• her hafta güzel ülkemizdeki skandal haberleri çok önemli gazeteciler timur soykan, murat ağırel ve barış pehlivan ile ortaya döken, her türk vatandaşının izlemesi gereken program.

    şu an izliyorum ve öğrendiklerim hem moralimi bozdu, hem de ağzımı bir karış açık bıraktı. açın izleyin, neler dönüyor bir bilin en azından.
  • ece temelkuran'ın geleceği gördüğü, daha doğrusu kafası çalışan pek çok kişi gibi olayın eninde sonunda buraya varacağını hayal/temenni ettiği kitabı.
    bir solukta okunan, uzun bir dönemin gidişatını daha net gösterebilmek gibi önemli bir işi yerine getiren güzel kitabın içinde ufacık bir paragraf var, nereden nereye gelindiğini çok iyi anlatan.

    bilhassa akp'nin çok söylendiği gibi 12 eylül 2010 anayasa değişikliği referandumu sonrası geçirdiği otoriter dönüşümü, gitgide daha ceberrut bir devletin ortaya çıkışını -ki bunlar ancak gezi direnişi patladıktan sonra açığa çıkan tespitler oldu kamuoyunda- güzel güzel anlattığı, türkiye'de çokça değiştiği söylenmekle birlikte devletin temelde nasıl bir şey olduğunu gözler önüne seriyor bu kitap.
    hele bir bölüm var ki, mısır'da 2011 yılının başlarında yaşananlardan sonra yazılmış, insan okuyunca türkiye'nin haziran 2013'teki halini hatırlamadan edemiyor:

    "tahrir meydanı'nda bir halkın kendi kendine yeniden inanmasını izliyoruz günlerdir. dayanışmayı, kardeşliği, birbirine gözü kapalı güvenmeyi, omuz omuza mücadele etmeyi, geri adım atmamayı, insanlık onuruna yeniden kavuşmanın sevincini, hep birlikte bağrılınca adelet sözcüğünün ağızda bıraktığı tadı... bütün bunları görüyoruz mısır'a baktığımızda. sonra buraya döndüğümüzde... bugün hrant'ın duruşması var, çarşamba günü pınar'ın [selek, yn.] duruşması. iyi kalpler duruşmalarında törpülenen gururumuz, zorlanan sabrımız, yıpratılan vicdanımız bir gün isyan eder herhalde. herhalde...
    07 şubat 2011"

    (bkz: 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi)
  • ece temelkuran'ın everest yayınları'ndan çıkacak olan kitabı.

    --- spoiler ---
    ece temelkuran "inatla" kayda geçsin diye tarihe not düşüyor!..

    "umut pek güven duyduğum bir sözcük değil, ben inadı tercih ederim. umudum yok olsa bile inadım var. insanın, yine de, her şeye rağmen iyi olabileceğine, bu ülkenin içinde, dövüldükçe içinin çok derinine kaçmış bir iyilik tohumu olduğuna dair bir inatçı imanım var.

    benim de, benim gibilerin de bu ülkeye dahil olduğunu söylemek, sonra yeniden söylemek için sağlam tutmaya çalıştığım bir inadım var. biz varız. yani biz de varız..."

    ece temelkuran, kayıtları çok titiz tutulması gereken zamanlardan bildiriyor bu kitapta. son iki yıllık tarihine o titizlikle bakıyor. artık yazamaz hale getirilmenin, kaçınılmaz bir keskinleşmenin tarihine yani.

    "kayda geçsin" çünkü; bu zamanlar, o zamanlar...
    --- spoiler ---

    kapağı şöyle bir şey.
  • ece temelkuran çok dertli. isyanlarda. haksız da değil.

    memleketin gidişatından tedirgin. bu tedirginliği, iktidar muhalefeti yaptığı için işinden gücünden olmasından kaynaklanmıyor. samimi bir tedirginlik onunkisi.

    sırf gazetecilik yaptığı için, kitap yazdığı için tutuklanan meslektaşlarına üzülüyor. çocukluğunu yok yere hapishanelerde geçirenlere üzülüyor. işçiye üzülüyor, fakire üzülüyor. kitabın her sayfasında bu üzüntü dalga dalga çarpıyor insanın suratına.

    kürtlerin meseleleri hakkında konuşması/yazması, bu meseleler hakkında ılımlı görüşlerini dile getiren herkesi olduğu gibi onu da yaftalıyor. o yüzden bu yaftalamalardan sıyrılmak zorunda kalıyoruz kendimizi anlatırken."her kesim, kendini ne olmadığı üzerinden tarif etmek zorunda kalıyor. darbeci değilim, şeriatçı değilim, terörist değilim"

    birbirimizi tanısak işlerin daha kolay yürüyeceğini söylüyor ama "tanışmamızı engelleyen bir başka mesele ise hep birbirimizi çıldırma anında görüyor, birbirimize o zaman bakıyor olmamız. atatürkçüler darbecilikle suçlanmaktan öfkelenmişken, islamcılar depremde yıkılan kuran kursunda ölen çocuğunun hakkını aramazken, aleviler çalıştaylara karşı kavga ederken ve kürt çocuklar taş atarken...kameralar tam o anda bize dönüyor ve kendimizi, türkiye'yi o anda görüyoruz: hep kavga ederken. bu da ülkenin kendiyle ilgili bir kanaat oluşturmasına neden oluyor: 'biz birlikte yaşayamıyoruz.' sf 6

    "kürtler, türkler ve hepimiz", "bizim memleket" ve "başka memleketlerden" notlarla bitiyor kitap.

    nagehan alçı gibi, rasim ozan kütahyalı gibi insanların bangır bangır konuşabildiği televizyon kanallarında ece temelkuran, nuray mert, nihat genç neden yok arkadaşım? bunu bir düşün. bundan biraz olsun şüpheye düş. bu insanların susturulmaya çalışılmasında bir bit yeniği aramıyorsan aklından şüpheye düş.

    http://birazkitap.blogspot.com/…0/kayda-gecsin.html
  • an itibariyla dogru konuyu yanlış zaman ve yanlış kontextte tartışan program.

    yabancı seçmen diye bir şey yoktur. şahıs seçmen listesindeyse tc vatandaşıdır.

    tartışılması gereken vatandaşlığın nasıl ve hangi kriterlerle verildiğidir. bunun yeri ve zamanı da seçime 5 gün kala değildir.

    chp nin kendi beceriksizliğini perdelemek için ortaya attığı konuya atlayıp malzeme oluyorsunuz.

    ysk ve nüfus müdürlükleri secim olsa da olmasa da nüfus/seçmen kayıtlarını partilere yolluyor (6 ayda bir) bu kadar vah vah bir durum varsa (ki bence de olabilir ) bununla vaktinde ilgilenecek olanlar da yine siyasi partiler, muhalefet paydaşlarıdır.

    seçmenin doğum yeri sandık güvenliği meselesi değildir.. ama ülke genelinde sandıkların yarısını dahi (!!!) dolduramayan ana muhalefet partisinin "tavrı" ciddi bir güvenlik meselesidir.
  • pek tv izlemem ama sali aksamlari ozellikle bu program icin ara ara salona gecerim. gundemi en dogru, en durust bilgilerle takip edebilecegim bir program.

    murat agirel ve timur soykan'a selam olsun.

    gezi tutuklulari serbest birakilsin!
  • bugünkü propramda ilay aksoy yine muhteşem tespitler yapıyor.
    seçim gündemi bir yana, olabilecek ve var olan sığınmacı sorununu çok iyi analiz ederek, herkesin anlayabileceği şekilde, tane tane anlatıyor. tekrar izlenmeli.

    timur soykan, murat ağırel her zamanki gibi, gerçek gazetecilik araştırmalarını, belgeleriyle sunuyorlar.
    şule aydın / kayda geçsin sanırım halk tv'deki en faydalı program…
  • yahu sayın özlem gürses abla, dur bi yahu murat ağırel bir şey anlatmaya çalışıyor, habire araya giriyorsun şakalar kikirdemeler, bi dur gözünü seveyim ya. güzelsin şirinsin anladık da valla yeter, konuşmacıları sürekli hı hı diye kafa sallayarak onaylayan can coşkun'u arar oldum yahu. yeminle daha iyiymiş can coşkun. adam meğer asgari düzeyde teşvik yapıyormuş.* ne diye almışlar ondan yayını, bu bıyıklıya bakacaklarına şu ay parçasına baksınlar falan mı demişler anlamadım ki.. bıyığı geri getirin valla yeter. ciddi ciddi bir sey konuşmaya çalışıyor insanlar, ben de dinlemeye çalışıyorum pat kahkaha. ne çok kahkaha kayda geçti bu programda. gerci ne güzel işte gülsün kadınlarımız. ağlasınlar mi? bilemedim şimdi, yumuşadım birden.
  • bugün murat ağırel yalnız kalmıştır. mülteci istememenin ırkçılık olmadığını canla başla anlatmaya çalışıyor adamcağız.
  • bu akşam bomba gibi bir bölüm bizleri bekliyor. adım gibi eminim.
hesabın var mı? giriş yap