• filmin sonuna doğru yönetmen hafiften bizle dalga geçiyor.

    --- spoiler ---

    ağacın altında yaşlı bir adamı otururken görüp, tez canlı gibi "vay hain karı. adam yıllarca beklemiş, ama hala ortalıkta yok." deriz. akabinde kızımız çıkagelir, "hay ya..." demekle kalırız. sadece bir yıl geçmiştir.

    daha sonra ikinci olta atılır. bu sefer de orta yaşlı bir kadın görürüz ve "vay be, hala tesadüf onları buluşturamadı ha?" deriz, ama o yaşlı kadın da kahramanımız kyun-woo'nun teyzesi çıkar. tarih hala aynıdır.

    --- spoiler ---
  • hollywoodun gençlik filmi klişelerinden sıkılanlar için güzel bir alternatif. tek eksisi çok uzun olması. yapımcılar da farkında ki, filmi iki yarı halinde hazırlamışlar. ben açıkcası devre arasını biraz uzun tuttum*.

    --- spoiler ---

    filmin başında kahramanlarımızın yerleştiği otel odasında, çerçevelenmiş bir gazete küpürü gözünüze çarpmıştır. küpür, beşiz doğuran bir kadın hakkındaki gerçek bir yazıymış. o beşizler büyümüşler, koskoca adam olmuşlar ve filmde çeşitli rolleri kapmışlar. bunlardan birisi otel sahibi, diğeri nezarethanedeki mafya lideri, bir diğeri metro turnikelerini bekleyen güvenlik görevlisi; dördüncü, filmin sonuna doğru kız metroda anons yaparken yanında oturan görevli, sonuncusu da çocuğu, içinde gül olan yemek servisi kutusuyla kız lisesinin içine girerken durduran güvenlik görevlisiymiş.

    --- spoiler ---
  • filmi falan bilmiyorum ama tam olarak sabahları bizim evin önünden geçen gevrekçinin bağırdığı şey bu.
  • güney koreden çikmis en güzel yaratik ji-hyun junin oynadigi, 2,5 saate yakin uzun süresine ragmen keyifle izlenen film.

    filmden çikarilacak bazi sonuçlar:

    -film güzeldi, eglenceliydi, ama son yarim saati dagitti.
    -bundan sonra metroya daha sik binilecek.
    -akraba ziyaretleri siklastirilacak.
    -ji-hyun junun filmleri izlenecek.
    -güney kore filmleri takip edilecek.
  • filmde 'oha nasıl lan!' dedirten en büyük ayrıntı kızın isminin hiç zikredilmemesidir. hakkaten ilginç.
  • --- spoiler ---
    filmin sonlarına doğru esas kızımızın, kyun-woo'nun yazdığı mektubu okuduğu sırada, arka planda ufo vari bir cismin son sürat geçtiği filmdir. resmi olmayan rivayelere göre bu cisim bir zaman makinesidir ve kyun-woo yaşlı amcamızdır, gelecekten gelmiştir.
    --- spoiler ---
  • hollywood'un tatsız, eğreti duygusal filmlerine taş çıkartan, salya sümükten arındırılmış, seks ile aşkı birbirinden ayırarak seksiz de aşk ve duygusallık olabileceğini gösteren, kore kültürünün, türk kültürüne amerikan kültüründen daha yakın olduğunu öğreten, neşeli, komik, duygusal bir film.
    dikkat! kore sinemasına bağımlılık yapabilir. bu kadar başarılı bir film daha bulma çabasıyla bir sürü kore filmi seyrettirir.
  • tipki dolls adli saheser gibi bas karakterlerini bir kere bile opusturmeden ask temasini yalap salap hollywood filmlerinden onlarca kat daha doyurucu sekilde anlatmayi basarmis enteresan ve basarili bir film. agir bir konuyu yer yer cidden kahkaha attiracak sekilde anlatmasi, en duygusal sahnenin ortasina bile absurd espirileri yerlestirmekten cekinmemesi de cabasi. iki sahne var ki orneklemeden gecemedim (iyi halt ettin):

    --- spoiler ---

    korelilerin cok sevdigini ogrendigimiz "dus" adli romanin (bilmiyorum dogru mudur) sonunu begenmeyip degistiren esas kizin "oldugumde canli bile olsa sevdigimi benimle gomun" seklini daha cok begenmesi ve bu canlandirma esnasinda esas oglanin kendisi ve ailesinin rol almasi, canli canli mezara attiktan sonra kurekle (plastik oldugu icin daha sonra toprak atamiyor bu eleman) esas oglanin kafasina kurekle vurmalari. bu sahnenin tum absurdlugune ragmen sanki cok dogalmis gibi karsilanmasi unutulmayacak bir sahne bence.

    yine filmin ortalarinda "oha dedirtecek tesadufler"den birini yasararak esas kizi sokakta bilmeden taciz eden esas oglanin kiz telefonla arayinca once "alo" diyip daha sonra bozuk ingilizceyle "aradiginiz kisiye su anda ulasilamiyor" numarasina yatmasi. filmin sonunda kiz oglani bulmaya calisip da telefonla ararken gercek "aradiginiz kisiye su anda ulasilamiyor" mesajini duyunca yuzunde o olayi hatirladigi icin olusan bir anlik gulumseme.

    ve tabi ki su soz "kader; sevdigin icin tesaduflerden bir kopru insaa etmektir."

    --- spoiler ---

    uzun bir film olmasina ragmen sikilmadan defalarca izlenebilecek bir yapim. hollywood'un yuz milyonluk butceler ve en unlu oyuncularla bile dogru duzgun anlatamadigi temayi son derece akici sekilde anlatmasi bile yeterli izlemek icin. zaten hep demisimdir dogulular "ask" denen olguyu (karisik bir olgu, bulasmamak lazim) yasamayi da anlatmayi da cok daha iyi biliyor. ve nedense bu film bana mevlana'nin "sevgilim naz eder, bas ceker, gamlara koyarsa beni, bir kere bile ah demeyecegim inad icin, ah'a da kizmisim ben." sozunu hatirlatiyor surekli.
  • "olmek mi istiyorsun" lafi ile yer etmis film
  • bu filmden anladığım kadarıyla güney kore'de askerlik çok uzun sürmektedir ve insanlar hayata 25-30 yaşlarında atılmaktadırlar. eleman 25 yaşındaydı ve buna rağmen eve geç geldiği için annesinden oklavayla dayak yiyordu.
hesabın var mı? giriş yap