199 entry daha
  • çok iyi niyetli olalım, yazısının ana fikrinin "tatilde de olsak dadımın daha profesyonel, daha dikkatli, daha özenli hareket etmesini istiyorum" olduğunu, aradaki çirkin cümlelerin dikkatsizlik ve özensizlikten kaynaklandığını varsayalım. hatta "bize ne senin dadınla problemlerinden" de demeyelim, sibel arna mühim bir insanmış, yazdığı konu mühim bir konuymuş gibi düşünelim. öncelikle "tatilde de olsanız lütfen yazılarınızda daha profesyonel, daha dikkatli ve özenli olmanızı bekliyoruz sibel hanım" demeye hakkımız olsa gerek.

    ikincisi, dadısından daha profesyonel bir performans bekleyen sibel hanım acaba kendisi hanife hanım'a profesyonelce davranıyor mudur? acaba ssk primlerini yatırıyor mu, çalışma saatleri sekiz saatle sınırlanmadığına göre fazla mesai ücretlerini ödüyor mu, birkaç yıl içinde bebek büyüdüğünde, kreşe, bilemedin ilkokula başladığında dadıya ihtiyaç kalmayacak, acaba işten çıkartırken kıdem tazminatı ödeyecek mi?

    başka bir konu, benim bildiğim bir insan ne olursa olsun bir başkasının arkasından atıp tutarken dediklerim kulağına gider mi, giderse çok mahçup olur muyum, yüzüne bakabilir miyim diye düşünür. kendi adıma bebeğimi emanet ettiğim bir kişi hakkında böyle bir yazı yazabilmem, hele de ulusal bir gazetede yazabilmem için söylemek istemediğim* çeşitli değişik kişilik özelliklerine sahip olmanın yanısıra onun yazdığımı okumayacağından emin olmam gerekir. merak ediyorum, acaba sibel arna dadının bu yazısını okuması ihtimali hakkında ne düşünüyor?

    a) "umurumda değil, ne düşünürse düşünsün" diyor olabilir. peki, çalışanının yüzüne karşı saygısızlık yapan ve düşüncelerine değer vermeyen birisinin profesyonel performans beklemeye hakkı olabilir mi?

    b) daha büyük ihtimal, "okuma ihtimali yok veya çok düşük" diyor olabilir. neden, sibel arna evine hürriyet almıyor mu? veya hanife hanım'ın okuma yazması mı yok? veya gazete okuma alışkanlığı mı yok?

    şuraya gelmeye çalışıyorum, çalışanından 24/365 üst düzey profesyonellik bekleyen sibel arna, maddi bir sıkıntısı da yok gibi görünüyor, neden ilgili bir bölüm mezunu, eğitimli, profesyonel bir dadı tutmamış? yoksa, yoksa hanife hanım daha *ucuza mı* mal oluyor? [yazar burada sibel arna'nın evreninde "ucuz"un nahoş çağrışımları olan bir sözcük olduğunu varsayıyor]

    gerçekten, madem sibel arna tatildeyken bile bebeğinin bakımını üstelenebilecek durumda değil, madem bebeğin bir öğünde tarhana yerine yayla çorbası içmesi bile canını sıkmaya yetebiliyor, o kadar da hassas, neden bebeğine şöyle 25-30 yaşlarında, uzman, tecrübeli, akıllı, yabancı dil bilen bir okul öncesi öğretmeni bulmuyor? kocasına mı güvenmiyor, dadının yanında komplekse girmekten mi korkuyor, parası mı yetmiyor?

    ne dersiniz, sizce sibel arna'nın gerçekten istediği profesyonel bir dadı mıdır, yoksa karşısında kendini üstün hissedeceği, incitmekten korkmayacağı, gerektiğinde hakkını aramayacak kusursuz bir köle midir?
202 entry daha
hesabın var mı? giriş yap