3 entry daha
  • henuz okunmamis olmakla birlikte, yazarinin dersini alma keyfine erisen biri olarak renkli ve esprili kisiligini, guleryuzunu tumuyle yansittigi bir yaratici harika oldugunu tahmin ettigim roman. (bkz: yusuf hakan erdem)

    "kitab-ı duvduvani: tarihi bir roman mı?

    hayır. daha çok, başrolünde tarihin olduğu bir roman.

    bir tarihçi tarafından yazıldı ama tarihi belgelere dayanmıyor: tamamen uydurmaca. yani roman.

    fantastik roman? belki evet, belki hayır: belki de en fantastik olan, hep burnumuzun dibinde durandır.

    aşk romanı mı? evet ama, şekilden şekle girerek süregiden bir aşkın romanı. aynı zamanda avrupa aşkının, iktidar sevdasının da…

    bilimkurgu? aslında daha çok "ilimtahayyül" denebilir.

    ya da türler arasında gezinen bir anlatı...

    mizah? hiciv? ama neyin, kimin hicvi? vuslatın demi olur mu? "...meğerki iptida iftirak olsun."

    kitab-ı duvduvani'nin kahramanları, istanbul'da, haç-hilal ovası’nda, mazenderan'da, bu evrende ya da paralel evrenlerin birinde, günümüzde, gelecekte, 1599'da, 1970'lerde yaşarlar...

    günlerden bir gün, bunlardan biri, utku suat ferid ceylani, bir efsane olduğuna artık iyice emin olduğu duvduvani efendi'nin kitabını "tesadüfen" eline geçirir:

    benzersiz bir kitaptır bu! alelacayip, evrenler arası bir oyun başlar.

    peki bu oyunda kimler, kimlerin yazdıklarında birer oyuncudur? meçhûl muhayyil kimdir? yazar, kendisinin olmadığını söylüyor. belki de biraz siz, yani meçhûl okurlar...

    ne zaman romancılar tarihe el atsa, ne zaman yeni bir “tarihi” roman basılsa, tarihçiler ile romancılar arasında bir tartışma başlar.

    romanın tarihsel gerçeklere ne kadar uyduğu, romancının tarihsel belgelere dayanıp dayanmadığı, edebiyatın tarihi yorumlamakta ne ölçüde özgür olabileceği tartışılır...

    bu kez işler tersine döndü. bir tarihçi, boğaziçi ve oxford üniversitelerinde öğrenim gören, akademik yaşamını halen sabancı üniversitesi’nde sürdüren y. hakan erdem, romana el attı... ve daha önce bilmediği bir özgürlük duygusu içinde kitab-ı duvduvani’yi kaleme aldı.

    üstelik y. hakan erdem, romanını yazarken tarihçi kimliğinden tamamen sıyrılmayı seçti. ilk bakışta bir tarihçinin tarihe romancılardan daha sadık kalacağı düşünülebilir, ama kitab-ı duvduvani “tarihi gerçeklere” dayanan bir “tarihi roman” değil. saf kurmaca.

    capcanlı karakterlerin titizlikle çizildiği bu ironik kurmaca, daha ilk sayfalardan okuyucuyu başka dünyalara, bambaşka evrenlere ve tarihlere götürüyor...

    kitab-ı duvduvani, baştan sona mizahla, hicivle yüklü, canlı bir metin. değişik edebi türler arasında gezinir, daldan dala konarken, okuyucuda tarihin ne olduğu konusunda soru işaretleri uyandırıyor. "

    kaynak: http://www.kitapyurdu.com/
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap