8 entry daha
  • en son man on fire filminde duyduğum anda tanıdığım, gene beni benden almış; hem hüznü, hem huzuru, hem acıyı, hem sevinci aynı anda yaşatabilen eşsiz bir sese sahip, başka dünyaların kadını...

    şimdi the mirror pool albümünü dinliyorum.. laurelei mi desem, la bas mı desem, celon mu desem, the rite mı desem, violina: the last embrace mi desem; nasıl anlatsam bütün bu şarkıların ve diğerlerinin hissettirdiklerini..

    o ses inip çıkarken boyut değiştiriyorsunuz sanki, arınıyorsunuz, sadece ruhunuzla nefes aldığınızı hissediyorsunuz.. kulaklarınızla duyduğunuz o sesin dünyevi olduğuna inanamıyorsunuz, saf mutlulukla doluyorsunuz bir anda; aynı anda, o sesin oluşturduğu melodi doluyor içinize ve yarattığı hüzün yakalıyor benliğinizi.. aynı anda, iki zıt duygu sizi sarmalıyor... kalbiniz göğüs kafesinizin içine sığmıyor sanki.. o kadar mutlu ve o kadar hüzünlüsünüz ki...

    bu anlatılabilir mi? bu sadece beyinle, yürekle yaşanabilir mi? hayır! ruha seslenebilen yegane insandır kendileri, başka dünyaların, başka boyutların sesini getirir bize ve bizi oralara götürür.. eşi benzeri olmayan bir varlıktır kısacası...
60 entry daha
hesabın var mı? giriş yap