir gun, o gun ki babanin gelmesine sadece bir saat falan kalmasina ragmen gunluk kete istikakimizi almamistik ve merak icindeydik ve tabi cok dikkatliydik. dikkatliydik ama bu dikkatin nedeni kete yememek icin degildi , artik alismistik, kete hergun yedigimiz bir yiyecekti. sadece daha yaglisini yememek gayretindeydik.

    anne etli bamya yemegi pisirmis ve her nedense baba gelmeden bize yedirmeye calisiyordu. kardes bamyayi, bende eti sevmem. ama dedim ya dikkatliyiz, buyuk neden yaratmak istemiyoruz diye. kardes bamyalari ve yemegin icindeki etleri yedi, ben ise kara kara dusunuyorum, evet sorun ciksin istemiyorum ama biliyorum bu engeli gecmem imkansiz cunku yemeklerin icindeki etleri yiyemiyorum. ustelik birkac kere bu konuda kendimi zorlamisim ve tum yediklerimi yeniden tabagima kusarak olaya son noktayi koymusum. bunu biliyorum.

    kapi zili caliyor bu esnada, oh kurtuldum diyorum baba geldi. hemen banyoya kosuyorum, dislerimi fircalayacagim ki anne etleri yedirmesin diye. fircaliyorum, salona geri donuyorum baba yok , etler tabakta oylece duruyor, anne tabagin basinda beni bekliyor.

    bir suru yalvaris yakaris ve tabiki annenin ruhu baska bir guc tarafindan yonetildigi icin butun bunlar fayda etmiyor. bamya yemeginin suyu ve etleri hoop kafama bir guzel yerlestiriliyor. tabi yetmedi, kani bir defa gormus bir boga nasil bir daha saldiriyorsa annede kafamdaki etleri saclarimin arasinda lime lime ediyor. amaci canimi yakmak degil, beni ibret alinabilecek bir nesne haline getirmek. hem kendim icin hem de kardes icin.

    bekliyorum. kafamda liflerine ayrilmis et parcalari ve anlimdan akan salcali bamya suyu ile oylece bekliyorum. guluyorum , kardes guluyor. ne yapalim kaderimiz buymus...

    zil yeniden caliyor. oh be kurtarici geldi sonunda. dus albilecegim. su basimdaki igrenc bulamactan kurtulabilecegim. hem artik anne sinirlari asti belki baba bu durumu gorur ve halimize acirda bir cozum bulur diye umuyorum, umuyoruz. ilk cumlesi;

    - anlasildi. bugun ki kete yagliymis!!!

    oluyor. patliyorum, patliyoruz. guluyorum, kardes guluyor, anne guluyor, baba guluyor. kalkiyorum yerimden, gulerek banyoya gidiyorum. dus aliyorum , saclarimin arasindan et liflerini temizlemek zaman aliyor. ne yapayim, guluyorum...
  • sadece iç anadolu'da değil diğer yörelerimizde de pişirilen hamur işi yiyecek...ketenin belirleyici noktası içidir, un helvasına benzer, kimileri içine karanfil bile eklerler...pişirilirken kuyruk yağı yerine tereyağı kullanılabilir...
    eskiler bayram gibi özel günlerde pişirirlermiş, varsa şansınız davul fırında pişmiş bir kete, yanında köyden yeni gelmiş beyaz peynir, sıcak bir çay ile müthiş bir kahvaltı yapabilirsiniz...
  • efendim bu nadide yiyecek üretildiği gün tüketilir.. ancak, hani olmaz ya oldu diyelim, bir kısmı kaldı ve kurudu.. işte o zaman devreye yoğurt girer.. un ufak edilen kete parçacıkları yoğurt ile karıştırılır, canı isteyen biraz toz şeker serper, sonrası salla kaşığı kalmasın bulaşığı..
  • kars-ardahan yöresinin insanlarının mükemmel yaptığı insanın rejimini iki dakikada altüst edebilecek güzellikte bol kalorili bir gıda...
  • gece gece solda görünce beni erzincana ışınlayan enfes lezzet.
  • artvin yöresinde yapılanı yedikten sonra hakkında olumsuz yorum yapan bir kişi görmedim daha. öyle bir un bir yağ ile yapmazlar. hamurunu halis muhlis taze kaymakla yoğururlar. 3 çeşidi vardır. cevizli, câdi içli (mısır unuyla kaymak karışımı demek), artvin tulum peynirli (gorcola). genelde her yaptıklarında 3 çeşidini de birden yaparlar. en önemli özelliği içini bol bol koymalarıdır. öyle ki kırarak yiyemezsiniz içi dökülür. bir insanın artvinli olup olmadığını anlamak için keteyi nasıl yediğine bakarlar. kibar kibar ucundan kırıp yiyorsa espri konusu yaparlar. keteyi ziyan etti geyikleri döner. elinize alıp ısıra ısıra yediniz mi tamamdır. hemen hemen poğaça boyutlarındadır zaten. kolay kolay bayatlamaz. bayat olanı bile havada kapışılır.
hesabın var mı? giriş yap