• "bu siteye erişim diyanet işleri başkanlığı tarafından engellenmiştir. bu siteye alternatif yöntemlerle erişmeye çalışacaklar cehennemde cayır cayır yanacaktır. tövbe et ve oturumu kapat. öptm kib bye diyanet"
  • buradan kendilerine sesleniyorum.
    sevgili diyanet:
    ''yaaaaa, önce sen kapaaaaaatttttt''
  • sadece interneti değil basılı, sesli ve görüntülü ne varsa inceleyerek dini bakımdan uygun olup olmadığına karar verebilecekler. yani radyo, televizyon, kitap, dergi, gazete işte aklınıza ne geliyorsa dini bakımdan uygun olup olmadığı incelendikten sonra yayınlanıp yayınlanamayacağına karar verilebilecek. ilgili madde açık;

    "başkanlıkça incelenmek üzere havale edilen basılı, sesli ve görüntülü eserleri dini bakımdan inceleyerek yayınlanıp yayınlanamayacağına karar vermek."

    kısaca yapılması gereken tek şey birisinin diyanet başkanlığına başvurup "burada şu var, sanki dinimize aykırı, bir inceleseniz" demesi. diyanette de inceleyip hüküm verecek. "dini bakımdan uygun değil, sakıncalı, kapatın." oh ne ala anasını satayım.

    ve tuvalete hangi ayakla girileceği, işedikten sonra tenasül uzvunun kaç kere sallanması gerektiği konularında bile kuralları olan bir dinin, dine aykırı bularak yasaklayabileceklerinin sınırı yok.

    kısaca beğenmedikleri, hoşlanmadıkları, istemedikleri ne varsa "dinimize aykırı" gerekçesi ile kapatılabilecek. yakında polislere de müslüman olmayanları yakalayıp hapse atma yetkisi verilirse tam olur...

    bu arada şu akp'nin demokratik atılımlarını öve öve bitiremeyen liboşlar ile, referandumda hayır diyecekleri faşistlikle taçlandıran solcular bu konuda ne düşünüyor acaba?
  • idari kurumların taleplerini yerine getiren mahkemeler genelde tasdik merciinden daha fazla bir görev üstlenmezler. daha komiği, diyanet "bu içerik gerçeğe aykırı" dediği vakit, mahkemenin atayacağı bir bilirkişinin diyanetten daha bilgili olacağı düşünülebilir mi? en azından, emin olun mahkeme düşünmeyecektir. hakim bu gibi bir durumda bilirkişi dahi atanmaz hatta. ekşi sözlük daha önce başvuruya konu içerik hukuka aykırı olmadığı halde, orasını geçtim, söz konusu içerik gerçekten ekşi sözlük'te yer alıyor mu diye bile incelenmeden, hakimlerce kapatıldı.

    esas herkesin düşünmesi gereken, takılması gereken şey şu: sözde laik, özde sünni devlet din işlerini bir kurul üzerinden takip ediyor. yetmiyor, o kurulun yanlış veya eksik bulduğu kutsal kitapların yayınlanması da yasaklanıyor.

    dinin tekelleşmesi ve de bu çerçevede farklı yorum ve görüşlerin devlet eliyle, sanki ağır bir suç işleniyormuşcasına müdahale hakkının devletin elinde bulunması ancak din devleti isteyen insanların makul bulabileceği saçma sapan ve çok kötü bir gelişmedir.
  • "başkanlıkça incelenmek üzere havale edilen basılı, sesli ve görüntülü eserleri dini bakımdan inceleyerek yayınlanıp yayınlanamayacağına karar vermek" gibi en dansoz, en don lastigi bir kalip nedeniyle hakli tepki ceken kanun degisikligi.

    "dini bakimdan inceleyerek" ne demek ki?

    adam dinen gunah olandan, caiz olmayandan dem vurdugu gibi "haci ben bunu dini bakimdan inceledim; begenmedim kapatin" dese mahkeme ne diyecek? "bir bilirkisiye soralim". e bilirkisi kim? dini bakimdan inceleyip begenmeyen diyanetin ta kendisi.

    hadiseyi loopa sokmuslar, cok guzel dantelli ortu gibi duruyor orada.

    okudugumuzu anlayalim az bir, gozunuzu seveyim.

    edit: ilk olarak milliyet'in habercilik anlayisina topla tufekle girisesim var. ikinci olarak, resmi gazetede kanun degisikligine dair metni kim yazdiysa, onun da turkce anlayisina topla tufekle girisesim var.

    resmi gazete'de ifade edilen (uc kere okuduktan sonra anladim okudugumu o derece), internette sansur'un "hatalı ve noksan olarak basılan veya yayımlanan mushaf ve cüzler ile sesli veya görüntülü kur’an-ı kerim yayınları"na uygulanacagi. yani yazili basindaki yetkilerini sanal ortama transfer etmisler diyanetin bu konuda.

    ha ama bu diyanet'e internette sansur yetkisi verildigi gercegini degistiriyor mu? hayir. bu yetkinin genislemeyecegini garanti ediyor mu? ona da hayir. temelinde argumanim ayni - dinden sorumlu devlet kurumunun* eline internette sansur yetkisi verilmez- ama detayinda ayara gittim.

    maksat gote got diyebilmek.
  • diyanete porno sitelere değil -onları zaten kapatıyolar ki- ama islami tartışmalara gem vurma hakkı verecek uygulama ki; bence bu çok daha tehlikeli pornodan. eğer gerçek olursa müslüman diyanetçiler tarafından yanlış olarak mimlenip kapatılacak bazı siteleri sayayım isterseniz;

    (bkz: turan dursun sitesi)
    (bkz: şüphecimelek),(bkz: garajımdaki ejderha) gibi atayist bloglar.
    (bkz: richard dawkins)
    vee muhtemelen atayist satanik komünik deposu (bkz: ekşi sözlük)

    ayrıca hala cemevlerini bile resmileştirememiş (bkz: aleviler) de bu yasaktan payını alacaktır. görünüşe göre adnan oktarın kapattıramadıklarına diyanet çullanacak. (bkz: gerçeğe erişim yasaktır)

    umarım yanılıyorumdur; umarım yanlış/çarpıtma haberdir veya uygulama böyle olmayacaktır. umarım.
  • benim bu ve bunun gibi konularla ilgili olarak anlayamadığım konular şunlar.

    bu akp denilen siyasi parti neden mesela kadılık sistemine geçişi önermemektedir?

    tekke ve zaviyelerin açılması konusunu neden halkoyuna sunmamaktadır? zira bu tip yerler modern tıbbın yapamadığını yapmakta hastaları iyileştirmekte, vatandaşları çeşitli fenalıklardan korumaktadır.

    neden interneti komple kapatmak varken, tek tek sitelerle uğraşmakta, kurumların websitelerini kapatabilmesi konusunda düzenlemeler getirmekle uğraşmaktadır?

    veya daha açık söyleyelim neden vatandaşın elindeki tüm gavur icadı telefon, televizyon, faks, cep telefonu, vb diğer iletişim araçları hala toplatılmamaktadır?

    türkiye'de diyanet işleri ne için var? bütçesi zaman zaman milli eğitim bakanlığı bütçesinden yüksek seviyelere ulaşan bu kurum ülke vatandaşlarının refahı ve mutluluğu için ne gibi bir katkıda bulunmaktadır?

    türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkenin, eğitime, bilime, sanata, kültüre, sağlığa, trafiğe, ulaşıma, spora, estetiğe, sinemaya, tiyatroya aktarabileceği...özürlü vatandaşlarına, gençlere istihdam imkanları yaratmakta kullanabileceği, turizme, çevreye, enerjiye, iç güvenliğe, bayındırlığa, parka, bahçeye, ormana harcayabileceği kaynakları devlet içerisinde hacı hoca takımına aktarmasının, devlet içinde şeriatçı ideolojiyi yaygınlaştırmasının bugüne kadar toplum için ölçülebilir nasıl bir maddi-manevi faydası olmuştur?

    vergi toplamaya gelince müslim, gayrimüslim tüm vatandaşlara eşit mesafede olan devletin iş toplanılan vergilerin harcanmasına geldiğinde tek bir inancın hatta tek bir mezhebin tekelinde davranmasının, diğer inançların ifadesi konusunda tarafsız bir tutum sergilememesi demokrasimize nasıl bir yarar sağlamıştır? diyanet işleri başkanlığı temsil etmediği inançlardan beslenmesini kendi din ve vicdan anlayışı içerisinde nasıl konumlandırmaktadır?

    din ile devlet işlerinin ayrıldığı, anayasasında laik bir cumhuriyet olduğu belirtilen bir ülkede diyanet işleri başkanlığı gibi din işleri ile ilgilenen bir devlet kurumunun üstelik başbakanlığa bağlı olarak bir teşkilat olarak çalışmasının mantığı nedir?

    şunu maalesef kabul edelim, soytarılıktan ve kendimizi kandırmaktan artık vazgeçelim.

    atatürk'ün bugüne kadar laiklik konusunda yaptığı inkılapların tamamına yakını bugün tersine çevrilmiş durumdadır. laiklik anayasa'da yer almaktadır ama o kadar. laikliğin kabul edilmesiyle türkiye'de akla, bilime, gerçeğe ve özgürlüğe dayanan bir toplum ve devlet sistemi kurulmuştur denilmekteyse de bu bir palavradan ibarettir.

    dine, inanca insana saygı ve hoşgörü gelmiştir. sivas'ta 37 kişi din uğruna katledilmiştir.

    türkiye'de hukuk birliği sağlanmıştır denilmektedir. ancak, türkiye'de yargı bağımsızlığı kavramı iğdiş edilmiştir. çağdaş değerler, çağdaş hukuk düzeni ve toplumsal haklar yerine siyasal islamın egemen olduğu bir cemaat düzeni getirilmeye çalışılmaktadır.

    eğitim öğretim birleştirilmiş, medreseler kapatılmıştır denilmekle birlikte eski medreselere göre din eğitiminin çok daha baskın olduğu medreselerde, yatılı kuran kurslarında, imam hatip liselerinde din eğitimi yaygınlaştırılmıştır. devrelere tarikatlar girince eğitimden ziyade ibadetin ön plana çıktığı felsefe, cebir, anatomi, astroloji, tarih gibi derslerin müfredattan kaldırıldığı, bugün içerisinden pozitif bilimlerden anlayan tek bir bilim adamının çıkmasının imkansız hale geldiği medreselere bugün yasal statü tanınması konusu tartışılıyor. bugün türkiye'de binin üzerinde medrese var. konya, afyon, izmir, malatya, ağrı, muş, hınıs, erzurum, urfa, mersin'de medreseler var. kürt medreseleri var, sadece mersin'de 7 tane medrese faaliyet gösteriyor. istanbul'daki medrese sayısı bilinmiyor. nakşiliğin kalesi olarak bilinen muş yakınlarındaki nurşin'de dört medrese olduğu biliniyor.siirt'in tillo (aydınlar) ilçesinde 400 kişilik bir medrese kürtçe din ve kuran eğitimi veriyor.

    bir ülke düşünelim....yargıçları teknolojiden ve internetten anlamadığı için, anlamayı bir kenara bırakalım anlamak zahmetine dahi katlanmadığı için, sadece suç işlenen siteleri kapatmak yerine sub-domain sitelerle üst sitelerle birlikte bütün websiteleri wordpress, blogspot gibi siteler kapatılsın. bu üst sitelerden yararlanan milyonlarca insan mahkum edilsin...

    yine bir ülke düşünelim, din kültürü ve ahlak bilgisi kitaplarında abdest suyunun alyuvar sayısını artırdığı tezleri aktarılıyor olsun.

    yunanlılarla türkler youtube'da bir video üzerinden birbirine hakaret ediyor. mustafa kemal atatürk'ün manevi şahsına hakaret ediliyor. söz konusu videonun kaldırılmasına veya alınan/alınabilecek başka bir sürü önlem olmasına rağmen youtube kapatılıyor. bugün youtube'u kapalı olan çin, iran, libya, tunus ve türkmenistan gibi çağdaş ülkelerle birlikte türkiye'nin adı da youtube'a geçit vermeyen ülkeler arasında yer alıyor. youtube 5 mayıs 2008 tarihinden itibaren türkiye'de yasaklı.

    harun yahya veya adnan oktar isimli bir şahıs çıkıyor richard dawkins'in tanrı yanılgısı isimli kitabını yasaklatmaya çalışıyor, başaramıyor, onun yerine http://richarddawkins.net/ adresini türkiye'de kapattırmayı başarıyor. çünkü kişisel menfaat amaçlı suç örgütü teşkil etmek suçlarından yargılanan, bugüne kadar 7 kez paranoid şizofreni teşhisi konularak akıl sağlığının yerinde olmadığı saptanan harun yahya veya adnan oktar isimli şahıs yaradılış atlası isimli bir kitap yazıyor. bunu milli eğitim bakanlığı yetkililerinden izin almadan ücretsiz olarak felsefe ve biyoloji öğretmenlerine, bu konuda uzmanlaşmış üniversitelerdeki akademisyenlere dağıtıyor. (bu kişilerin listesini nasıl ele geçirdiği ayrı bir merak konusu)

    richard dawkins bu bilimsel olmayan iddialarla donatılmış kitabı sitesinde eleştiriyor. bunun üzerine onun sitesinin yanında, geocities.com, google.groups.com, wordpress.com, ekşisözlük, ateizm.org, antoloji.com, www. gazetevatan.com tüm bu siteler de kapatılıyor.

    2010 yılında metacafe yasaklanıyor, youtube yasağı kapsamında ip adresleri artırılınca google'ın hizmetleri, google docs, google translate, google books, google analytics, google tools'a da girilemiyor. son bir kaçyılda kapatılan web sitesi sayısı 1000'in üzerinde.

    peki bunların sonucunda ne oluyor. türk vatandaşı akıllı olduğu için proxy ayarlarını değiştiriyor, v tunnel, ktunnel gibi alternatif dns serverları kanalıyla bağlanıyor, open dns kullanıyor yine değişen bir şey olmuyor. herkes istediği siteye özgürce bağlanıyor.

    öte yandan türkiye'nin başbakanı youtube'la ilgili olarak 21 kasım 2008'de hindistan'a giderken "ben giriyorum, siz de girin" ültimatomunu veriyor. ondan sonra google arama motorunda "youtube'a nasıl girilir?" diye yazıldığında karşılaşılan sonuç 350.000.

    türkiye'nin cumhurbaşkanı ise twitterda vatandaşlarına youtube ve google'ın yasaklanmasını onaylamadığına ilişkin tweet'ler gönderiyor.

    bütün bu komedi devam ederken biz din açısından muhafazakar bir idarecinin inancı ve yaşam şekline uygun davranmak durumunda bırakılıyoruz. türkiye'de islam dinine uygun olmadığı, belli bir grubun gelenek ve göreneklerine aykırı düştüğü gerekçesiyle, bu tip şahısların ahlaki olarak tasvip etmedikleri içerikteki siteler yasaklanacak ve bu yetki gerekli hukuk bilgisinden yoksun, hak ve özgürlükler hakkındaki bilgisi ve muhakeme yetkisi kendi kısıtlı dünya görüşüyle sınırlı birtakım insanlara tanınacak.

    “akşamları televizyonları yarım saat daha az seyredin, televizyonunuzu yarım saat kapatın, kendinize ve çocuklarınıza zaman ayırın, kur’an’la buluşun, kur’an’ı ve sünneti evinize misafir edin” diyanet işleri başkanı prof. dr. ali bardakoğlu diyarbakır ulu camiinde cuma namazı öncesi yaptığı bir vaazda böyle buyuruyor. (ben günde yarım saat televizyon izliyorum profesör, izlemeyip evimde sünnet düğün alayları mı düzenleyeceğim? dini inançlarım fazla olmadığı için öneriyi tam anlayamamış olabilirim.)

    gerici ve bağnaz zihniyet dün matbaayı yasaklıyordu, bugün televizyonu yasaklıyor, önümüzdeki günlerde interneti.

    hepimize "cümleten" hayırlı olsun.
  • akp nin demokrat olduğuna inanan bazı embesillerin ortaya şakşakçı olarak tekrar çıkmasına müsaade eden yetki dağıtımıdır.

    akp gayet demokrat gayet muassır medeniyetler seviyesi derdinde falan filan diye anıran merkepten bozma akıllılar demokratik ülkelerde diyanet gibi bir kurumun ne işinin olduğunu sorgulamaz da akp nin yüzünü nasıl aklarımın derdine düşer elbet.

    bu kınalı kurbanlık kuzular ağababalarından aldıkları liberal akılları plazalarındaki göt büyüttükleri koltuklardan sağa sola dağıtmayı orgazmik yiyecekler statüsünde bellemiştir. ama er geç bu düzen değişip de o plazalardaki zavallılar koltuklarını kaybettikleri an öpecek göt ararlarsa yolunu yapmaya çalışıyorlar bugünden.. kendi statülerini liyakat ile değil de laf orospuluğuyla kazandıkları için bugünkü sisteme olan borçlarını da bu şekilde ödüyorlar..

    akılları fikirleri paranın yönünde olduğu için vicdanın ve aklın yönünü bulmaları zaman alacaktır..
  • farklı müslüman cemaatlerine müsamaha göstermeyenlerin -ki bu da yanlış- ateistlere müsmaha göstereceği varsayılarak yorumlanan bir uygulama. ilginç.
hesabın var mı? giriş yap