3 entry daha
  • kaynak sıkıntıları nedeniyle çürümüş gençlik günlerimizin, ciddiyetle incelenmesi gereken bir aktivitesidir bu. şimdilerde televizyona çıkıp kaynaksızlıktan şikayet eden yeni neslin sıkıntıları, bu hadisenin yanında fasa fisodur, vesvesedir. bu hareketin önemli bir kaç boyutu vardır, şimdi dilerseniz onları irdeleyelim:

    1. eski kasetten kaynaklanan gudiklikler: kaset çekme işinde yaşanan en temel sorun, üstüne çekilen kasedin tamamen silinmemesi, silinse dahi arada kalan bir kaç saniyelik boşlukta saçma sapan hecelerin duyulmasıdır. mesela bende süper bir megadeth kasedi vardır böyle, in my darkest hour bitince "anııııı" diye bir ses duyulur. coşkun sabahın anılarından enfes bir kupledir bu, hatırladıkça ağlarım.

    2. radyodan şarkı çekme olayı: o zamanlar yeni çıkmış bir parçayı bulabilmek için e-mule falan gibi olaylar var olmadığından, tek umut radyoda idi. takdir edilmelidir ki, radyoda bir şarkının çalınıp çalınmaması tamamıyle djin insafına kalmış bir olaydır. dolayısıyla bir şekilde bu umut gerçekleştiğinde record tuşuna basılır ve şarkının kaydına başlanır. ancak bu şarkıların tümü bir şekilde baştan eksiktir, sonlarında da "süpeeer fm" jingleları bulunur. ama insan o kadar açtır ki şarkıya, ne dj'in sesini takar ne de radyonun jingle'ını. çok acıdır, ama bunlar yaşanmıştır gerçektir.

    3. annenin eski kasedi dinleyesinin gelmesi hadisesi: son derece ters bir istektir. böyle durumlarda kaset anneden saklanmalı, kaybolduğu iddia edilmelidir. eğer anne kasedi bulmuş ve teybe koymak üzereyse kaset annenin elinden alınmalı ve "bozulmuş anne bu, sarıyor, teyp bozulur valla" diyerek anne korkutulmalı, göz dağı verilmelidir. hatırlanmalıdır ki, anneler elektronik eşyanın bozulmasından feci biçimde ürkerler.

    4. kaset çektirme hadisesi: ahir zamanda, bu işin tek profesyonel yöntemi ise, kasedi bir takım kişilere çektirmek idi. bu işten para kazanan insanlar ve dükkanlar vardı o zamanlar. bunlar orijinal kasetleri yurtdışından getirir, sizin dileğinize göre doldururlardı. tabii dileğinize göre derken, ne çıkarsa bahtınıza ihtimali ve "abi bak bu albüm çok iyi" gazını yeyip saçma sapan bir albümle kazıklanmak durumu da son derece yaygın idi. kaset çektirmenin bu boyutu da, en az bir öncekiler kadar insanın içine oturan bir şeydir. yani uzun lafın kısası, insanların adsl'nin e-mule'nin kıymetini bilmesi, şükretmesi gerekir. işte böyle bir şeydir kaset çekmek.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap