1386 entry daha
  • yakında tabiat kanunlarının iptal istemiyle anayasa mahkemesine dava açmasını beklediğim lider.

    insan doğar, büyür, yaşlanır ve sonunda da ölür. bu kaçınılmaz bir gerçektir. her yaşın ayrı bir güzelliği vardır. 20 yaşındaki bir bireyin 5 yaşındaymış gibi davranması nasıl tuhaf karşılanıyorsa; (ki tuhaf karşılanıyor); 45-65 yaş arasındaki kişilerin 20-30 yaş fonksiyonlarına sahip olma iddiası da imkansız ve tabiat kanunlarına aykırıdır. hukukun üstünlüğüne, yargının bağımsızlığına ve çeşitli kanunlara inanan deniz baykal'ın tabiatın kanunlarına ayak diretmesini, kendi yaşındaki birinden beklendiği şekilde yazlıkta oturup mangal yapmak ve tavla oynamak yerine aslan gibi cinsel dürtülere sahip olmasını takdir ediyoruz ve umuyoruz ki emekliliğimizde biz de onun gibi veya en azından bir halis toprak gibi aktif (ama dengeli) bir cinsel yaşantıya sahip olalım. otobüslerde bize yer vermek isteyen gençlere nazikçe "teşekkür ederim genç, ama ben böyle gayet iyiyim" deyip ayakta duralım. arı polenimizi, üzüm çekirdeğimizi, balık yağımızı, omega üç beş allah ne verdiyse, gingko bilobamızı, zencefilimizi, mürdüm eriğimizi düzenli tüketelim. (mürdüm eriğinin ne boka yaradığı konusunda en ufak bir fikrim yok, kılcal damarları genişletiyormuş diye duydum).

    bilim adamları 45-65 yaş erkeklerinin yaşantısı hakkında şunları söylüyor: erkekliğin simgesi haline gelen seks dürtüsü ve kapasitesi maalesef yavaş yavaş azalmaya başlar. (evet ama herkeste değil) bu organik süreç genelde rededilir ve bu kabullenememe duygusu, kişiyi kendini çevreye ispat etme davranışına iter. (yazar notu: sanıyorum yalnız bu bilgi bile tek başına, politikacılarımızın %85'inin durumunu açıklamak için yeterli)

    bazı erkeklerde bu durum; işte başarı hırsına, bazılarında dine yönelmeye, spor yapmaya ve yeni hobiler edinmeye sebep olur. bilinçaltına hakim olan duygu, cinsel dürtü ve başarı açısından eksisi gibi olduğunu ispat etmedir. tüm bunların sebebi bünyenin yaşlanmaya başlaması, tüm organlar gibi beynin de yıpranması ve erkeklik hormonunun eskisi kadar üretilmemesidir.

    kendini ispatın genellikle seçilen diğer bir yolu da daha genç yaştaki kadınlarla flört etmektir. makul ölçülerde normal sayılan bu durum bazen kontrolden çıkar. "azgın teke sendromu", "40'ından sonra azma..."vs. gibi kavramlarla anlatılan bu durum...neyse konu açık ve net.

    şimdi yukarıdaki durum geçerliyse baykal'ın durumunu analiz edelim: kendini ispat etmek için işte başarı hırsına kanalize olabilir. "işte başarı" geçmiş dönem performansına (5 genel, 4 yerel seçim sonuçlarını kastediyorum) bakıldığında pek mümkün gözükmüyor. eğer başarı kriteri, gelmiş geçmiş en uzun süreli ana muhalefet partisi lideri olmak filan değilse tabii. deniz baykal'ın siyasette başarılı olmasını beklemek ortadoğu'ya barışın gelmesini beklemek gibi bir şey. kafdağındaki bir zümrüd-ü anka. çocuksu bir hayal. bir ütopya.

    dine yönelme konusu görüntüde baykal'ın savunduğu görüşler açısından ters gibi. gerçi son dönemde partiye din adamlarını, ulemaları, türbanlıları doldurarak bu yöndeki eğilime yönelik karışık sinyaller veriyor ama. baykal'ın ihram giyip hacca veya umreye gittiğini daha uzun bir müddet göreceğimizi ben sanmıyorum. üstelik o piyasada rekabet daha fazla.

    geriye kala kala yeni hobiler edinmek alternatifi kalıyor:

    hiziple polemikle geçen bir yaşantının ardından baykal'ı evde oturmuş, uçak maketi yaparken hayal etmek zor, ama yine de önerebileceğimiz bazı hobiler var;

    - bir yelkenliyle açık denizlere açılmak (kuzey çin denizi olabilir mesela, iç siyasetten ve özellikle türkiye'den mümkün olduğunca uzak durması açısından),

    -dünya turu (özellikle sosyal demokrat partilerin iktidarda olduğu hindistan, ingiltere, portekiz gibi ülkelere ziyaretler söz konusu olabilir. nasıl olsa siyasete geri döneceği için en azından sosyal demokrat partilerin muhalefette kalmak gibi bir zorunluluklarının olmadığını anlaması açısından yararlı olacağını düşünüyorum. üstelik mustafa sarıgül'le birlikte seyahat edeceklerine söz verirlerse hindistan seyahatlerinin masrafları da benden. laf aramızda, pasif direniş konusunda hintliler baykal'ın eline su bile dökemez.),

    -kendini geliştirici kitaplar okumak; dünyada neler oluyor bitiyor konusunda kendini yenilemek açısından. başlangıç için şu tip kitaplar uygun olabilir: social democracy for dummies, the difference between centre-left and cenre-right: what does it matter?, knowing when to quit: a memoir by süleyman demirel)
4850 entry daha
hesabın var mı? giriş yap