419 entry daha
  • bir insan kaç kere bir filmi izlerken, müthiş bir film izliyorum, hatta sinema tarihinin ağır toplarından birine tanıklık ediyorum gibi bir hisse kapılır.. inception'u izlerken ben böyle hissettim. daha önce; matrix ve lord of the rings filmlerini izlerken bu hisse kapılmıştım.
    ayrıca bu filmler, sonra ki dönem dünya sineması içinde, referans olmuş ve yenilikler getirmiştir.. yeni çekim teknikleri, yeni sinema teknolojileri ve prodüksiyonlarıyla sinemaya katkıda bulunmuşlardır..
    inception için böyle bir şey söyleyemeyiz.. 90'lardan milenyuma geçerken, matrix'in yükselttiği gibi çıtayı yükseltemez.. esasında böyle bir misyonu da yok. bu tip bir misyon günümüz için sadece avatar'a yüklenebilir..

    matrix'te ki; ajanların veya neo'nun kurşunlardan sıyrılmasını, slow motion çekimleri; ağzımız bir karış açık izliyorduk.. geçen samanyolu tv'de beşinci boyut'a denk geldim, o kurşunlardan sıyrılma sahnesinin benzeri vardı yahu..
    ahanda linki: http://www.izlesene.com/…i-samanyolu-matrix/1188431
    şimdi bu tip sahnelerin o kadar çok türevi var ki bizi tatmin etmiyor artık, daha yeni şeyler bekliyoruz.. samanyolu tv'de her ne kadar daha ilkel olsa da, benzerlerini kullanıyorsa artık...

    inception benim nezdimde müthiş bir filmdir ama yukarıda; saydıklarımın benzerleriyle değil.. kurgusuyla desem yeter. şahsen zor kurguları severim, film dediğin leblebi gibi olmayacak. çözülmesi zor olmalı, kafa yormalı biraz..

    günümüzde olmuş bu film, yada olmamış bu film gibi; dillere pelesenk olmuş bir yorum var, nedir bu?
    nasıl yemek yaparken; malzemelerini ve suyunu iyi ayarlamalı, baharatları orantılı kullanmalı, pişeceği ateşi ve süresini iyi hesaplamalıysak: bir film yaparken de materyallerimizi kararında kullanmamız gerekir.. nolan bu işi iyi beceriyor işte, abartıya kaçmıyor, kısık ateşte pişiriyor filmini..
    nice güzel temalar, hikayeler, oyunculuklar... bazı etkenlere fazla abanılmasından mütevellit istediği yerlere ulaşamıyor..
    inception'a bakıyoruz: baş döndürücü bir kurgusu var. hikayenin belli yerlerinde, belli öğeler o kadar güzel kullanılıyor ki. gerilimi yerinde veriyor, dram yönünü kararında kullanıyor, diyalogları tadından yenmiyor, efektleri abartılmamış, kamera açıları ve kullanımı tek kelimeyle harika, müzikleri; sahnenin tamamlayıcılığından çok bir harcı gibi.. oyunculuklarına getirilen eleştrilere birazdan değinecem ama bence nolan'ın seçimleri tam bir nokta atışı olmuş ki bunu önceki filmlerinde de bunu görmek mümkün...
    tabi bunlar nolan için aynı zamanda bir dezavantaj: adamın filmografisine bakıyorsun, bu yaştaki bir yönetmen için, fazlasıyla başarılı.. artık adının geçtiği her işte yüksek bir beklenti söz konusu..

    oyunculuklar konusunda; juno'daki hanım kızımız hariç hepsi cuk oturmuş.. onun kadroda bulunması ve oyunculuğuda irrite edici değil lakin.. leonardo kardeşimiz çoğu filminde olduğu gibi yine rolünün hakkını vermiş.. filmografisine ufak bir göz gezdirelim:
    (bkz: shutter island), (bkz: revolutionary road), (bkz: blood diamond), (bkz: the departed), (bkz: the aviator), (bkz: catch me if you can), (bkz: gangs of new york), (bkz: the beach), (bkz: the man in the iron mask), (bkz: titanic), (bkz: romeo + juliet), hani bu adam daha ne yapsın?

    konuyu epey dağıttıktan sonra; inception son yılların en güzel filmlerinden biridir, listebaşı filmidir ama yeni bir dönemin başlangıcı değildir: işin özü bu aslında.. matrix'le yada thireenth floor' la kıyaslayanları yada benzerliklerini bulanları da anlayamıyorum bir türlü...

    öte yandan inceptionu beğenen şunu da beğendi: (bkz: los cronocrimenes) basit prodüksiyonlarla da pek ala böyle; beyin kıvrımlarını zorlayıcı filmler yapılabilir...
1364 entry daha
hesabın var mı? giriş yap