72 entry daha
  • oncelikle askerligini yeni bitirmis hurgenerallerin kendi askerliklerini 1993 yilinda pkk'nin en yogun oldugu donemlerden biriyle karsilastirarak "yok oyle bisey" dedikleri filmdir. akabinde kendi yorumlarima gecmeden once bu filmle ilgili olarak yapilacak olan yorumlardan bir kac kuple buraya eklemek istiyorum; zira bunlar yazilacak ;

    - "kürt sorunu kürt sorunu kürt sorunu !"
    - "militarizm milliyetcilik vur kır parcala adam öldür !"
    - "yok oyle bisey, oyle askerlik olmaz !"
    - "türk - kürt kardestir, boyle film olmaz !"
    - "en iyi yeri basindaki kanalizasyon fragmaniydi ehuehuehueheu!"

    ve turlu turlu filmi itin gotune sokmaya calisan yorumlar.

    film baslangicindan bitisine kadar insani yerine oturtup, cikista 1000 kisilik dolu sinemadan çıt çıkartmayan bir filmdi. ben bunu bugun gordum. yeri geldi gozlerim doldu, yeri geldi kahkaha attim. belki az bisey gururuma yedirsem hungur hungur aglardim bile. oyle sahneler vardi. filme gidecek olanlara iki nacizane tavsiyem, sinebonus'larda gitmeyin, 45 dakika reklam izlersiniz; askerliginizi yapmadiysaniz gitmeyin, hayattan sogursunuz. ama tabii ki 2009 yili ile 1993 yilinin arasinda buyuk farlar oldugunu unutmamak gerek. ama psikolojisi cok agir.

    konusu, hikayesi, anlatilisi, cekimleri, diyaloglari ve oyunculuklari ile benim acimdan su gune kadar izledigim en iyi turk filmlerinden biriydi diyebilirim. ve bunu derken tum millyetci duygularimi ceketimle birlikte portmantoda biraktigimi da belirtmek isterim. eger biz boyle full metal jacket tarzi adamin agzina sican filmler yapabiliyosak neden yillar yili recep ivedik gise yapiyo bana onu dusundurdu film. akabinde kanalizasyon adli filmin ona isik tutacagi aklima geldi, kafam daha fazla yormamaya karar verdim. kaldigim yere doneyim. ozellikle askerler arasi diyaloglar, komutanlarin askere yaklasimi ve gerek rutbelilerin arasindaki gerek askerlerle arasindaki diyaloglar, hudutta askerlik yapmaya gelmis 20 21 yasinda genclerin psikolojisi ve orada vatan savunmak ugruna yillarini vermis bir yuzbasi ve kendi hayatindan soguyup daglara asik olmasi o kadar guzel islenmis ki; yan hikaye olarak usulcana anlatilan doktorun hipokrat yemini ve doguda bir catismanin ortasinda sıhhiye olmak hikayesine de bir sekilde hayran kalmamak elde degil.

    --- spoiler ---

    filmin ozellikle ilk 25 dakikasi cok agir, adami yerine mihlayan cinsten. pusunun ne oldugunu bize anlatip, ölümü hem ölenin, hem kurtulanin gozunden bize sadece bir islik ve bir bicagin metale vurulunca cikarttigi ses ile tasvir eden bir saldiri sahnesi var ki, o an koltugun kollarini biraz daha sıkı kavrayip kendini geriye dogru germemek elde degil. akabinde gelen bir askerleri uyandirma ve istima sahnesi var ki bir komutanin nasil bir lider oldugunu, nasil motivasyon sagladigini gozumuze vura vura, birlikteki herkesi öldüre öldüre o koca sinemadaki 1000 kişiyi koltuga civiledigini gordum. telsizleri dinleyip araya giren pkk'lilari, duygu ve his yuklu kisimlara deginmek istemiyorum, zira bunlarin hepsinin gidilip izlenmesi lazim ki herkese hissettirecegi farkli seyler kisiye ozel olsun. yanliz deginmeden edemeyecegim, filmin sonu inanilmaz mesaj kaygili olmus. ha cok guzel ve yerinde bir son olmus, ki zaten filmin sonunu aslinda basinda gordugumuz dusunulurse tam tadinda olabilecek bir son bu olurdu zaten. ama yine de o son kareler guzel bir mesaj veriyor olsa da, mesaj kaygisinin cok kisiyi rahatsiz edeceginden adim gibi eminim. ben olmadim o ayri.

    --- spoiler ---

    bir de filmle ilgili olarak bir ac sey soylemek gerekirse, filmin sonunda insanlar alkisliyor istemsizce. her ne kadar bu en son terminator 2'de t-800'ün dirilme sahnesinde yapilmis da olsa insanlar garipsemeden yillar sonra suursuzca alkisliyor. haketmediginden degil, ama hala gari geldiginden not dustum buraya. buna ek olarak yanimda oturan insan ziyaninin "oraya ne sikime karkol kurarsin ki amina koyim, ne gerek var?" cumlesi ile nasil denyolarla ayni havayi soludugumu farkettim ki bir sey diyemiyorum bu konu uzerine.

    kisa bir ozet gecmek gerekirse, gorulmesi gereken, isin icine gereksiz seyleri katmadan olmasi gerektigi gibi olmus, insanin tuylerini urperten, izledikten sonra koskoca salonu terkederken 1000 kisinin tek kelime bile etmeden salonu terketmesine sebep olmus, etkileyici bir filmdir. ha bir de film bittikten akabide cast gecerken, tam insanlar ayaga kalkip da salonu terketmeye baslamadan once "dikkaaaat ! uygun adim ! mars !" tekmilinin verilmesi cok ince ve zekice bir ayrinti olmus ki gulmek ile duygulanmak arasinda kaldim. bu filmi izleyin, "hacim ben yeni geldim askerden, askerlik boyle bisey degil" diyen zatlara aldirmayin, zira kendileri 16 yil once muhtemelen amiga 500'lerinde sensible soccer oynayip, aksam ezanindan once eve donmesi gereken kisilerdi. iste bu film, askerligini yeni yapanlar evlerinde sensible oynarken, o daglarda nobet tutup; o kisilerin huzurlu uyumasini saglayan bir grup askerin hikayesini anlatmakta. etkisi muhtemelen birkac gun surebilir, en azindan ben de surecek gibi; ama bunu yapabilmesi apayri bir guzellik. eger ki bu entryler okunarak film hakkinda bir fikir edinmek ve gidilip gidilmeyecegine karar verilmek isteniyorsa bu yazinin anafikri "gidilmeli ve hatta dvd'si cikinca alinmali" 'dir.

    ek bilgi : filmi fragmani ile degerlendirip yaftalayanlara kafam girsin.
717 entry daha
hesabın var mı? giriş yap