8 entry daha
  • " insan düşüncesi zihnin bütün hazinelerine egemen olduğunda ve yeteneklerinin tüm görkemini hissettiğinde bile bütün ciddi akıl yürütmelerin dibinde hala problemli bir tortu kalır.
    kesin bir yargının ilanı, kişisel bilinç tarafından tamamen ikna edici olarak kabul edilemez.
    yargının sendelediği bu noktada mutlak ciddiyet duygusu yok olur.
    belki de bu durumda, bin yıllık her şey boşuna sözü yerine her şey oyun sözü kendini dayatır ve bu yeni sözün vurgusu daha olumlu olur..."
    diyor johan huizinga..

    ben de kendisine naçizane

    "aşk oyunu buna derler güzelim
    seçmelisin birini
    bir şöyle bir böyle derken
    kaçırıp harcarsın sevgi(li)leri" diyorum müsadenizle..

    insanoğlu kendi yaşamsal varoluşunu anlamlandırabilmek adına, binlerce yıldır tüm silahlarıyla saldırıyor evrenin bilinmezliğine..
    ışığın tayfıyla ilkin yedi ve daha sonra da kendi içinde milyarlarca renge bölünen çok çeşitlilik, beraberinde anlamlandırma çabalarını da çeşitliyor..
    zihnini kullanan materyalistler, sezgisel akarlara kapılırıverip, denizin masalını yazanlar, ya da hali hazırdaki bu masallara inananlar... insanın bir kaşif olduğunu, hem kendisini hem de olup biteni keşfedebileceğini düşünenler.. ve ne olup bittiğinin farkında bile olmayan medeniyet tutsakları...

    -biten yiten- herşeye rağmen düşümde düşünüyorum da, hepimiz öyle ya da böyle aynı oyun'un içerisindeyiz... mızıkçılığın lüzumu yok...

    misal sen.. orda öylece durmaktan sıkılmadın mı?

    haydi pabucu yarım, çık dışarı oynayalım...
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap