• ece temelkuran'ın everest yayınları'ndan çıkacak olan kitabı.

    --- spoiler ---
    ece temelkuran "inatla" kayda geçsin diye tarihe not düşüyor!..

    "umut pek güven duyduğum bir sözcük değil, ben inadı tercih ederim. umudum yok olsa bile inadım var. insanın, yine de, her şeye rağmen iyi olabileceğine, bu ülkenin içinde, dövüldükçe içinin çok derinine kaçmış bir iyilik tohumu olduğuna dair bir inatçı imanım var.

    benim de, benim gibilerin de bu ülkeye dahil olduğunu söylemek, sonra yeniden söylemek için sağlam tutmaya çalıştığım bir inadım var. biz varız. yani biz de varız..."

    ece temelkuran, kayıtları çok titiz tutulması gereken zamanlardan bildiriyor bu kitapta. son iki yıllık tarihine o titizlikle bakıyor. artık yazamaz hale getirilmenin, kaçınılmaz bir keskinleşmenin tarihine yani.

    "kayda geçsin" çünkü; bu zamanlar, o zamanlar...
    --- spoiler ---

    kapağı şöyle bir şey.
  • ön siparişe başlamış, hemen sıraya giriyorum.

    http://www.idefix.com/…asp?sid=w5p5t310xg1go3xknj6v
  • ece temelkuran'ın habertürk gazetesinde yayınlanan (28 mart 2010 - 3 aralık 2011 arasındaki) yazılarından oluşan kitap. bu bilginin kitap tanıtımında verilmemesi ticari bir kaygı taşıyor diye düşünüyorum.
  • ece temelkuran çok dertli. isyanlarda. haksız da değil.

    memleketin gidişatından tedirgin. bu tedirginliği, iktidar muhalefeti yaptığı için işinden gücünden olmasından kaynaklanmıyor. samimi bir tedirginlik onunkisi.

    sırf gazetecilik yaptığı için, kitap yazdığı için tutuklanan meslektaşlarına üzülüyor. çocukluğunu yok yere hapishanelerde geçirenlere üzülüyor. işçiye üzülüyor, fakire üzülüyor. kitabın her sayfasında bu üzüntü dalga dalga çarpıyor insanın suratına.

    kürtlerin meseleleri hakkında konuşması/yazması, bu meseleler hakkında ılımlı görüşlerini dile getiren herkesi olduğu gibi onu da yaftalıyor. o yüzden bu yaftalamalardan sıyrılmak zorunda kalıyoruz kendimizi anlatırken."her kesim, kendini ne olmadığı üzerinden tarif etmek zorunda kalıyor. darbeci değilim, şeriatçı değilim, terörist değilim"

    birbirimizi tanısak işlerin daha kolay yürüyeceğini söylüyor ama "tanışmamızı engelleyen bir başka mesele ise hep birbirimizi çıldırma anında görüyor, birbirimize o zaman bakıyor olmamız. atatürkçüler darbecilikle suçlanmaktan öfkelenmişken, islamcılar depremde yıkılan kuran kursunda ölen çocuğunun hakkını aramazken, aleviler çalıştaylara karşı kavga ederken ve kürt çocuklar taş atarken...kameralar tam o anda bize dönüyor ve kendimizi, türkiye'yi o anda görüyoruz: hep kavga ederken. bu da ülkenin kendiyle ilgili bir kanaat oluşturmasına neden oluyor: 'biz birlikte yaşayamıyoruz.' sf 6

    "kürtler, türkler ve hepimiz", "bizim memleket" ve "başka memleketlerden" notlarla bitiyor kitap.

    nagehan alçı gibi, rasim ozan kütahyalı gibi insanların bangır bangır konuşabildiği televizyon kanallarında ece temelkuran, nuray mert, nihat genç neden yok arkadaşım? bunu bir düşün. bundan biraz olsun şüpheye düş. bu insanların susturulmaya çalışılmasında bir bit yeniği aramıyorsan aklından şüpheye düş.

    http://birazkitap.blogspot.com/…0/kayda-gecsin.html
  • kitabın arkasında birçok şeye anahtar olabilecek bir kaç cümle yazıyor:

    “umut pek güven duyduğum bir sözcük değil, ben inadı tercih ederim. umudum yok olsa bile inadım var."
  • ece temelkuran'ın geleceği gördüğü, daha doğrusu kafası çalışan pek çok kişi gibi olayın eninde sonunda buraya varacağını hayal/temenni ettiği kitabı.
    bir solukta okunan, uzun bir dönemin gidişatını daha net gösterebilmek gibi önemli bir işi yerine getiren güzel kitabın içinde ufacık bir paragraf var, nereden nereye gelindiğini çok iyi anlatan.

    bilhassa akp'nin çok söylendiği gibi 12 eylül 2010 anayasa değişikliği referandumu sonrası geçirdiği otoriter dönüşümü, gitgide daha ceberrut bir devletin ortaya çıkışını -ki bunlar ancak gezi direnişi patladıktan sonra açığa çıkan tespitler oldu kamuoyunda- güzel güzel anlattığı, türkiye'de çokça değiştiği söylenmekle birlikte devletin temelde nasıl bir şey olduğunu gözler önüne seriyor bu kitap.
    hele bir bölüm var ki, mısır'da 2011 yılının başlarında yaşananlardan sonra yazılmış, insan okuyunca türkiye'nin haziran 2013'teki halini hatırlamadan edemiyor:

    "tahrir meydanı'nda bir halkın kendi kendine yeniden inanmasını izliyoruz günlerdir. dayanışmayı, kardeşliği, birbirine gözü kapalı güvenmeyi, omuz omuza mücadele etmeyi, geri adım atmamayı, insanlık onuruna yeniden kavuşmanın sevincini, hep birlikte bağrılınca adelet sözcüğünün ağızda bıraktığı tadı... bütün bunları görüyoruz mısır'a baktığımızda. sonra buraya döndüğümüzde... bugün hrant'ın duruşması var, çarşamba günü pınar'ın [selek, yn.] duruşması. iyi kalpler duruşmalarında törpülenen gururumuz, zorlanan sabrımız, yıpratılan vicdanımız bir gün isyan eder herhalde. herhalde...
    07 şubat 2011"

    (bkz: 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi)
  • umut etmek ve inat etmek ikilemini kitabın temel taşı sayarak yazdığı, türkiye coğrafyasının gerçeklerini beklediğimden daha hafif bir mülkiyeli terminolojisiyle gösteren yapıt.

    okurken biraz (bkz: uğur mumcu) yu andıran bir araştırma tarzı var ece temelkuranın.

    ayrıca en çok beğendiğim kısım, savaş ve barış tanımlamasını yaptığı kısım. kelimelere yaklaşımı (bkz: orhan veli) özgür ve yarınsız bir şair ruhu taşıyor..
  • (bkz: kayıtlı)
  • siyasetin edebiyatla birleştiği, nadide bir ece temelkuran eseri.
  • yahu sayın özlem gürses abla, dur bi yahu murat ağırel bir şey anlatmaya çalışıyor, habire araya giriyorsun şakalar kikirdemeler, bi dur gözünü seveyim ya. güzelsin şirinsin anladık da valla yeter, konuşmacıları sürekli hı hı diye kafa sallayarak onaylayan can coşkun'u arar oldum yahu. yeminle daha iyiymiş can coşkun. adam meğer asgari düzeyde teşvik yapıyormuş.* ne diye almışlar ondan yayını, bu bıyıklıya bakacaklarına şu ay parçasına baksınlar falan mı demişler anlamadım ki.. bıyığı geri getirin valla yeter. ciddi ciddi bir sey konuşmaya çalışıyor insanlar, ben de dinlemeye çalışıyorum pat kahkaha. ne çok kahkaha kayda geçti bu programda. gerci ne güzel işte gülsün kadınlarımız. ağlasınlar mi? bilemedim şimdi, yumuşadım birden.
hesabın var mı? giriş yap