5 eylül 2010 türkiye fransa basketbol maçı

• fransa hakikaten basketbola fransız bir ülke.
  
  klişe olmuş bir sözü laf olsun diye tekrarlamıyorum tam yerine rast geldi, hepsi bu. fransa iki türlü de, hem stratejik olarak hem de oyun tarzı olarak basketbola uzak.
  
  seni geçen sene iki kere tokatlamış bir takımı kendi sahasından yenmeye heves etmek zaten başlı başına kötü bir karar. üstelik o maçlarda fransa'nın en iyi oyuncusu tony parker oynuyordu, şimdi yok.
  
  fransa oyun kurucusu olmayan, oyun zekası eksik atletik oyuncuların bir araya gelerek oluşturduğu bir takım. atletler, iyi savunma yapıyorlar fakat tek boyutlu bir takımlar. atletizm ve savunmaya dayalı bir takım. böyle takımlara karşı uygulanacak en iyi savunma alan savunmasıdır ve türkiye'nin en önemli silahı da alan savunması üstelik aynı zamanda turnuvanın en iyi alan savunması yapan takımı. oyun zekası muazzam olan yunan gardlar bile pes etti bu savunma karşısında. gardı olmayan bir takım olan fransa, amerika dışında topa en iyi baskı yapan takımla oynayacak üstelik. kerem tunçeri, ömer onan, sinan güler ve zaman zaman hidayet türkoğlu'nun oluşturduğu ön alan savunması gerçekten iyi gardları bile zorlarken oyun kurucusu iyi olmayan bir takımı ne hale getirir siz hesap edin.
  
  bu maçla ilgili olabilecek tek sorun; milli takım üzerine bir baskı oluşması olabilir bu baskıyı da seyirci ve hidayet türkoğlu faktörleri ile aşacağımızı umuyorum.
  
  fransa takımı sahadan ayrılırken; neden geldim istanbul'a diye mırıldanacaklar... paris'e döndükleri zaman ise; türkiye ile eşleşme fikrini ortaya atanın ifadesini alacaklar.
  
  zafer günüdür rahat olun.