• kuruyemişleri piyasa fiyatları altında olan pazar, mesela siirt fıstığını istanbulun herhangi bir kuruyemişçisinden en az 30 tl ye bulabilecekken kadınlar pazarında 18-20-22-24 en iyisi 26 tl ye bulabilirsiniz. kze diğer kuruyemişler içinde öyledir. ha açık havada çuvallarda durduğu için biraz az biraz nemli olabiliyor, bu durumda ne diyorduk o kadar kusur kadınlar pazarında da olur.

    çocukluğumun geçtiği mahalle olduğu için ayrıca bi severim, bir sokak üstünde at pazarı vardır. 90'lı yıllarda hep oto tamircileri vardı şimdilerde cafeler basmış diyorlar. fatih güzeldir.
  • acayip bir yer, cennet gibi. her yer kebapçı, her yer kasap, her yer sakatatçı, her yer baharatçı, her yer peynirci. resmen saklı cennet istanbul'da böyle arada kalmış. sarnıca gelene kadar ortalık sakin, sarnıcı bir geçiyorsun cümbüş başlıyor. ulan ne şehir bu istanbul be dedim yine kendi kendime. her adımında farklı bir güzellik var. açıkta satılan kuzular, oğlaklar. türlü türlü peynirler. resmen deli gibi her şeyden alasım geldi. ha bir de bitlisli siirtli çok ya, adım başı tütün de satıyorlar sarma kağıtları ve filtreleriyle beraber.

    en çok ilgimi çeken nokta ise, adam et satıyor yanında bir kalıp sabun, ev yapımı, zeytinyağlı galiba ya da başka tür bilemedim. adam baharat satıyor yanında bir kalıp sabun. adam işkembe satıyor yanında bir kalıp sabun. sabunun olayını tam çözemedim. bir dahaki sefer onu da çözeceğim inşallah. zira bundan sonra istanbul seyahatlerinin vazgeçilmez noktalarından olacak anlaşıldı.

    ekleme: paradigma1 hemen bilgilendirdi sağolsun, o meşhur sabun siirt'in ünlü siirt bıttım sabunuymuş.
  • bir de ucuz kadın pazarı vardır, şamda. bütün sebzeler meyveler yerine göre ayıklanıp doğranmış olarak satıldığından bu ismi almıştır.
  • fatih bozdoğan kemerinin ayakları dibinden başlayıp zeyrek sınırına kadar uzanan bir alandır. üst kıyısında itfaiye amirliği, sol tarafında atatürk bulvarı, sağ cenahta sanki yedim camii, alt kısmında da zeyrek semti bulunur.

    hüsambey mahallesi sınırları içerisindedir. haydar mahallesi ile komşudur.
  • istanbul fatih resat nuri sahnesi'nin karşısı sırasındadır. (bkz: buzdoğan kemeri)
    karikatür ve mizah müzesinin oradan içeri girip biraz yürüyünce 20-25 kasaptan oluşan bir et pazarı görürsünüz. çoğunlukla keçi eti satarlar. iyidir etleri. tazedir.

    hepsi siirtlidir. muhafazakardırlar. ama fi tarihinde bir grup gencin önünden geçerken burnuma cıgaralık kokusu da gelmiştir. (bkz: istisnalar kaideyi bozmaz)

    çoğunun ana dili arapçadır. ama türkçeyle çok karışmış bir arapça olduğu için suriyeli, mısırlı ve diğer araplarla pek anlaşamazlar. ıraklı araplarla anlaşırlar. çünkü ırak arapçasında da bolca türkçe kelime mevcuttur.

    jet fadıl'ı çok severler.
  • unkapanı köprüsünden yukarı doğru çıkınca su kemerinden sağa dönülür. itfaye müzesinin arkasındaki yerdir. istanbulun son özgün pazarlarından. muhteşem et yapan lokantalar var ve feci ucuz. ayrıca yöresel şeyleri bulabiliyosunuz. görülmesi ve korunması gereken bir yer.
  • zeyrek tarafından yokuşu tırmanırken henüz yeni boğazlanan bir keçiyle göz göze gelirseniz, işte o an kadınlar pazarı muhtar devletinin sınırlarına sızmışsınız demektir. o sınır tam manasıyla kanla çizilmiştir. bu açık hava mezbahası, konup kalkan kara sinek sürüleri, kurumuş kandan yükselen çürük koku, etleri tak tuk seslerle parçalayan kasaplar, kararmaya başlamış kuzu butları.. bu manzara yaklaşık 200 m uzaktaki hıfzıssıhha göz önünde bulundurulduğunda tam bir anarşi atmosferine sokar insanı. zaten 500 m ötesi de ibb yerleşkesi..
    7-8 ramazan önce, ssk binasına inen sokaklardan birinde, çocuklar bir binanın kapısında evcilik oynamaktadır. erkek çocuğu üst basamakta oturur. iki plastik tabancasını birbirine bakar şekilde bir imsakiyenin* iki yanına koymuştur, en üst basamağa. alt basamakta oturan kız çocuğu plastik kap kacaklarda yemek pişirmektedir. örnek aile yapımızın adeta minyatürleri, değerlerimizin ufak bir temsilini sunuyorlar.
    ramazanda sahura kadar harıl harıl çalışır pideci. sıra beklenir pide için.
    siyasi atmosfer renklidir. bir sabah disk mitinginin ortasında uyanırsınız. süleyman çelebinin maltepe karası sesiyle irkilir, yarı uyur yarı uyanık, ne kadar süre uyuduğunuzu da sosyalist devrimin fatih'i de kapsayacak şekilde yapıldığını kestirmeye çalışırsınız. dostum bir an heyecan yaptım itiraf ediyorum.
    istanbul'un şanlı, şerefli ve yağmasız, tecavüzsüz ve zorla din değiştirmesiz, kalplerin fethiyle ve esir almasız, cariye yapmasız fütuhatının 550. yılı kutlamasında mehteranla coşarsınız. üstelik evinizin rahatlığında. itfaiyenin ta oradan öyle bir çalıyor ki adamlar, mahalle inliyor.
  • ikinci dünya savaşı sırasında ve sonrasında oluşan yokluk döneminde, semt kadınları istanbul'un değişik yerlerindeki pazar yerlerinden topladıkları artık çer-çöpü buraya getirip satarlarmış. bu yüzden adı kadınlar pazarıdır. eskiden burada kadınların satıldığı yönündeki inanışlar hurafedir. ayrıca buryan kebabı, perde pilavı için en iyi adres burasıdır.
  • esnafın;satış yaparken ağızlarından "valla billa hacı"yı eksik etmedikleri,piyasa fiyatının altında et alınabilecek yer.
  • hic de cennet gibi bir yer degil efenim. gayet hijyenik olmayan bir yerdir. biryan'i severseniz gidin. bahcivan'da gidip yiyin. orasi temiz gibi. ama kesinlikle et ve peynir alinmamasi gereken yerdir. disarda acikta sicak havada yazin bile bekletiliyor etler, peynirler. belediye'nin ne boktan bir kurum oldugunu anliyorsunuz.
    ama baharatlarindan alabilirsiniz. dag kekigi almistim mis gibiydi. icinden cer cop cikiyor orasi ayri, kucuk salyangozlar bile cikti yok artik dedim. biraz ayiklamaniz gerekiyor. ama o tadi bulamazsiniz disaridaki baharatlardan. cok kuvvetliydi. cocuklugumdaki parktaki kekik otlarinin kokusuna benzettim. yani buraya gitmek icin saglam bir migdeye ihtiyaciniz var. ben igrenmedim orasi ayri. bayanlarin tek basina gitmesi tavsiye edilmez cunku pek iyi gozle bakilmiyor. laf atiyorlar. 1920-30lar'da kalmis gibi burasi, zaman durmus. cok cok garip bir yer. mutlaka en az bir kez o guzel lezzet biryan icin gidin.
hesabın var mı? giriş yap