3 entry daha
  • gerçekçi olarak hayata uydurulması çok da zor olmayacak, yavaş yavaş en dişli ve cimri işverene bile yedirilebilecek hakikate ve öze dönme yollarımızdan biridir ekolojik mimari. ben bakıyorum, işveren en komplike yerlerde en ucuz yöntemlere yöneliyor, en basit alanlarda ise saçmalayıp bir ton paralar harcayabiliyor, maksat gösteriş, halkla ilişkiler, vs olsun. ben de böyle hıyarağalarına en basitinden %100 geri dönüşümlü çelik, izolasyon malzemesi, hatta ve hatta son zamanlarda çimento gibi malzemeleri yedirmeyi caiz bulmaz mıyım? bakıyorum ya iki lira daha pahalı ya da aynı fiyat. sartnamede öyle bir yazarsın ki anlamaz da, oh.
    onu bıraktım da hakikaten çok etkili bir sistem. korkutma yöntemiyle iyice de yaydılar medyaya, al gore amca çıkıyor filmler filan yapıyor, sonracıma insanlar paneller,yürüyüşler düzenliyor, en teknik adamlar bile tırsmaya başladı sonuç itibariyle. yakında kuzey amerika ve avrupa'dan başlayarak tüm imar kanunlarına da yansayacak bir durum sonuç itibariyle-hayatın kimyasal kirliliğinin girmediği (afrika gibi) diyarlara uygulanması gereksiz olan bir düzenleme ayrıca. sibirya'nın yakutsk yöre halkına son sorduğumda ozon tabakası ve solunum yollarımıza bilmemkaç ppm formaldehit sokan izolasyon kullanmıyorlardı evlerini yaparlarken.
    çoğu işveren,içinde yaşanması için değil, dışarıdan görülmesi için parasını harcar oluyor sonuç itibari ile. e ekolojik malzeme üreticisi kaz mı, aynı ucuz ve kompozit görünümün (doğal olarak) daha lüks görünümlü varyasyonunu piyasaya sürer, kendini geçindirir. biz de bu vesileyle görevimizi yerine getirir, işverenlerle olan daimi muharebemizde kontrolü sessizce elimize alır, güzel bir ''canıma değsin'' çekeriz. sen adam gibi okumayacaksan, araştırmayacaksan ben ne yapayım. bugün baktım 5 santim kalınlıkta çelik vermiş, 3 santim gerekiyordu, 5 için verdiği paraya 4 lük ama %100 geri dönüşümlü koydurttuk, iş veren anlasın, elimi veririm. bu arada anne bak pek kibar bir oğlun var, göt diyebilirdim ama demeyeceğim (reha muhtar tandansı), neyse konuyu değiştirmeyelim.
    böyle şeyler yönetmelikte yazılmadıkları sürece malesef işverenin kafasına zor girer. bizdeki park ceza tolerans seviyesi gibi. sıfır tolerans yap, yaz herkese minimum 100 lira ceza, bak bakalım kaç kere daha oraya park ediyor. koy kanuna ekolojik madde kullanacaksın, çevreye zararı sıfıra indirgeyeceksin diye, bak bakalım sana ne kadar bikbikleniyor ''aman ucuz malzeme kullan, duvarları ince yap'' diye.
    neyse hadi yine gazım da oradan kurtarıyorum. biraz da güveniyorum işin gidişatına. tabi başından şıçmasaymışız daha ferasetli olurmuş ama bizden ne beklenir ki zaten? ''her insan hata yapar'' mazeretimiz her daim zulada. sıçmasaymışız demek de bir çeşit kaçış yolu tabi, o yüzden ben de bu hatayı kapasitem çerçevesinde çözme yanlısıyım. tabi karıştırılmasın, marx'ın tiye aldığı küçük toplum hareketleri, bağırma çağırma, boş protesto modundan çıkamamaya yöneltilmiş bir eleştiridir, hatta tavsiyedir. bütün bu sorunların günümüzde ortaya çıkmadığını anladıkça durumun vahimliğini görür olduk, bir an önce kurtarma çabalarına girdik. çok ''aman popüler, naraler atayım'' modunda değil de, elimizden geldiğince en küçük birimlerden başlayarak, ekolojik mimariyi, yanında getireceği mimari alanları (alan terimini david summers literatürü kapsamında kullanıyorum) ve doğal düşünce çemberini tekrardan yaratabiliriz.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap