dalalet
-
yoldan çıkma. sapkınlık.
-
fatiha suresinin sonunda "...ve leddalliyn" yani "dalalet edenlerin...." (yoluna sokma bizi) sözü ile kastedilen eylem.
hidayetin tersidir. -
fuzuli'nin "ben akıldan isterim delalet, aklım bana gösterir dalalet" beyitinde delaletle arasındaki ince cizgiyi gorebiliriz.
-
delaletle karıştırılan sözcük.
dalalet: sapkınlık, doğru yoldan ayrılma.
delalet: delilin çoğulu; kılavuzluk, işaret, iz. -
(bkz: gaflet)
-
azma.
arapçadır. isimdir.
ikinci a'nın üzerinde şapka vardır ve uzatılır. -
-
ilk olarak atatürk'ün gençliğe hitabesinde duyduğum/tanıştığım bu kelimenin esaretinden kurtulalı uzun zaman oldu ama hala tüylerimi dikenleştirme yetisi var. ne pis bi kelimesin çocukluğumu yedin. hep seni ve gafleti bi insan profili olarak düşündüm, eli kanlı. hidayet ile bir olup omuğuza koduğumuz güne kadar çekindim hep sizden. ama artık ne gaflet var, ne dalalet hatta hıyanetin pipisi düşsün. yaşasın delalet!
-
(bkz: erdem atay)
-
tunç soyer'in delalet diye telaffuz ettiği kelime.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap