• ayıp lan. anca kendisine ve çocuğuna saygısı olmayan ebeveynin kullanacağı üründür bu. evet çocuğum var, daha pek küçük, ama her yaştan ve her boydan yeğenlerle de türlü türlü alışveriş, gezi vs. maceram oldu. arkadaş, çocuk dediğin özen ister, emek ister. biliyorum, kimi zaman ondan başka hiçbir şeyle uğraşmaya vaktin kalmadığı için çıldırabilirsin de. ama çocuğunu bu resimdeki gibi (bkz: http://peopleofwalmart.com/…uploads/2009/09/166.jpg) gezdirip ona öyle muamele edeceksen hiç yapma ulan o çocuğu. ayıp be...
  • çocuğu için endişe eden ve elalemin lafını bu uğurda iplemeyen ebeveyndir. hayır benim anlamadığım bunu takınca çocuğuna hayvan muamelesi yapmış oluyorsun öyle mi? yani çocuğun elinden kaçıp gittiği zaman arkasından avaz avaz bağırıp çağırmak, yanına gelince itip kakıp çekiştirmek bunların hepsi insanca hareketler!!! o yaşta bir çocuğun nasıl hızlı ve seri gözden kaybolduğuna şahit oldum ben. istediğiniz kadar dikkatli olun gaflet anı denen bişey var. sonra da telafisi yok üstelik. biz çocuğumuza hayvan muamalesi yapmadık, insan gibi öldü yavrucak demek daha kolay sanırım.
  • 2006 yazıydı amerika'da bu annelerden ve bu tasmalardan görüp hem çok gülüp hem de kınamıştım, bir yandan da nedense türkiye'de tutmayacağını düşünmüştüm bu tasmamsı şeylerin, türk annesi çocuğunu köpek gibi tasmaylan gezdirmez gibi iyimser bir düşünceye kapılmıştım, sonuçta farklıyıdık o toplumlardan, ne bilim onlar 18 yaşına gelince çocuklarını sokağa fln da atıyorlardı. demek kaderde memlekette de görmek varmış bu pratiklik harikasını, uzun lafın kısası, şaştım kaldım sayın seyirciler..
  • gözümde, yavrusunu pusetle gezdiren köpek kadar değeri yoktur...
  • taksimi bileniniz var mı?

    hani götümden sallamanın en güzel örneğini versem; "dünyanın en kalabalık caddesi olan istiklal caddesine sahip mekandır taksim" derim...

    aha işte ben, eşim ve halen 22 aylık kızımız bu mekanda ikamet etmekteyiz.

    çok düşündük, çok taşındık bir şeylerden fedakarlık edecektik; tuttuk taksimde oturmaya karar verdik (bkz: cihangir).

    çocuklar özellikle yürümeye ilk başladıkları aylar olan 13. aylarda falan birey olduklarını ispat etmek istercesine isyan bayraklarını kaldırmaya meyillidirler.
    örnek veriyorum: aslında "hayır" kelimesinden anlarlar ama siz onun gözünün içine bakıp "hayır" dedikçe, o sizin gözünüzün içine bakarak o prizin içine ellerini sokarlar... siz ona "hayır kızım bak biz bu taraftan yürüyoruz" dedikçe o sizin tam tersi istikametinize gitmeyi yeğler...

    işte böyle başladı benim kızıma tasma alma maceram...
    arkadaş kız yürümeye başlamış, biz de gezmeye çıkıyoruz. taksim'de, istiklal'de, cihangir'de harbiye'de maçka'da park arıyoruz, şöyle gezip görecek bir yerler bakıyoruz, çocuğun ilgisini çekecek bir ortam arıyoruz. mütemadiyen bunu yapıyoruz evet...
    yürümeye başladığı için siz onu bebek arabasında güzel güzel gezdirirken inip yürümek istiyor tabi veled... pusetin emniyet kilidini gösterip "ah ah" diyor... "aç" demek. açıyorsun tabi. başlıyor yürümeye... elinden tutmak istiyorsunuz... yok. kucağınıza almak istiyorsunuz; yok... bir annesi bir ben deliriyoruz. başlıyor kaldırıma oturup ağlamaya... zorla tekrar bebek arabasına oturtuyorsunuz, bağlıyorsunuz emniyet kemerini; bir ağlamak ki, sanırsın etlerini kesiyorlar yavrucağın. yanınızdan geçenler "ay bunlar çocuğa ne yapıyor böyle" bakışları atıyorlar... e ağlayan çocuğunu susturamayan basiretsiz ebeveyn olduğumuz için o ağlıyor biz ağlıyoruz böyle devam ediyor. (bunun bir başka örneğini daha önceden işlemiştim (bkz: #16647645))

    biz de gittik pedagoguyla konuştuk... evet bizim çocuğumuz için gittiğimiz bir psikolog var. aslında çocuğumuz için değil, çocuğun yaptıkları karşısında nasıl tepki vereceğimizi bilmeyen bizler için gidiyoruz o insana... çünkü biz yanımızda yöremizde bize "aman oğlum üstünü ört, aman ishal olunca süt vermeyin, aman çocuğun yemeğinin içine mutlaka brokoli koyun" diyen büyüklerimize ve çevremize pek itibar etmedik. oturup kitaplardan da okumadık. biraz kendi mantığımız, mantığımızın yetmediği yerde de uzman yardımıyla çocuğumuzu büyütüyoruz.

    neyse gittik pedagoga bize bu aleti önerdi. ne yaptık biliyor musunuz, köpek gibi hissetmedik çocuğumuzu, hissettirmedik de... çünkü "dur kızım, bırsss muh muh muh" diye çekiştirmedik. bir elimizde o sizin tasma dediğimiz şey varken, gene elinden tutmaya çalıştık, o taksim kalabalığında elimizi bırakıp bir yere kaçarsa da işte o tasma denilen şey yardıma koşuyordu. en azından kendimize biraz daha güvenir olmuştuk. şöyle söyleyeyim biz bu mereti 3 hafta kullandık. daha sonra elimizden tuttu. bırakmak istediği yerlerde sadece tehlikesiz yerlerdi.

    şimdi bizim aldığımız o tasma bizim arkadaşlardan biri doğum yaparsa ona verilecek diye evde bekliyor.

    biz çok kınanan bir aileyiz. bizi siktiler siktiler yerin dibine soktular her seferinde... çocuğu yuvaya verdik, "bu yaşta çocuk yuvaya mı verilir? bakamayacaksanız yapmasaydınız orospular" diye bağırdılar. bağıranlar bizim 50 yaşında kadın tutmamızı isteyenlerdi (dip not: çocuğum doğduğunda annesinin işi daha iyi diye ben işimi bırakıp bir yaşına kadar bebeğimize baktım, ondan sonrada en iyi yuvayı arayıp bulduk, şimdi bizden iyi bakıyorlar, bakıcı kadın olayına benim mantığım hayır dedi).
    biz çocuğu 20 günlükken bir yere götürdük tatile bize "çocuk kırkından önce evden mi çıkar" dediler. doktorumuz "hastaneden eve giderken çıkmadı mı bu çocuk, tabi ki çıkacaksınız dışarı" demişti.

    60 günlükken uçakla yurtiçi bir yolculuk yaptık, "ananızı sikeyim" dediler. "ben sizin ananızı sikeyim" dedim...

    size bir şey söyleyeyim mi; çocuğu olan bireyler beni daha iyi anlayacaklardır. sakın yanlış anlamayın "sizin çocuğunuz yok nereden anlayacaksınız ibneler" demiyorum. aksine elbette anlayabilirsiniz sadece biraz empati yapmaya çalışın diyorum.

    çocuğu olan ailelerin bu problemleri gülüp geçtikleri problemler. tasmaymış, çocuk elini tutmuyormuş, parka gitmek istiyormuş ama parkta habasa düşüyormuş... bunlar çok sikindirik problemler.
    yok hasta oluyormuş, burnu akıyormuş, aman götü pişmiş, kilosu düşmüş... bunlar götümüze giremez bile problem olarak.
    maddiyat: ohoooo parayı siktik biz... artık boncukla yaşıyoruz. keşke para problem olsa...

    bok gibi problemlere davet ediyor çocuklu olmak...

    şimdi birlikteliğimiz kötü, sadece kızımızı düşünüyoruz nasıl en iyisini yapabiliriz diye. mantıklı, makul ve psikoloğa falan danışmak suretiyle... düşünün... sebebi çocuk değil ama problem çocuk...

    geçenlerde eve girdiğimde bu tasma denen şey salonun ortasındaydı. "aaaa" dedim, "bunu mu kullandın?"...
    "yok be" dedi annesi "içerden bulmuş getirmiş. öyle manyak gibi sallıyordu" dedi.
    biraz hislenmişim... zaten durumlar boktan ya. "hey yavrum be" dedim kendi kendime. "daha dün şununla dolaştırırken 'aaa köpek gibi olmuş çocuk' diyen zibidilerle uğraşıyorduk" dedim.

    şimdi ben kapıdan girince "baba geeeldi" falan diyor yavrum benim... tasma masma öyle para verdiğimizle kaldı. 3 hafta kullandık kullanmadık.

    gene bunları böyle manyakçasına saldırarak eleştiren tipler varya, onlara hep "ileride çocuğun olsun sende görürsün" derler ya. aman diyim sevgili anne babalar ve anne baba adayları...

    onlara "umarım senin çocuğun olmaz" diyin lütfen... çocuk çekmesin bari...

    tanım: muhtelif çap ve ebatlarda çeşitleri olan tasmalarla çocuğunu gezdiren doğurmuş kadın. bunların baba versiyonu da vardır. tasmaların çeşitleri hakkında da örnek vermek gerekirse böyle göğüsten bağlamalı olanları vardır.
    işte bu da örneğimiz: http://img202.imageshack.us/…g202/1732/dscf5699.jpg

    yalnızca bir mesaj sonrası gelen edit: fotoğraftaki çocuk benim çocuğum... tasmada benim tasmam... yani çocuğumun tasması
  • hakkinda epeydir yazmak istedigim anne, baslik bugune kismetmis.

    oncelikle, turk toplumunun henuz hazir olmadigi “pratik” bir annedir bu. bir zamanlar cocugu onde koynunuza asip tasimaya yarayan kanguru tipi askilar cok tepki cekerdi mesela. hatirliyorum yavrumla istanbul’da boyle dolanirken az laf isitmemistim.cocuk koynumda misil misil uyuyor, annesinin kokusuyla mesut, ama insanlarin vicdanlari rahatsiz. dusunmuyorlar ki anne zaten binbir endiseyle dolu, bir de sizden laf isitmek… neyse konumuz kanguru degil simdi.

    bahsedilen tasma boyundan bir tasma degil. (bkz: http://peopleofwalmart.com/…uploads/2009/09/166.jpg) adresindeki fotodaki talihsizlik cocugun o an yerde emeklemeyi tercih etmesi, ve boylece kopek cagrisimini kuvvetlendirmesi, kamera acisi sebebiyle de sanki kemer boynuna takilmis gibi bir izlenim vermesi. alet aslinda gogus kafesinden gecirilir ve elde tutulan baglanti da sirta ilistirilir.

    bu hem cocuk hem anne acisindan cok guvenli bir alettir. surekli cocugun elini tutmaya razi olsaniz bile ani hamlelerde elinin elinizden kaymayacagini garanti edemezsiniz. ve ilginctir ki bir cocuk 2 saniye icinde kendini olum tehlikesine atabilecek bir yaratiktir. ben reflekslerime o kadar guvenmiyorum acikcasi. diger yandan yurumeyi seven cocugun kolunu yukari cekistirip yurumeyi sevmez hale getirmek gereksiz ve sagliksiz bir secenek bence.

    turkiye gibi arabalrin her an her yerden firladigi, olmadik cikurlarla dolu bir ortamda cocuklarin evden pek cikarilmamasina, 1-3 arasi yas arasi bebeklerin sokakta yurutulmemesine sasmamak lazim. ama cocuga kent hayatini, basit yaya-trafik kurallarini, yurumenin keyfini ogretmek istiyorsaniz bu aletler cok faydali ve guvenlidir. alisin derim.

    yine bir gun sokakta turk usulu cocuk elimde annemle konusurken, ki kizim 2 yasinda o sira, elimden kurtulup kaldirimda parketmis arabalarin arasindan yola firladi. yolda gelen arabalarin onu gormesine imkan yok, kisacik bi yaratik ve yolun iki yani gorus engelleriyle dolu. hersey iki saniyede olup bitebilir. sansimiza o saniye icin yol bostu ama korkudan bayiliyordum neredeyse. ve evet artik puset yasini gecen kizimi bir ara bu tasma dediginiz aletle gezdirdim, hicbir utanc duymarak.

    son olarak, annelere babalara satasmayin lutfen, bu insanlar hic dusunmeden, moda icin, ya da ammaaan kosmayalim rahat edelim diye uygulamiyor boyle seyleri. cok endiseleniyorsaniz yanlarina gidip tatli tatli konusun, sohbet ederek, durdugunuz noktadan elestirerek degil. onlarin dunyalarini biraz anlamis olursunuz boylece.
  • (bkz: bdsm)
  • kendisine karşı bir önyargım yok. çocuğun güvenliği için yular kullanılabilir. yalnız şöyle yapmamak lazım:

    http://www.youtube.com/watch?v=ptmrddaihx0

    bak bu da baba versiyonu:
    http://daddytypes.com/…ve/leash_demeans_us_both.jpg
  • "tasma" gibi yanlis bir adla adlandirilan objeyi kullanmakla suclu duruma dusen annedir bi yandan.
    cocuk icin endiselenenlere ilave bilgi: cocugu bu aletle zorlamiyorsun, bilakis, icin rahat oldugu icin onun istedigi yonlere gitmekte beis gormuyorsun, elini tuttugun halden daha ozgur cocuk, iki cicege bocege vitrine bakmaya gidebiliyor misal. elinden tutsan korkudan cekistirip duracaksin. ve cocugun bir seye bakmak icin senin elinden kurtulmaya calisacak. tercih sizin tabi. cocuk bakimi/egitimi ile ilgili bir cok kabul herkese uymaz.
  • hayatı kendince kolaylaştırmış annedir. bana göre köpeğini çantada taşıyanlardan farkı yoktur. çocuğun varsa peşinde dolaşacaksın, sırtına tasma takmak falan pek akıl işi değil sanki. ama aklına yatana benim de bir tavsiyem olacak. köpeğim için flexi tasma aldım, hani şu uzayıp kısalanlardan, 5 metre. ondan alın o parkta oynarken sizde bankta oturursunuz.
hesabın var mı? giriş yap