• bu sene benim 34 tane arkadaşım evlendi. bunlardan 27sinin düğününe gittim. aslında diğerlerine de giderdim de param yoktu, aynı güne denk geldi vs gidemedim. ablamlar, kuzenler evlendi. hepsinin nişanında düğününde sözünde kınasında çeyiz sermesinde koşturdum. takı töreninde iğne tuttum, sandığa oturdum, kapı eşiğinde durdum ne bileyim türlü çeşitli damattan para yolma taktiklerinde bulundum. nişanda sözde kurdele yutmuşluğum, gelin ayakkabısına isim yazdırmışlığım yok değildir. hepsini yaptım. daha da bekar arkadaş ve akraba dolu olduğu gibi, bu evlenenlerin bir beş seneye kadar da çocuklarının sünneti olur.

    bunun düğün istemeyen hatunla ne ilgisi var dersek, çünkü düğün istemeyen hatun benim. istemiyorum düğün yapmak, istemiyorum evlenmek. milletin evlenmezse ölecekmiş gibi sıraya girip düğün yapmasına anlam veremiyorum. ha evlenir miyim? kafayı kırıp benle evlenmek isteyen çıkarsa evlenirim, çocuk yapmak istersem evlenirim. ama istemiyorum işte. ailelerle muhatap olmak, efendime söyliyim söz nişan düğün işine girmek... ya başkasına yaparken gezerken güzel. ama kendim istemiyorum. evlenecekler mesaj atıyo bana gelinlik alıcaz şunu nasıl alalım diye, sıkılıyolarmış bakınırken filan. hayır ben hiç sıkılmıyorum. saatlerce gelinlik bakarım. ama kendime bakmam. manasız buluyorum. beyaz bi top gibi dolaştığımı düşünüp gülesim geliyo. niye gerek olsun ki?

    hayır ben evleneceksem de, seveceksem de, millete duyurmak istemiyorum. düğün istemiyo hatun o paraya balayına gider diyorlar. yok puketmiş yok bilmemnereymiş. hayır onu da istemiyorum. illa balayı mı olmak zorunda, niye evlendim diye tatile gitmek zorundayım ki, evim mi yok? gider evimde sevişirim ya. otel odalarında ne gerek var. o evlenme aşamasına gelene kadar ben çok gezmişimdir zaten sevgilimle. düğünden tasarruf edeceğim parayla evime eşya alırım dese daha mantıklı. şu dr mattress mi nedir öyle özel yatak yaptırmak istiyorum ben mesela kendime. sırtım belim ağrımasın mis uyuyayım diye. ne bileyim heralde ben düğün yapmadan evlensem, o düğün parasından daha fazlasını evime masraf yaparım. kısacası yine masrafsız olmaz asdfgdfs

    35imde evlenip ergen gibi gelinlik altı konvers giyip damada marjinal olsun diye kırmızı pantolon askısı filan taktıracaksam zaten hiç evlenmiyim, geçtim düğünü bilmemneyi. ben sikişiyorum diye kimsenin oynamasına gerek yok. ben kendim i just had sex dinleyip gülerim salak salak.
  • şimdi burada çok güzel çemkirmişsiniz ya kızlara "hiçbiri böyle değil" diye,

    he benim canlarım, şimdi söyleyin bakalım, erkek tarafı olarak sizde "düğün istemiyoruz" dediğinizde kalpten gitmeyecek ana-baba var mı?

    kız orada çıksa "ben sadece nikah istiyorum" dese o kayınvalide-kayınbaba onu oracıkta paralar, "modernlik de bir yere kadar(!), ben oğlumun düğününde göbek atamayacak mıyım yelloz!" diye anasından emdiği sütü burnundan getirirler o kızın.

    demedi demeyin, bence siz önce bir kendi anne babanızı yoklayın. sonra hem böyle bir kız bulur, hem de kızcağız istemediği halde "ama selma, annemi babamı kıramam ben tağam mı?" pısırıklığı noktasında kalırsanız, o kız da uçar gider elinizden.

    not: evladının tercihlerine saygılı olan anne-babaları tenzih ederim. lakin türkiye sınırlarında çok bol bulunan bir maden olduğunu düşünmüyorum.
  • aslında yazmayacaktım ama artık bıçak kemiğime dayandı, biraz orayı da dürtmüş olabilir. dayanamadım.

    çocukluk arkadaşım selda, en yakın arkadaşlarımdan biri eylül de evleniyor. damat adayıyla 5 sene önce tanıştılar, seviyeli bir ilişkileri oldu.

    bu 5 sene içinde her yıl seldanın doğum günlerinde, sevgililer gününde, yıl dönümünde engin bilmez selda ne seviyor, ağlaya ağlaya sana gelir, enginle alışverişe git. akşama romantikli yemek organizasyonu yap bunlara.

    araları bozulur, günlerce ikisi de ayrı ayrı ağlar, ikisini de dinle, aralarını yap.

    evlenme teklif edilecek olur ben romantikli bi teklif yapıcam der engin. onu organize et.

    nişan yapılacak olur. canım bugün elbise provam var oraya. organizasyona yardımcı ol. giydir. kuaföre götür. organizasyon firması çiçekleri pembe yapmış, illaki lila olsun diye kriz çıkar düzelt.

    ev bakılacak, ya hadi beraber. eşya alınacak "ama gel lütfen sen de fikrini söyle" beraber git.

    yüzük almaya gidilecek "ay nolur gel akıl verirsin" beraber git. gelinlik seçmeye "ay engin anlamaz" beraber git. davetiyeleri seçmeye " ya davetiyle dalga geçiyosunuz sonra " diye ağlar beraber git.

    düğün yerine karar verilecek. "ay gel bi beraber görelim mekanı" beraber git.

    5 senedir selda mı evleniyo ben mi evleniyorum anlamadım amk!neyse dedik. sustuk sustuuukkkk...

    bu kadar didin koş ... bu akşam öğreniyorum sarı güllü çiçek buketine uysun diye sana düğünde sarı elbise giydirmeye kalksın. çarşamba günü de onun provası varmış oraya gidecekmişiz. sarı lan sarı yani. üzerimize cırcır adam sıçmış gibi.

    bunca zamandır en yakın arkadaşımsın diye sustum ama ben ben bu düğünü istemiyorum amk!

    evlenicem dediğin bu engin de öyle romantik bi adam değil aslında. beş senedir her doğum gününde arayıp bi gün öncesinden hatırlatıyorum ki sana çiçek yollasın. ilk ikisinin bi sürü dedikodusunu yaptın diye son üç sevgililer günü hediyeni ben seçtim. geçen kış hastalandığında sana getirdiği çorbayı ben yaptım. evlenince çocuk istememe mevzusu da yalan. adam en az iki çocuk istiyodu, evlenince ikna edersin şimdilik üzerine gitme diye ben akıl verdim.

    bu kadar hakkım var lan üzerinizde. o sarı elbise olursa bu düğünü de istemiyorum. giymem o elbiseyi amk. valla bak. bana da yazık lan.

    not: konunun muhatabı olan gelin de bu sözlükte yazar. yüzüne söyleyince gene ağlarsın diye buradan yazdım. okuyosan bi daha söylüyorum. sarı elbise olacaksa düğün de yok. hodri meydan!
  • hanımla geçen yıl artık evlenelim dediğimizde bizim dışımızdaki herkesi bir telaş aldı. gelinlik damatlık nişan düğün kına ev eşya nikah davetiyesi şekeri lafları havalarda uçuşmaya başladı. benim hanım bu esnada gayet rahat. ne bir telaş ne bir gerginlik. sade bir gelinlik giyeceğini söylediğinde herkes, buna gelinlikçiler de dahil "aman sade gelin mi olurmuş zaten gelinlik denemeye gidince fikri değişirmiş" gibisinden laflar ettiler. benim hanım düğüne 1 ay kala gelinlik alışverişine çıktı 2 bilemedin 3 tane gelinlik denedi ve en sadesinden taşsız pulsuz harika bir gelinlik aldı. evimizi tesadüfen bulduk ve kiraladık. gayet sade ve şık eşyalarla döşedik. bu arada bizde en ufak telaş yok.

    hanım kına istemediğini söyledi ve kınasız olmaz diyen herkesi ikna etti. nikah şekeri istemem dedi konuklarımız için çekül vakfı aracılığıyla ağaç diktirelim bir korumuz olsun nikah şekeri nanesi de bir işe yarasın bari şeklinde gene herkesi ikna etti. takı seti istemem dedi --ki bu tip adetlerin kadınları aşağılamaktan mal yerine koymaktan başka bir halta yaramadığını düşünüyordu- sade bir kolye takabileceğini söyleyerek annemin gönlünü aldı.

    çayır çimen gezip düğün fotosu çektirme saçmalığını reddetti. kimseyi kırmadan incitmeden istediğini yaptırdı.

    salon düğünü konusunda ne düşündüğünü tahmin edersiniz. zaten bir süre sonra kimse direnmedi. nasılsa benim hanımın dediği oluyordu.

    düğün günü kuaförde en son onun saçı yapıldı üstelik kuaförün "hayatımda ilk defa 15 dakikada gelin başı yaptım böyle rahat gelin görmedim" şaşkınlığı arasında. kuaförde annelerin kardeşlerin makyajını da bizim hanım yaptı kuaföre dokundurtmadı. malum düğün makyajı adı altında yaşanan faciaya göz yumamazdı. kendi makyajını da en sade şekilde yine kendisi yaptı. manikür yaptırmak aklına bile gelmemişti gülerek manikürsüz gelin olmanın huzurunu yaşıyorum dedi.

    düğünümüz havuz başı bir mekanda yapıldı. her şey şık ve sadeydi. bütün konukları tek tek kucakladı güler yüzle karşıladı. velhasıl kelam bizim hanım efsane oldu aradan aylar geçti halen daha herkes benim hanımdan söz ediyor bizim düğünün hayatlarında gördükleri en güzel düğün olduğunu söylüyorlar.

    aslında en başından düğün istemediğini söylemişti fakat büyüklerimizi kırmamak adına tamam dedi ve hepimize unutulmaz bir düğün macerası yaşattı.

    yani var böyle insanlar ve bir tanesi benim hayat arkadaşım oldu. iyi ki...
  • aynı hatun kişi, müstakbel gelin, gelinlik giymek de istemiyor olabilir ve fakat karşısında yenmesi gereken iki sülale dolusu insan ve yılların geleneği vardır. işi zordur. muvaffakiyetler dilerim can-ı gönülden.
  • razı olan değil doğrudan böyle isteyen kızdır. misal ben.

    hayatım boyunca sayısız düğüne gittim lan ben. onun bunun düğününe koşturdum. gelinlikçi gelinlikçi gezdim. düğün salonu kiralamaya bile gittim. sonuç itibariyle eğer günün birinde biri gözünü karartır da gel evlenelim derse, kendim asla böyle maskaralıklar içine girmem. param kıçıma batmadı. kıçıkırık şenkardeşler düğün salonu bile 2000 liraya çıkıyo. o paraya koçtaştan jakuzi alırım lan sevişilir içinde sadfghgdfs muhterem teyze göbek atsın diye sokağa para dökemem. cimriyim evet bu konuda.

    ha ailem ister mi böyle bişeyi? istemez. ama onlar değil ben evleniyorum o yüzden onlara da bok yemek düşer. gelinliğe bile gerek görmüyorum ben.

    maksat "ben ömrümü bunla geçiririm, başka adamda gözüm yok" diyebileceğim birini bulmak yani.
  • benim nişanlım... istemiyordu düğün sadece kına gecesi yapacaktık. eylülde 700 kişinin katılacağı bir düğünümüz var... bekleriz!!
  • düğün istemeyen hatunların övüldüğü başlık.

    gelmeyin arkadaşım tünelin ucu bombok bi yere çıkıyor. düğün isteyen, kaç bilezik takılacağının hesabını yapan kadınlar el üstünde tutuldu, evlendi. biz hep bi eksik hep bi yanlış olduk şu hayatta.
  • ailelerin "biricik oğlumuza düğün yapamayacak mıyız?""ay bir sefer eğleniyorsun kızım ne o öyle dul kadın gibi." diye mızmızlanmasıyla sike sike düğün yapacak kadındır. kendisine yazık olur. sevdiceğiyle gürültüsüz karmaşasız sakin ve hoş bir nikâhla evlenebilecekken ailenin durumuna göre piyanist şantörün saçma sapan gürültüsüne veya havuz başında kokteylle başlayıp kafada kravat göbek atmayla biten bir etkinliğe maruz kalacaktır. ağır gelinliği ve elli kilo spreylenmiş ve duvakla ağırlaşmış saçını saatlerce taşımak zorunda kalacak, yüzündeki katman katman makyajı silmek için geceye kadar beklemek zorunda olacak, ayağındaki topukludan ayakları su toplayacaktır. bunun yanında "ay pakizesu halamlara hoşgeldiniz demediniz küsmüşler. aa damadın amcasının gelininin teyzesi gram altın takmış cık cık cık." muhabbetlerine maruz kalacak sinirden stresten evlenirken boşanmayı planlar duruma düşecektir.
    evliliğinin ilk zamanlarını gezip tozarak geçirmesi gerekirken kol gibi borç ödeyecektir.
    yazık olacaktır. karışmayın daha fazla zavallı kadınlara.
  • yakın zamanda evlenmeyi planlayan hatun, kendisine çok uzak gelen evlenme faslı geleneklerinden haberdar oldukça içi bunalır. bu gelenekler düğünle de bitmez çünkü. erkeğin ailesiyle tanışma faslı, erkeği aileye tanıştırma faslı, ailelerin tanışma ziyareti, kız isteme merasimi, söz kesimi, nişan, kına, hamam(birebir geleneklere uygun), nikah, düğün, balayı şeklinde gider. ayrıca bunların hepsi içinde kollara ayrılır ve de hepsinin üstesinden gelmeniz beklenir. haliyle, bütün bu tarrakanın hayaliyle yaşayan kimseleri sabır taşı zannediyorum.

    düğün denen şeyi, magazin programlarında gördüğümüz şahane şeyler zannediyoruz bence. oysa ne hülya avşar'ız ne de elizabeth taylor'ız. çok spesifik bir şey değilse, yapılacak en basit şey lanet gelesi düğün salonlarından birini kiralamakla başlar. öncesinin kuaför hazırlıkları, giyilecek kıyafetler, ulaşım, bahşişler, sırf onun bunun gönlü olsun diye boş yere giden paralar.

    halbuki ben düğün müğün istemiyorum, damat da istemiyor. hiç tanımadığım insanlarla konuşmak, onları öpmek, mağrur davranmak ve de salak gibi herkese gülmek zorunda mıyım, değilim hayır. evlenen benim, benim dediğim olmalı. istemediğim halde, pişman olursun diyerek beni daha da kısa gösterecek yerlerde sürünen gelinliği giydirip piste çıkıp dünyanın en düz adamı müstakbel kocamla göbek atmamı isterler. o yetmedi, sırasıyla anamı babamı, sülalemi piste çağırır, beni onları izlemek zorunda bırakırlar. sonra dünyanın en düz adamı müstakbel kocamın -dünyanın en düz- sülalesini piste çağırıp göbek attırmak zorunda bırakırlar. yani bundan kim zevk alır bilmiyorum. bir de bu sülaleler birbirini tanımaz, haliyle mutlak suretle birbirlerini çekiştirip dururlar. en kötüsü de beni çekiştirip durmaları. ya sana ne benim gelinliğimden, sana ne benim göbek atışımdan, sana ne pabuçumdan, sana ne kocama sırnaşmamdan...giderrrrr bu.

    bu düğüne çağırılacak insan listesi de çok büyük olay. yani bir düşünüyorum, ortaokul arkadaşım bile gelmeli mesela. çünkü beni öyle doldurmuşlar ki, hayatımda ilk ve son kez düğün yapacam, yani bu acayip bi olay. ben de bu gazla böyle düşünürüm tabi ki canım benim. madem bu benim için acayip önemli bi olay, o zaman ortaokul arkadaşımın bile gelmesi şart. sonra misal ya sokakta görürsem kızcağızı, bana demez mi beni niye çağırmadın diye. kahrolurum. vallahi billahi kahrolurum. onu geçtim, zaten sülalem anasının amı kadar, aşiret sayılırız biz kardeşim. benim düz kocamın düz sülalesi de acayip büyük. ya bunları sığdıracak yer de bulamam ben. bunların yediği pastayı çocuk esirgemenin birine versem vallahi o bebeler beni ömrü billah unutamazlar.

    bu düğünün şaşaalı olması da benim kariyerim sanki amına koyayım ben öyle işin. düz bir şey yapınca beni kötüler bu orospular. bir de ben bu orospulara pasta falan ikram edip hepsine de gülümsemek zorunda kalıyorum. ya kardeşim bırakın beni sevişeyim kocamla insan gibi sonra çocuğum falan olsun, siz de bebeme "ananı biz büyüttük" falan diye hava atın, nasiplenin. ne diye huzurumu bozmaya yelteniyorsunuz.

    takacağınız altına da ben takayım. anladık, iki sülale ki dillere destan. acayip şeyler taktınız böyle, taşıyamaz oldum. ama çoğunuz bozduramayayım diye getirdiniz 14 ayar işlemeli işlemeli yüzükler bilezikler kolyeler. allah razı olsun da, yahu ben de insanım be amınıza koyayım. zaten minnacık bir şeyim, ne takabilirim ben kardeşim. bozduramıyorum da, kuyumcu bana küfrediyor gibi hissediyorum. ya bir de bu siktiklerime misafirliğe gidince bana taktığını takmak zorunda hissedebilirim kendimi. yani kimin şeyini bozduracam diye de muallakta kalırım. sonra sırf bana altın taktıkları için bilmemkimin bebesinin büllüğünün kesim merasimine katılarak sosyalleşmek zorunda mıyım? sonra bir de o eniğe altın takmak durumunda kalıyorum la havle. gene huzurum bozuldu bak. bir de gözüm döner bakarsın, takar takıştırırım, fakirin biri bu ne lan deyip üstüne atlar, kolumu bacağımı keser. ya ben olsam ben de keserim, adam ne yapsın.

    neyse parasında pulunda değilim ben bu işin. düğün müğün de istemiyorum. hele düğünden sonra gelen stüdyo çekimini hiç istemiyorum. amına koyayım ben fotoşoptan başka bir sikim bilmeyen fotoğrafçıların. benim var fotoğraf makinam. hem de çok para verip aldı kocam. veririm kardeşime çeker beni. ya nolacak nolacak anlamıyorum. çocuğum bana "anne senin hiç gelinlikle fotoğrafın yok, senden nefret ediyorum. bir daha benimle konuşma, hatta reddediyorum seni orospu" mu diyecek. demez arkadaşım, derse onun da amına koyarım. babasına söylerim, bacaklarını kırdırırım. ben evime gelinlikli fotoğraf yerine öpüşürken sırnaşırkenki fotoğraflarımı sıra sıra asmak istiyorum belki. o ayıp ama değil mi. lan sizin bana bu yaptığınız işkence ayıp olmuyor ama değil mi. ibneler, götler. sırf bu düğün gelenekleri yüzünden evlenmekten vazgeçtim ben, acılıyım kederliyim.

    neyse bana da yaranılmaz zaten. aynı bokun laciverti.
hesabın var mı? giriş yap