hesabın var mı? giriş yap

  • herkes, her gün, soluduğu havadan, içtiği içeceklerden ve sindirim sistemimizdeki bakterilerden kaynaklanan yaklaşık 2,5 litre gaz çıkarır ve osurur. vücudumuz bu büyük miktarda gazı anüs ve ağız yolu ile atar. bazen gaz çıkardığımızı bile fark etmeyiz. çıkan gaz fark edemeyeceğimiz miktarda olabilir ve bazen hiç kokmaz.

    ineklerin aksine insan osuruğunun ana bileşeni metan gazı değildir. osuruğu yanıcı kılan genellikle içerdiği hidrojen gazıdır.

    osurmak tamamen normal olmakla birlikte normalden fazla gerçekleşmesi altta yatan bir tıbbi soruna işaret edebilir.

    neden osururuz?

    bağırsaklarda biriken dışarı çıkmak zorunda olması bunun başlıca sebebidir.

    yuttuğumuz hava bağırsaklarda birikir ancak bağırsakta biriken gazın çoğunluğu yiyecekleri sindirmemize yardımcı olan bakteriler tarafından üretilir. bu gaz esas olarak hidrojen ve karbon dioksittir ve kokuya sebep olan eser miktarda kükürtten kaynaklanır.

    herkes osurur mu?

    istisnasız herkes osurur. bazı insanlar hiç osurduktan sonra yakalanmadığı için osurmuyorlarmış gibi dülünülebilir.

    çok fazla osuruyorum, sebebi nedir?

    bazı insanların diğerlerinden daha çok gaz çıkarması normaldir. nhs'ye (ulusal sağlık sistemi) göre insanlar günde 5 ila 15 kere osururlar. ancak normalden daha fazla osurmaya sebep olabilecek bazı durumlar da vardır.

    osuruk, hem çölyak hastalığının hem de laktoz intoleransının bir belirtisidir. sindirimi zor olan yiyecekleri tüketmenin yanı sıra kabızlık, irritabl bağırsak sendromu, hazımsızlık ve gastroenterit aşırı şişkinliğe neden olabilir. bazı ilaçların da bu şekilde bir yan etkisi olabilir. endişeleriniz varsa bir doktoru görmenizde fayda vardır.

    gaz çıkarmak yerine tutarsam ne olur?

    olduğu yerde kalır ve bir sonraki tuvalete girişinizde çıkar ya da daha sessiz bir şekilde dışarı sızar. er ya da geç dışarı çıkacaktır.

    kaynak: bbc science focus

  • zaman ve mekan : cumhuriyet ilanı sonrası uluslararası davetlilerle dolu pera palas balo salonu.

    kişiler : yugoslavya kralı ve atatürk

    sahne : yemek yenmiş ve şömine başında sohbet edilmekte.

    olay :

    yugoslavya kralı : ... bidibidi hede hödö.. ve işte mirim sizin bu zaferden önce ingilizler, yunanlar, fransızlar hep gelip bize yalvardılar sizde türklere karşı savaşa girin diye.. ama biiiizzzz... girmedik..

    atatürk : (yerinden kalkar.. kralın yanına kadar gider.. elini sıkar.. ve gözlerinin içine baka baka...) "verilmiş sadakanız varmış, geçmiş olsun ekselansları" der.

  • iki yaş daha büyük versiyonu olduğum erkektir. 42 yaşındayım ve hiç evlenmedim. 10 yıldır da yalnız yaşıyorum. istediğim gibi birini bulamadım ama bulmak için çok çaba sarf ettiğim de söylenemez. çevremde de imrendiğim bir evlilik görmedim henüz.

  • 5071tl alacak meslek grubu sokaklarda 3-4 kişi halinde dolaşacak, 4013tl alacak meslek grubu ise okullarda bir şeyler öğretmeye çalışacak.

  • insanlar dertleriyle başetmek için "kader" diyebilirler, "alın yazısı" diyebilirler, "fıtrat" diyebilirler.

    devlet bunları diyemez. tüm sorumluluğu görünmeyen bir varlığa yıkmak için onca yetkiye ve paraya gerek yok zaten. devletin lugatında çözüm, yardım, sorumluluk, önlem, adalet olur, kader veya fıtrat olmaz.

  • "âmâların kendi dünyaları vardır, kendine has dünyaları. siz bilmezsiniz. bu dünyayı görsem nolur, görmesem nolur...o bir pencere. sen bakıp geçtin ablacım, ben bakmadan geçtim."

    6 aylıkken cehalet sonucu gözlerini kaybeden sivaslı turan dedenin müthiş sabır ve tevekkül öyküsünün bizleri hüngür şakır ağlattığı program olmuştur bu akşam.

    acaba gözleri gerçekten görmeyen kim?