6 entry daha
  • bu koreli'ler kac tane film yapmislar, kac tane unlu aktrisleri/aktorleri var, aski nasil yasarlar bilmiyorum. yemekleri tat verir mi, barlara legal giris yasi kactir, hayatlari nasildir, aski nasil yasarlar hic bi fikrim yok. hayati kac yasindan itibaren tek baslarina izlemeye baslarlar, kadinlari hakkatten hala oklavayla hamur acip ekmek pisirir mi, 24-25 yasindaki insanlar cidden 18-19unda mi gorunur, aski nasil yasarlar gormedim. nezarethanelerde hep ayni insanlar mi mahkumdur, metro da buyuklerine ve bayanlara yer verirler mi, hareket halindeki trene binme tecrubeleri var midir, aski nasil yasarlar duymadim.

    ama bu izledigim en iyi kore filmiydi. koreli'lerin yaptigi ve benim izledigim tek film olmasinin bi etkisi olacagini sanmiyorum, cunku bundan daha guzel bi film yapabiliyo olsalar heralde cok cok daha onceden duyardik/bilirdik.

    ***

    su cevapsiz sorularda bisi dikkat cekmistir heralde, dikkatli bi okuyucu icin. bi tanesini hem 'bilmiyorum', hem 'hic bi fikrim yok', hem 'gormedim', hem de 'duymadim': a.s.k.i n.a.s.i.l y.a.s.a.r.l.a.r??? hala tam bir kanaatim olmus degil koreli'lerin bu soruya -yasayan- cevaplari hakkinda. tamam muhtesem bir ask izledim. ama bunun -degil kore'de- dunya uzerinde her hangi bir noktada, her hangi iki kisi arasinda yasanabilecegine ben inanmiyorum. filmdeki tesadufleri, ufak ufak serendipityleri gectim. tahmin edilebilir, ama inatla tahmin edilmeyen sonu da gectim. diyaloglarin bazen masumluguna, cogunlukla cocuksuluguna, hic bi sekilde cinsellik icermeyisine (film boyunca izleyen kimsenin de aklindan gecmedigine eminim)... diyaloglari bize yasatanlardan hatun olaninin inancsizliginin arkasina gizledigi, erkek olaninin da zaten filmin her karesinde belli ettigi o inanilmaz 'inanc'a... kadin egemen denilen ama aslinda ask egemen olan bir takim ikili, cok tatli oyunlara... taktim ben. her seyiyle ozlemi duyulan bisi bu ikisinin yasadigi. daha onceden hayal edebildiginiz, edemediginiz -ask'a dair- ne varsa -ask'i en ustte tutmak sartiyla- yerli yerinde bu ikilinin yasadiklarinda. nasil bitcegini bilemiyorsunuz filmin, hatta basindaki o 'zaman kapsulu' hikayesi bi karamsarlik koyuyor bi yerlerinize ama yine de umutsuz kalmiyorsunuz taa sonuna kadar. baslangicina kadar demeliyim belki de. ya da gelecegin gecmisle karsilastigi yere kadar diyim en iyisi.

    bu filmi izledikten sonra yapmaktan inatla uzak durmaniz gereken bisi de ne eski asklarinizi, ne gelecekte olanlari, olmasini istediklerinizi o olcude degerlendirmeyin. dedim ya ben 'bu'nun yasanabilecegine inanmiyorum. hem hatirladikca, hem planladikca hayal kirikligina ugrarsiniz. en iyisi bi masal olarak kabul etmek -evet belki de o tesadufler bilerek konulmus filme, masalsi bi hava verebilmek, izleyicileri 'benim niye boyle bi askim yok' olayindan kurtarabilmek icin- cok ozenmeden, ama -biraz biraz / ara ara- bazi sahnelere kendi resminizi koyarak... maksimum bu olur heralde.

    ***

    goz yaslarini tutma meselesine deginmek istemiyorum. nitekim ben de ne kadar tutmayim desem de cikmadi bi turlu. bi zaman bi filmde aglicaksam keske o film bu film olsaydi. neyse, belki bi dahaki izleyisimde. ara sira donup 'bu kadar asigim sana iste' dicegim birisiyle izlerken mesela*.
132 entry daha
hesabın var mı? giriş yap