• asitane restoran bu geleneği sürdüren tek yer benim gördüğüm kadarıyla... orada yediğiniz her yemekten sonra, bir kavanoz kendi yapımları reçelden hediye ederler "diş kirası efendim" diyerek. bilhassa portakallısı çok güzel olur, ama bazen üzüm olur, bazen incir. eh, hediye atın da dişine bakılmaz elbet.

    böyle yerler dururken hâlâ barzo barzo yerlere para kazandırdığımız için de üzülürüm bazen.
  • ramazan ayında davetlilere iftar yemeği veren şahsın, iftar yemeği vermenin kendisi için bir zorunluluk ve borç olduğu düşüncesinden hareketle, ikram ettiği yemeklerin girdiği ağızların bu işte kullanılmasından ötürü bu işin karşılığı olarak davetlilere verdiği ücret olarak düşünülmüştür. yani burada iyilik yapmada önde giden taraf iftarı veren değil, iftara gelip ev sahibini mükellefiyetten kurtaran misafir olmuş oluyor.

    kedi kuş için yuvacıklar yapıp içine yemek koyan; sokaklara zenginin, fakir incinmesin, istediği zaman gelip alabilsin düşüncesiyle gizlice para bırakabileceği kumbaralar koyan ecdadın insaniyette nerelere gittiğini göstermesi açısından manidardır.
  • eski ramazanlarda, iftar daveti veren zenginlerin yemekten sonra davetlilerini uğurlarken verdikleri para. yani davetliler yemek yerken dişlerini kullandıkları için bu dişlerin kirası yerine geçiyormuş verilen meblağ. aslında ayak kirası (çünkü davet mahalline giderken yürüyorlar), sindirim sistemi kirası (yediklerini sindirecekler değil mi? ), boşaltım sistemi kirası (yani:) ) gibi versiyonları da düşünülebilir pekala ama tarihi kayıtlarda rastlayamadım maalesef.
  • -lan olum yemekler iyiydi de diş kirası nı az verdiler bu sefer.
    -seni 21. yüzyıla ışınlamak istiyorum,iyice beleşçi oldun he
  • anneannemin, ziyarete gittiğimizde bana para vermek icin kullandiği sözler... (anekdotal entry formatindan cikis: sadece saraylarda, paşalar tarafindan kullanilmayan, halka da malolmuş bir söz...) (entry'nin mesaji: büyüklerimizi ziyarete gidelim, onlari sevelim bağrimiza basalim) (mesaj #2: küçüklerimize para verelim. cash.)
  • sultanahmet köftecisi selim usta'da bugün yediğim yemek sonrası hesap tabağı içinde gelmesi ile hatırladığım eskilerden güzel bir adet.

    çocukken gittiğim bir iftarda da çocuklara dağıtılmıştı, anlamını öğrenince ailecek bir süre özel günlerde biz de uygulamıştık. uzun zaman olmuş, neredeyse anlamını bile unutmuştum, nostalji oldu vesselam.
  • trt radyo tiyatrosu arşivinde bu isimle bir oyun yayınlanmıştır. sıradan başlayan oyun, gittikçe sinir bozucu bir hal almaktadır. gerilim ve dram türündeki oyuna puanım 8/10.
  • basiretçi ali efendi'nin istanbul mektupları'nda aktardığına göre yeniçerilerin halka zulmettikleri kötü alışkanlıklarından biriymiş. resmi görevlendirmeyle kışlalarından çıkan yeniçeriler, gittikleri yerde asayiş ve emniyeti sağladıktan sonra halkın kazını, tavuğunu ve diğer yiyeceklerini aldıktan sonra üzerine bir de hane sahibinden "diş kirası" adı altında para talep ederlermiş.

    vaka-i hayriye'den sonra yeniçeriliği anımsatan tüm izlerin tarihten silinmesine yönelik resmi bir devlet politikası belirlenmiştir. ne var ki yeniçerilikle ilişkili olan diş kirası geleneği, günümüzde mahiyet ve kapsamı değişerek yaşamaya devam etmektedir.
  • tarihi sultanahmet köftecisinin müşterilerine diş kirası/bereket parası olarak verdiği para (1987 tarihli 10 lira :)). çok şirin bir hareket.

    diş kirası, osmanlı imparatorluğu zamanında yemeğe davet edilen misafire verilen para iken; bereket parası ise cüzdan, kese ve cepte harcamadan saklananığur ve bereket getirdiğine inanılan para imiş.
  • sunay akın'ın ramazan ayı boyunca yayınlanan programında gelen konuklarına program sonunda verdiği hediyelerin sebebiyeti.
hesabın var mı? giriş yap