• (bkz: fuck)
  • eksi sozluk'ten cekip gitmek gerektigini, bu ekosistemin de kendisini yok etmeye basladigini hatirlatmistir.
    sozlugun eskiden farkli bir turkiye profili oldugunu; ancak simdi tamamen bildigimiz ve maalesef yasamaktan keyif alamadigimiz turkiye'ye donustugunu ve eski "ek$i" tadini tamamen boka cevirdigini gozumuze, burnumuza soka soka gostermistir.
  • bir örneğine şuradan da ulaşılabilir: (#18518666) (bkz: fişlenmek)
  • "gerçek hayatta da bunları diyebilecen mi?", "bi gün ortaya çıkmak zorunda kalırsan görüşürüz", "elsa pabucu yarım çık dışarıya oynayalım"

    gayet örgütlü çalışan birilerinin organizasyonuyla hedef gösteriliyor insanlar. burası aşikar.
  • "bu olayı islama ve müslüman kesime savaş açmak için malzeme olarak kullanacakların ve kullanmış olanların da bu mesajları atanlardan pek bir farkı yoktur"

    bu olay üstüne yazılmış entry'lerle (kullanmış olanlar da diyor ya, şu ana kadar benim bildiğim bu olayı bahane edip cami kundaklayan olmadı, sadece entry yazıldı) elsa'ya edilen küfürlerin, onun adına tanıdıklarına o mesajları atmanın bi farkı yokmuş.

    tartıştığınız insanlar bunlar.. laf anlatabilmeyi mi bekliyordunuz.
  • sanıldığı kadar zor değil artık.

    bazı sözlük yazarlarının ismi, cismi biliniyor, bunların taciz edilmesini daha doğrusu edilebilmesini anlıyorum ben. geri zekalının biri, ismini bildiği ya da ismini kolayca bulabileceği bir sözlük yazarını facebook'tan falan arayıp bulup pekala taciz içerikli mesajlar atabilir. yani demek istediğim, bu eylemin yapılması zor bir şey değil. yazarın ismi biliniyor çünkü.

    benim anlamadığım ya da merak ettiğim diyeyim; bu hedef gösterenlerin bu geri zekalıların, herhangi bir sözlük yazarının kimliğini nasıl öğrendiği, nasıl bulabildiği.

    birkaç ay evvel bir sözlük yazarı ile mesajlaşarak bu konu hakkında uzun uzun konuşmuştuk. yazdığı 1-2 entry sonrası kendisinin aldığı tepkileri, aldığı mesajları falan öğrenince gerçekten çok şaşırmıştım. bu mesajlaşmalardan birkaç hafta sonra bir mesaj daha aldım bu yazardan. daha önce konuştuğumuz konu hakkındaydı mesaj.

    kendisinin e-mail adresi hatta adresleri bulunmuş. mail yoluyla birçok tehdit almış. facebook hesabı bulunmuş. buradan da birkaç farklı isimden hakaret, küfür ve tehdit cümleleri içeren onlarca mesaj almış. asıl şaşırıtıcı olanı ise, sözlük içerisinde bu yazar arkadaşın adını soyadını bilen kimsenin olmaması. ne twitter adresine ne de başka sosyal ağlara -facebook hariç- ismini yazmadığı, kimseye de ismini söylemediği halde kendisinin isminin, mail adreslerinin falan bulunması ve tehdit edilmesi üzüntü verici olduğu kadar korkutucu da.

    hakaret edebilmek, tehdit edebilmek için sadece nickini bildiği bir sözlük yazarının gerçek ismini, mail adresini bulabilmek adına çabalayacak kadar sapıtmış insanlar, boşuna oksijen tüketimi yapanlar varmış hakikaten.

    nick'inin arkasına saklanan yılansı fare gibi çocuklar devri bitmiş. saklanmak istese de, kimse nick'inin arkasına saklanamıyor artık.
  • şimdi şöyle bir algı çıkmış bunun üzerine.

    önce denildi ki facebookta olmuş burada değil. o tutmayınca şimdi de "yapılan bahane edilerek bir kısım insan hedef gösteriliyor," denilmiş.

    yahu hedef göstermeyi geçtik bir insan taciz altında. sözlük kimliği, duruşu belli, içinde olduğu ihtilaflar belli. çıkıp da "aslında yapılanın neden yapıldığı belli değil, neden bizim cenah itham altında bırakılıyor," dediğinizde sorun madurdan kanıt beklemenin de ötesinde yapan insanları sahiplenmekten geçiyor.

    söylenecek şey çok basit, "bunu yapan bizden olamaz." ki entryde altı çizilen de o; dini savunmak için bunu yapmak ironik olmuyor mu deniliyor.

    öyle bir hayal aleminde yaşıyorsunuz ki sanki elsa alakasız bir olay nedeniyle tacize uğruyor ve ahlaksız bir ateist olduğu için; "yahu hazır tacize uğramışken, bunu dindarları karalamak için kullanayım," diyip şeytani kahkahalar atıyor. madurun yanında duracağınıza, zalime gözünüzü kapatıyorsunuz, ayıp yahu!
  • inanç özgürlüğünün ifade özgürlüğünü kısıtladığı olay. birbirinin tamamlayıcısı olması gereken bu hak şimdi kısır döngü içinde.

    türkiye'de düşünce özgürlüğününün olmadığı pekala bilinirken, ekşi sözlük'ün bu doğrultuda önlemler alması kaçınılmaz olmuştur. yani burası badicilik oynama yerinden daha fazlası. her şeyden önce kurumsal bir kimliği var. her ne kadar istemese de entry'lerin içeriğini denetleme, sansürleme durumunda. peygamberin adının altında yazılan entry'ler eğer aşağılama ya da hakaret olsaydı silinirdi. fakat değiller. silinmiyorlar. yani bunca sansür baskısı altında bile orada olmalarında bir sakınca yok.

    istediğin dini kullanma, vicdanını ona göre düzenleme, tanrıya istediğin biçimde ulaşma/ulaşmak istememe olarak tanımlanan inanç özgürlüğü, bir ekşi sözlük yazarı tarafından ifade özgürlüğüyle harmanlanıp çoğunluğu müslüman bir ülkede, peygamber eleştirisine dönüşmüş. öncelikle bu bir kenara not edilmeli.

    aslında not etmeye gerek yok. burada yazan çizen herkes biliyor ki göte girecek entry'ler olsaydı çoktan silinirdi. şimdi bu entry'ler silinmiyor diye bazı yazarlar bazı yazarların özel hayatına müdahale ediyor. çirkin ithamlarda bulunuyor. küçük düşürüyor. her şeyden daha kötüsü tehdit ediyor.

    işte özgürlük tam bu noktada düğümleniyor. inanç özgürlüğü doğrultusunda, ifade özgürlüğünün bütün alanları kullanılarak düşüncemizi ifade etmek illegal yollarla engellenmiş oluyor. o zaman bu inanç özgürlüğü, ifade özgürlüğü dedikleri şey yüzünden entry girme özgürlüğüm kısıtlanıyorsa eğer sözlükte yazmak anlamını yitiriyor. daha ileri boyutlarda tehlike arz ediyor.

    bunun için yapılacak şeyler neler, ben bilemem. ekşi sözlük'ün kendi içinde nasıl bir karar alma mekanizması var bilmiyorum. fakat bu tarz olaylar, yazardan çok ekşi sözlük'e zarar veriyor bunu biliyorum.

    bu başlıkta ve bu çirkinliği yaşayan yazarın adı altında alenen ''madem öyle, o zaman böyle'' tarzında entry'lerin olduğunu görmek bana özgürlük olarak gelmiyor. çünkü az önce bir özgürlüğün, başka bir özgürlüğe yol açarak daha da özgürleşmesi gerekirken, illegal yollardan kısıtlandığını gördüm. ve bu olayın arkasında duran yazarların ifade özgürlüğü ve inançları, özgürlüğümü elimden alıyor.

    peygamberlere hakaret etmediğim, aşağılamadığım görünen bir gerçek. eğer etseydim zaten silinirdi entry'im. insanların inançlarına saygı gösterdim.
    eleştirdim fakat aşağılamadım.
    eleştirdim fakat hakaret etmedim.
    ekşi sözlük'ü zora sokmadım. üzerime düşeni yaptım. daha fazlasını beklemek aptallık olur.
  • ateş olsalar cürümleri kadar yer yakacak zavallılar, birilerini hedef gösterebilirler. gel gelelim ne 12'den vurabilecek götleri vardır, ne de iki dakika -kendi deyimleriyle- delikanlı olup yüzlerini gösterebilicek kadar yürekleri vardır. insanların zaafları üzerinden gidip korkutma, caydırma gibi amaçlar güderler. ama unuttukları bir şey vardır ki; elbet bir gün karşılarına zaafı olmayan, olsa da aldanmayacak kadar risk alabilme potansiyeli olan birileri çıkar. siz siz olun ne birini hedef gösterin, ne de atıp tutmaya kalkın. canınız yanar, acınızı bastırmak için kendinize zarar vermeye başlarsınız. söylediklerimi tehdit olarak algılamak, herkesin kendi bileceği iştir. unutmayın ki; satranç tahtası kapandığında şah da piyon da aynı torbaya konulur.
hesabın var mı? giriş yap