2 entry daha
  • bu bir taraftar entrysidir. ve yüksek dozajda desteklenen takıma bağlılık içerir. özellikle trabzonspor taraftarı değilseniz okurken nasıl bir malın entrysini okuyorum diye düşünebilirsiniz.

    sayıları sanılanın çok çok üzerinde olanlardır. serdar bali ve benzer rejyonalist zihniyetteki adamlardan, hatta bu kafadaki küçük bir grup taraftarcıktan nefret ettirenlerdir.

    kıskanıyorum abi ben bu adamları. hayatımda belki en çok gurur duyduğum şey kimliğimde yazan trabzon kelimesi ama ben bu adamlara tarifsiz bir hayranlık duyuyorum.

    yok bahsettiğimiz olay karadenizliler değil. bir giresunlu, bir rizeli, bir samsunlu, bir ordulu yani trabzonspor'un genel anlamda sembolize ettiği yörenin çocukları değil dediğim.

    trabzonspor'un ülkenin 3 büyük diye tabir edilen takımlarından farklı oluşu gerçeği var. hatta matematiksel verileri ortaya koyarsak onlardan daha geride olduğu gerçeği var. bir de çok sevdiğim, kendi yöresinin, şehrinin takımına sahip çıkan adamlar var.

    ve işte trabzonspor'u bu noktada tüm takımlardan ayıran adamlar bunlar. "ben olmayaydım da sizden bir tane daha olaydı" dedirten adamlar bunlar.

    trabzonspor'u aynı kazım koyuncu'nun ifade ettiği gibi "trabzonsporlu olmak yörenin çocuğu olmakla açıklanabilecek bir kavram değil" diye algılatabilen adamlar bunlar.

    trabzonspor takımının peşinden nice şehirler gezerken tek tek tanışma şansı yakaladığım. "ulan biz de kendimizi nimetten sayıyıyoruz adama bak be" dedirten adamlar bunlar.

    ilk olarak 2 sezon evvel istanbul büyükşehir belediyespor ile oynanan, hiç bir hedefi bulunmayan alelade bir maçta tecrübe ettiğim bir olayı paylacağım, arından da çeşitli trabzonspor platformlarından okuduğum bir kaç mesajı derleyeceğim. gönül ister sayfalar süren bu mesajların tamamını koymak ama ne mümkün.

    olimpiyat stadı civarında küçük bir adam gözüme çarptı. 8-9 yaşlarında. babasına sorular soruyor. "hepsini mi yeniyoduk baba" diye. babası da cevaplamaya çalışıyor. yaklaştım, sohbet etmek istedim. adamın şekli şemali bizim yöre ile pek alakalı değildi. muhabbet esnasında ısparta'dan geldiklerini belirtti. doğaldı, ben de eskişehir'den gitmiştim. yanımdaki arkadaşlarımın birisi kahramanmaraş'tan gelmişti. buna çok şaşırmadım tabi. ne iş yaparsın, nerelisin tam olarak derken ısparta'dan askerlik ve bir kaç akraba ziyareti ,cenaze vs olayları hariç sadece trabzonspor için çıktığını, karadeniz ile hiç bir alakası olmadığını söyledi. insan garipsiyor. cümlesini de "artık çocukları trabzonsporlu yapmak kolay değil. malum bizim çocukluğumuz gibi de değil takım, şimdiden aşılamam, alıştırmam gerek" diyor. çocuğa tekrar bakıyorum. bilekliklerinden, ayakkabı rengine kadar. hakikaten anlayamıyorum.

    ertesi akşam evde babama soruyorum. babam da pek taraftar değildir, trabzonsporludur, maçları takip eder, kim iyi oynarsa o kazansın kafasındadır hep. bana mardin'de görev yaptığı zaman bulundukları köyde kendisiyle "hocam biz maç gününe kadar zor dayanıyoruz, sen trabzonlusun nasıl duruyorsun böyle sakin" diye sorduklarını anlatıyor. anlayamıyorum. 96 yılına kadar trabzonsporlu taraftar sayısının özellikle anadoluda ne ölçüde olduğundan falan bahsediyor ama çocukluğu karadenizlilerin yoğun bulunduğu gebze'de geçmiş ben yine de bu kavramı tam anlayamıyorum.

    sonra birisiyle tanışıyorum stadyumda, bir arkadaşımın memleketine ziyarete gittiğimde birini daha tanıyorum, sonra bir taraftar sitesinde, sonra sözlükte derken derken şaşırıyorum.

    üniversite yıllarımda olsam sanırım ciddi bir zamanımı alır bu konuyu araştırır, güzel bir kaynak haline getirirdim. şimdilik gücüm sadece bir entry ile çok küçük, numunelik bir kısmı not etmeye yetiyor. belki daha ilerde.

    --- spoiler ---

    hep rivayet ediliyor yok sülalemiz şuradan gelmiş, yok buradan gelmiş diye. kesin bir bilgi yok. ama 2-3 kuşaktır istanbul'dayız. heralde en garip hikaye benimkidir. trabzonsporluyum ben. istanbul şehrini dünyada hiç bir yere değişmem. avrupa şampiyonu takımı da oldu benim şehrimin, ama ben trabzonspor'un hami-ünal-şota'lı futbolunu, taraftar kitlesinin aykırı duruşunu, temsil ettiği değerleri hep şehrimin takımlarından daha manalı buldum. hiç bir bağımın olmadığı bir şehir yüzünden neredeyse 15 yıldır her gün mutlu oluyorum, kendimi kaybediyorum, öfkeleniyorum. garip gerçekten.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    bursalıyım ben inegöllü.babam da inegöllü..bütün sülale aynı...karadenize de hiç gitmedim..yani uzaktan yakından hiç bir bağlantım yok..sürekli niye bursasporu tutmuyorsun sorularından bıktım artık..bugün bir kişi daha sordu aynı soruyu.. (bu bizzat tanışık olduğum bir arkadaşımdır)

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    baba bayburt, annem giresun'lu. ben izmir dogumluyum. babam gs'lı annem fb'li ama ben kendimi bildim bileli trabzonspor'luyum. niye dir nedendir bilmiyorum. 6 yaşindaydım 1983-84 'de ki son şampiyonluğu aldığımızda...26 sene oldu, bir 26 sene daha beklerim ..bir kere daha dogsam yine bu renklere gönül verirdim !

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    yedi nesil yozgatliyim ama trabzonsporun pesinden bu yasima kadar gitmedigim yer kalmadi,universite zamanlari(1992-1996) arasi istanbullu kizkardeslerin sahalarindaki her macta(4 senede 1 mac kacirdim) deplasmanda devamsizlik yapmadim.
    bir guzelliktir ayricaliktir trabzonspor.ister sampiyon olsun ister olmasin varligi yeter

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    soy ağacı geniş. tamamen amasya. gidip görmek kısmet olmadı hala trabzon'u. şampiyonluğa kadar da gitmeyeceğim yeminim var. aşığı olduğum renklerin merkezinin olduğu şehri dahi görmeden göçüp gideceğiz belki dünyadan. ama çok önemi yok.

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    doğma büyüme bursalıyım. aslen tunceli.allahına kadar trabzonsporluyum. çok şükür gönlümüz istanbul takımına kaymadı hiç.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    mardinliyim. benim gibi çok trabzonsporlu var mardin'de..neden trabzonspor diye sorduklarında, "istanbul'dan daha yakın ne de olsa" diyorum
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    benim anne tarafı tolo gibi tuncelili, baba tarafı elazığlı,benim de doğum elazığ ancak 23 senedir antalyada yaşamaktayımancak 96-97 yılından beri trabzonsporluyumbu nedenle yıllardın sülalenin dilindeyimdiyolar bana niye tutuyosun bu takımı diye inanın bende bilmiyorum belki o zamanki avrupa maçlarından dolayıbirde artık alışkanlık olmuş artıkyerleşti bünyeye iyice trabzonsporluluk

    --- spoiler ---

    işte ersun yanal'ın gönderildikten sonra "trabzonsporlular kendi takımlarının potansiyelinin farkında değiller. trabzonspor'u yönetenlerin hedefi trabzonspor'u küçültmek, yerelleştirmek ve bir şehire hapsetmek. oysa ki trabzonspor'un ülkenin ileri gelen bir takımı olmak şöyle dursun, bir çok anlamda dünya takımı olmak için fazlasıyla potansiyeli ve hikayesi mevcut" derken kastettiği en önemli noktalardan birisi de bu.

    şimdi ise 96'dan sonra ardı ardına gelen başarısızlıkların üstüne güneş gibi doğmanın, bu adamların hakkını vermenin zamanı. inanın bu adamlar her şeyi, hepimizden daha fazla hakediyorlar.
291 entry daha
hesabın var mı? giriş yap