• bana acı acı güldüğüm bir hikayeyi hatırlattı ysk'nın kendisinin veto edilmesi kararındaki gerekçesi.

    üniversite ikinci sınıftayım. yaz tatiline memlekete gelmişim. yani yaz ve tatil kelimelerine aldanmayın, otobüsten indiğim akşamın sabahında babamla beraber çalışmaya başlıyorum. babam pazarcılık yapıyor o dönem, mersin toptan halinden gece mal almaktan tut, gece gündüz tezgah kurmaktan, satış yapmaktan ve tezgah toplamaktan burnumun ucunu göremiyorum. neyse, gel zaman git zaman yazın sonlarına doğru kaymakamlığın üniversite öğrencilerine bir defaya mahsus olmak üzere 300 tl burs vereceği bilgisi kulağıma çalınıyor. şartlara bakıyorum, hepsi bende mevcut. kararımı vermemle beraber belgeleri toplamaya başlamam bir oluyor. akıllara gelebilecek bilimum devlet dairesini tavaf ettikten sonra en sona emniyet müdürlüğü kalıyor. sorgulama biriminde görevli memura kimliğimi uzatıyorum, adam sistemden girip bakacak. sonrası:

    -sen neden aranıyon bakayım?
    +ne aranması? aranmıyorum kardeşim ben.
    -valla burada kayıt var. hakkında hapis kararı var senin.
    +bir saniye bakabilir miyim karara? (karar babamın 12 eylül döneminden mahkumiyet kararı) öf. memur bey, dikkatli okursanız o ismin bana ait olmadığını görürsünüz. babam olur kendisi. hayır yani, isim benzerliğimiz de yok. onu da geçtim , karar tarihine bakın, 1981 !
    -komünizm falan diyor burada?
    + (sabır) o, hükmün dayanağı kanun maddesi. "yasak yayın yoluyla komünizm propagandası yapmak" 'tır içeriği. ceza kanununda artık yer almamaktadır.
    -nerede okuyorsun sen?
    +hukuk fakültesinde. ama bu bilgiye sahip olmak için buna gerek olduğunu zannetmiyorum.
    -tamam tamam. ukalalık yapma. biz gerekli evrakı kaymakamlığa yollarız.

    çıktım gittim oradan. aradan bir hafta geçti, sonucun olumsuz olduğunu tarafıma bildirdiler. gerekçe, annemin dedemden kalan yetim maaşı, aylık 200 tl falan o dönem. ve bütün yasal zemin burs için gerekli şartları taşıdığımı gösteriyor. anne-baba ayrı, ben üniversitedeyim, kız kardeşim var küçük, annem de işsiz. bunların hepsi nüfus evrakında mevcut. ama iktidarın işine geldiği zaman, 200 tl servetle eşdeğer. insanlardan yüzsüzce oy isterken ise vatandaşa haksızlık. ironiye gel, trajediyi tat. ölümlerden ölüm beğen.

    benim güzel ertuğrul abim.

    2 yıl 2 ay ceza almış ve tamamını infaz etmiş babamı unutmayan bu devlet, seni unutur mu? o kalp seni unutur mu?

    boşver girme. sen bizim için çok değerlisin zaten.

    sırrı süreyya'nın dediği gibi: " sabıkaların madalyan"

    kızıldereler ise bizim çocukluk öykülerimiz.
  • solun nazar-ı şüpheyle düğümlü dünyasındaki duruşması, ortaçağın en namdar cadı hukuku kitabı olan malleus maleficarum* ile görülüyor sıklıkla.

    malleus maleficarum'un en meşhur tatbiki de cadılık veya şeytanla işbirliği şüphesi olan kişiyi deney olarak denize attırmasıydı. zanlı eğer suda boğularak ölürse masum bir mevta olur; eğer canlı olarak kurtulabilirse -şeytanla doğaüstü işbirliği yaptığının kanıtı olarak- cadılığı tescillenir ve diri diri yakılırdı. aynı anda hem masum, hem de canlı olarak bu kilise yargısından kurtulmanız mümkün değildi.

    ertuğrul kürkçü de kızıldere'den eğer ölü çıkmış olsaydı ne güzel ölü ve masum olacaktı; samanlığa saklanarak kurtulunca ise -şeytanla doğaüstü işbirliği yaptığının kanıtı olarak- canlı ve suçlu oldu. kızıldere'den aynı anda hem masum, hem de canlı olarak kurtulmak, rahipler heinrich kramer ve jacob sprenger'ın cadı hukuku kitabına göre de, sol manastırın zâhid devrim mahkemesine göre de mümkün değil.
  • kizildere katliaminda, babasinin oglu diyerek kensine gösterilen cesedi "benim oglum bu degil, benim oglumun tirnak yapisi bana benzerdi." diyerek reddetmesi uzerine, samanliklar arasinda yapilan aralamarda yakalanan kisi.
  • biraz romantik olacak biliyorum ama kızıldere'nin meclise attığı tokattır o.
  • insanoglu kus misalidir. dun kizilderede halki icin savasirdi cunku gencti. bugun yasini basini almis bir politikaci olarak mecliste savasir. alismak lazim bunlara. hayatin gercekleri. oradaki onlarca milletvekilinden daha onurlu ve daha saglamdir. donek diye bok atmak en kolayidir. yapmayin.
  • metin üstündağ anlatmıştı, taksim'in emekçilere kapalı olduğu yıllarda bisikletiyle adeta bir turist edasıyla polis kordonunu aşarak girmiş taksim alanı'na. öylesine sessiz ve derinden, öylesine cesur ve kararlı, öylesine zeki ve dinamik...
    ertuğrul kürkçü'ye seçim sürecinde ulusal kanallarda rastlamadım, yanlışım varsa düzeltin, deyin ki hayır şurada şu sansasyonel açıklamayı yaptı, şuna ayar verdi.
    sözlükteki popülasyonu bile adaylığının tehlikeye girdiği günlere ve seçim akşamındaki son ana kadar süren heyecanlı bekleyişe dair ki şu an okuduğunuz entry de bu toplama dahildir.
    bugün sayısı iki yüze yaklaşan sol içindeki fraksiyon ayrışması umurumda değil. söylediğim sosyalizmden de öte bir şey çünkü. burada birkaç arkadaş daha yazmış "vurmayalım birbirimize" diye. ne kadar doğru...
    ertuğrul kürkçü lan bu, mahir'in arkadaşı... hani sevmeyeni seveninden kat be kat fazla olan. oligarşinin, bürokrasinin, dincilerin, milliyetçilerin, sermayenin, orta sınıfın nefret ettiği, edebileceği adam. mitik bir şey değil söylediğim. klişe olduğu için sıkıcı hatta sıradan gelebilir belki. ama klişeler unutmayalım ki doğruyu en etkili ve kısa yoldan dile getirdikleri için klişedirler. klişe olmaları içerdikleri doğruluk payını azaltmaz.

    mersin, kürkçü'yü meclise sokarak tarih boyunca üzerinden kalkmayacak bir vebali bertaraf etmiş oldu.
    96017 tane pırıl pırıl insan yüreği...
    sizinle konuşabileceğim kelimelerim var.
  • ege'de uçak uçurmayıp, hücumbot dolandırmasa 1 senede 6-7 milyon dolar tasarruf edecek yunan hükümet için yardım çağrısı yapan vekil.

    tek yapacakları bu konuda türkiye ile konuşup anlaşmaları var mı böyle bir şey ? yok

    üstüne iktidara gelir gelmez gidip kardak anması yaptılar mı? yaptılar

    burnundan kıl aldırmayan komşuya zorla iyilik istemek ancak hdplilere yakışır...
  • konuşmasına müdahale eden ak partili milletvekillerine "abur cubur konuşma, gerzek. hepiniz gerzeksiniz." diyerek içimin yağlarını eritmiş halkın vekili.

    helal olsun.
  • ertuğrul kürkçü meclis konuşmasını osmanlıca yaptı ve sordu:
    - anladınız mı?
    -biz anladık, sen devam et.
    - öyle mi? ne anladınız?
    - ....
    -.....
    - hiçbişey anlamadınız ama işte bu boş işlerle bizi uğraştırıyorsunuz, ister istemez 3-5 dakkamız buna gidiyor. osmanlıca bizim ecdadımızın lisanı değildir, bizim ecdadımız böyle konuşmaz. osmanlı sülalesi ve onların memurları böyle konuşur. bizim ecdadımız göçebe türkmenler, göçebe kürtler, türkiyenin dört bir tarafındaki rençber çoban amele insanlardı.onlar osmanlı hakkında şunu der: şalvarı şaltak osmanlı, eğeri kaltak osmanlı, ekende yok biçende yok, yemede ortak osmanlı.
  • bu sözlükte yazan insanların çoğu daha doğmamışken (doğru ya da yanlış) yıllar süren bir mücadele veren, o mücadelenin tüm sıkıntılarını yaşayan, kendisine yöneltilen "polis" gibi saçma sapan suçlamalarla boğuşan, kendisi ile siyasi açından aynı noktada olmasam da verdiği mücadeleye saygı duyduğum, yaptıklarının binde birini bile yapmamış insanların bok atmaları halinde her zaman savunacağım, yıllardır devlet güdümünde olmayan bir haber ajansını yürütmek için çabalayan, bununla da yetinmeyip bia. net gibi alternatif haber sitelerini ayakta tutmaya çalışan insan.
hesabın var mı? giriş yap