safahat
-
safahat'i mehmet akif'in kendisi huzunle tanimlamis,
"safahatımda evet şiir arayan hiç bulamaz
yalınız bir yeri hakkında "hazin işte bu." der
küfe? yok! hasta? değil! kahve? hayır. hangisi ya?
üç buçuk nazma gömülmüş koca bir ömr-i heder!"
demis bu muthis eser uzerine.
ben de bugunlerde, mehmet akif'in safahat'i olusturan kitaplardan ilkini yayimlamasindan tam bir asir sonra, eseri huzun ile elimde tutuyorum. benim huznum, safahat'i aradan gecen zamanla degisen dil yuzunden tam olarak anlayamamak yuzundendir.
aslinda korktugum kadar da kotu degilmis durum; gunumuz turkcesi ile anlasilir bolumler ve hatta cok sayida siir de var safahat'te. yine de, kitabi elimde tutarken, anahtari bende olmayan, cok degerli bir sandiga bakiyormus hissine kapildim durdum.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap