• bela aramak bazen zor bir işede dönüşebilir. eğer sinirliyken dışardan gerçekten korkunç gözüküyorsanız maalesef belanızı bulmanız biraz zaman alıyor.
  • bünyenin "bir araba sopa yeme" istemini tatmin için girisilen eylem. depresif fizyolojinin bu uktesi "ola ki arada bi iki tanesini de indiririm" düsüncesiyle hareketlenir. buradaki niyet; "titremek ve kendine gelmek" halinin ayari kaçirilmis bir yorumundan ibarettir..
  • ülkemizde herkes macera ve özgürlüğün tadını yaşamakta olduğundan,burada aranıp bulunan belanın da amerikan teen slasher tadında gayet entellektüel bir ortamda,modern bir biçimde vuku bulacağını zanneder,oysa ki burada olay başladığı gibi türk usulü ekmek bıçağıyla noktalanır..burada bela aramak hayvan aramaya benzemez..
    kimse "hey ahbap belanı mı arıyorsun"demez..ulan bir sor adam arıyor mu aramıyor mu?
  • dunyanin en kolay islerinden biri
  • kendini zorla bir derde bulastirmaya calisir gibi hareket etmek, bile bile yapilmamasi gereken isler yapma, ari kovanina comak sokmak, cami duvarina i$emek.
  • son zamanlarda çok sık yaptığım iş.

    sokaklara çıkıyorum, belamı arıyorum. sözlüğe giriyorum, belamı arıyorum. bir allahın yiğidi çıksa da belamı verse diye provokatif naralar atıyorum.

    allah da belamı karşıma kimseyi çıkartmayarak veriyor. kıvrandırıyor beni. öfkemi bağırsaklarımda patlatıyor.

    tam işte şimdi buldum belamı diyorum bazen, üzerine yürüyorum. zorbalara has o heyecanı hissetmek için içimdeki canavarı gözbebeklerimden salıyorum. en ufak bir heyecan oluşmuyor içimde ama o canavarı kim görse geri adım atıyor; ben de almak istediğimi alamıyor, duyumsamak istediğimi duyumsayamıyor, hüsrana uğruyorum.

    biriniz de ısrar edin gözlerime bakmakta. biriniz sürdürün lanetleşmenizi benimle. biriniz uzatın yumruğunuzu da bir yoklayın çenemi. yok, yok, yok!

    korkakların arasında kaldım allahım. yardım et bana!
  • bulunamayacak bir şeyi aramak gibidir. insan ne zaman aradığını bulur ki? aramakla olmaz, eşşeğin istemediği ot burnunda biter. o ot belki sizsinizdir. bir yerde okumuştum, dayak bile nasip ile yenilir, kıçını yırt, istediğin kadar arzula olmaz. nasipten ötesi yokmuş.

    hadi selam ve dua ile.
  • "gönül ne gök ne elâ ne lâciverd arıyor,
    ah bu gönül bu gönül kendine derd arıyor."

    demiş bir zat-ı muhterem. gerçekten de öyledir.

    elâ ve belâ da kafiye olabilirmiş aslında. muhterem yaşasaydı latife olsun diye mail atardım kendisine. *
  • deşarj için farklı bir yol yordamdır.
hesabın var mı? giriş yap