38 entry daha
  • anca bizim gibi küçük hesapların insanlarıyla dolup taşan geri memleketlerde "başkalarında varsa, benim de olmalı, bunu için bir şeyler yapılmalı ve toplumun insanca yaşayan yüzdesi yükselmeli" demek yerine "bende yoksa, başkasında da olmasın, herkes üç kuruşa talim etsin" mantığının ürünü olarak dillere sakız edilen aylık gelir..

    mevzunun ötesini berisini düşünemeden konuşanların baş tacı..

    ha bir de sözlük troll klasiklerinden biri artık ama sazan sazan sazıyoruz işte gene de, n'eyleyelim..

    senelerce 1-2 özel ders de veren bir öğretmenden, bir muhasebeciden, birçok esnaftan ve daha birçok meslek grubundan daha az parayla çalıştık biz.. ki bu "biz" azınlık da değil, ülke doktorlarının büyük kısmını oluşturur.. tüm bunlara rağmen hiç de "niye onlar benden çok kazanıyo kardeşim? onların da geliri düşsün" demek aklımın ucundan geçmedi (yeterince salaktık ve salağız galiba).. sadece bizlerin de en azından hak ettiğimiz ücret seviyesine gelebilmemiz gerektiğini savunduk, hala da savunuruz.. harkes ama herkes hayatta bulunduğu yerden daha iyisine ulaşabilmek, daha iyi standartlara sahip olmak için çalışır, çabalarken, nedense (nedense filan değil aslında, o kadar bilinçli bir şekilde doktorlar ve doktor olmayanlar olarak kamplaştırıldık ki birtakım başka niyetler ve erk sahipleri tarafından gayet büyük çabalar sayesinde; sağolsunlar memleketin her bir sorununun sebebi neredeyse doktorlar olarak belirlenip çıktı.. bunu bile anlayamayacak adama da ne anlatsan boş gerçi ama olsun, ben de yazarım bu meydanda herkes gibi) doktor milletinin bir üst standarda çıkabilme ihtimali hep bir tuhaf karşılandı, çekemezlik tavana vurdu giderek..
    gene de ne hikmetse, oğluna - kızına doktor talip çıkınca da "almam" demez pek kimse.. bak allahın işine..

    kimse kıçıkırık, çapsız bir ne idüğü belirsizin anlamsız yere, türkçeyi bile yardıran iki satırlık şarkısıyla şöhret olup malı götürmesine, üç kuruşluk adamların sırf çıkar ilişkileri yüzünden devletin kanını emmesine, üçkağıtçının vergilerimizle köşe olmasına, kocaman kocaman işadamlarımızın vergileri cukkalamasına, bir televizyon programından milyarları götürenlere, gazete köşelerinde incir çekirdeğini doldurmayan laflarla cik cik ötüp servetine servet katanlara, bir reklam filmiyle bile bir doktorun ömrü billah kazanabileceği para kadar para kazanıveren dangalaklara bile takmadı kafayı doktor kazancına taktığı kadar anasını satayım.. bir manken bozması orospu olsam kimse bu kadar atıp tutmazdı kazancım hakkında, ne yazık.. hiç değilse doktorun ne iş yaptığı belli; peki ya mesela bir şehrin kaldırımlarını ha babam söküp yeniden yaparak bile yattığı yerden kazanan ve üstüne bir de çalıştırdığı işçilerini iliğine kadar sömüren herif ne boka yarıyor, bi zahmet söyleseniz?

    yok ama, bu memlekette üçkağıtçı her zaman içten içe alkışlanır, "afferin herifçiooluna, bak fırsatları nasıl değerlendiriyo zeki ibne, biz yapamadık ki fırsat bulup da" dercesine.. katiller sırf can alıyor olmaları yüzünden kınanacağına, öldürdüğü adamın kafamıza uygun olup olmadığına göre gerekirse "bravo" denir.. bire alıp, beşe satarak alemin anasını belleyen herhangi bir esnaf "başarılı işadamı" kabul edilir de göklere çıkarılır ama durun orada: doktorlara da bu kadar para verilir mi hiç aaabi?

    merak ediyorum, şu doktor maaşını diline dolayanlar kaderin onlara bir oyunu neticesi doktor olmuş olsalardı bugün, "bana bu para haram, hak etmiyom ben bunu, kesin ulan maaşımı" mı diyeceklerdi, yoksaaa...? aslında merak falan etmiyorum.. eminim ki bunlar doktor olsalar, doktorun en üçkağıtçı, en şarlatan, en mesleğini kötüye kullanan kesimine sayıca büyük katkıda bulunacaklardı..

    kendi meslek grubunun kalkınması için en ufak bir katkısı olmayıp da doktorun maaşı düşünce kendinin de, memleketin de ihya olacağını zanneden aklıevvellere selamlar, sevgiler, öpücükler..
2960 entry daha
hesabın var mı? giriş yap