hesabın var mı? giriş yap

  • bi klavyeye 10 binlerce lira verecek olan müşteriyi 100 metre öteden tanıyacak olan mağazanın, boş zamanında dükkana gelip kafa şişiren cebi delik boş beleş müşteriyi kovalaması olayıdır, çok ta şaapma başgan

  • akıl almaz boyutlarda bir evrenden bahsediyoruz. bu gerçeklik karşısında aklı bulanmayan insan yoktur. evrende toz tanesi bile değiliz. samanyolu galaksisindeki küçük bir güneş sisteminde yaşayan canlıllarız. jüpiter, dünyanın bin katı, güneş ise bir milyon katı büyüklüğündedir. ve bu galakside güneşten milyonlarca, milyarlarca kat büyük karadelikler, yıldızlar var. saniyede 300.000 km hızla ilerleyen ışığın bilinen evren sınırlarına ulaşması 96 milyar ışık yılı sürüyor. aman allah'ım çıldırmamak elde değil. evren ve uzayla ilgili her belgesel izlediğimde insanoğlu olarak acizliğimizi, önemsizliğimizi daha iyi kavrıyorum. tarihteki en güzel en anlamlı sözlerden olan şu sözü hiç unutamıyorum.

    “mikroskop insana önemini gösterdi, teleskop da önemsizliğini.”
    manly palmer hall.

  • baya zengin new york'lu müteahhit, 30 yıl içinde çevresinde bir sürü kişi ya ölmüş ya da ortadan kaybolmuş. kendisi hep baş şüpheliymiş ama hiç bir şey kanıtlanamamış. gerçi 2003'te bir cinayeti kabul etmiş ve mazeret olarak asperger sendromunu ortaya koymuş ve itiraf karşılığında sadece 5 yıl hapisle kurtulmuş.

    en sonunda hbo bunun hayatının belgeselini çekmeye başlamış,the jinx. çekimler sırasında bu dallama üstündeki açık mikrofonla tuvalete gitmiş ve sesli sesli sıçarken kendi kendisiyle konuşmaya, hepsini ben öldürdüm demeye başlamış. kayıtlarda durumun fark edilmesi üzerine adamı tutuklamışlar.

    adam çok muhtemelen seri katil, normalde seri katilerin namı yürür ama bu dallama olabilecek en aptal şekilde yakalanmış. ha tabi abd'de nasıl işliyor bilmiyorum, acaba bu kayıt itiraf sayılır mı yoksa bu kayıt üzerine polis delil arama faliyetlerini güçledirir de maddi deliller mi ortaya çıkarır bilmiyorum.

    cinayetleri işlediği yerler: http://www.vanityfair.com/…-alleged-crime-locations

  • bir doktor var adını bilmiyorum,şevket çoruh'un oğlunun kanser tedavisini de o yaptı.kurşun yiyen onda,boğaz ağrısı olan onda,çükü ağrıyan onda.

  • citizen kane filmindeki simgesi:

    bu kelimeyi ilk kez söylediği an karısının onu terketiği zamana denk gelir. karısından ayrıldığı sırada şöyle bir diyalog geçer;

    (susan kapıdan çıkmak üzeredir)
    - (kane üzgün bir şekilde) gidemezsin...
    - (susan'ın yüz ifadesi değişir, kane'i üzgün görmenin şaşkınlığını ve bu şaşkınlığı onun ayrılık kararını almasının verdiğini düşünerek yarı bi haz içine girer)... hmmm
    - gidemezsin... bunu bana yapamazsın
    - (sinirlenir) hmm... anlıyorum... demek bu olanların hepsi yine seninle ilgili, benim gitme kararım, seni terkedişim...

    bu diyalogda kane'in susan'ı değil susan tarafından sevilmeyi istediği ya da genel olarak alırsak egoizimin pençesinde olduğu sonucuna varabiliriz. birini sevme eksikliğini heykellerle, ve haşmetli xanaduyla saklamaya çalışır.

    --- spoiler ---
    kane, bu kelimeyi, kar efekti verilmiş cam süs eşyası elllerinde iken söyler. kar efetki, ailesinden ayrıldığı karlı günü temsil etmektedir. rosebud sevebilme eksikliğinin temsilidir. ailesi ile ayrıldığı anda yaşanan diyaloglarda kane'in annesine çok düşkün olduğu, "sen de gel", "sen niye gelmiyorsun" gibi ağlamaklı repliklerle güçlendirilmiştir. çocukluğundaki kızağın markası ve aynı zamanda (argoda) annesinin rahmi anlamına gelen rosebud, onun hayatı boyunca sevebildiği tek kişi olan annesine özlemi ve de özellikle "sevebilme" isteği özlemini simgeler.
    --- spoiler ---

  • iki yarıyı da bayern kazanır oranı 4.5. evini bassan 4 evin olur. kalan yarımla da evlere eşya al. yatırım tavsiyesi değildir

    maç sonu editi: ev hanımın üstüne olunca ben de çocuğu bastım. 4 tane çocuğum oldu hanıma nasıl açıklarım bilenler yeşillendirsin.

  • ne güzel lan .ben almanyada burs almadan butun parayi kendim karsilamak icin 3 4 gün (gece vardiyasi)calisiyorum ki dönemimi uzatabileyim diye .kursum aksiyor, verimli ders calisamiyorum millet para dileniyor resmen. ben yapamam böyle bir sey utanirim, yediremem kendime.ne güzel 2 günde 50.000 dolar bagis almis ,ben de burda saatligine 10 euroya calisiyorum.bir salak biziz herhalde amk.

  • işe toplu taşıma ile 15 dakikada gittiğim için hissetmediğim trafiktir.
    ofis penceremden bakarak e-5 kozyatağı civarının tamamen durduğunu söyleyebilirim.

    sırf trafik nedeni ile daha az ücret aldığım bir işe geçtim, her gün 3 saat yerine 30 dakikayı trafikte geçirme lüksünü satın aldım kendime.

    geri kalan arkadaşlara sabır dilerim.

  • çok güzel bir şey...

    uzun zamandır kendi tercihimle asosyal bir yaşam sürüyorum. dünyanın düzenine karşı umudumu kaybeder gibi olmuştum, insan içine karışmayı bıraktım. baktım ki ben dışarı çıkıp dünyaya karışmak istemiyorum, o zaman dünya benim evime gelsin diye düşünerek gezginleri ağırlamak üzere bu siteye kaydoldum.

    ilk misafirimi ağırlıyorum. iskoç bir gezgin. geçtiğimiz yıllarda bir süre iskoçya'da yaşadığım için konuşacak pek çok ortak nokta bulduk. dün sultanahmet'i falan gezdirdim, bugün de haritayı eline tutuşturup tek başına yolladım, yarın da gidiyor zaten...

    bir sürü şey öğrendim, inanılmaz seyahat anıları dinledim. her insan yeni bir dünya derler ya, misafirimin bana kattığı şey de "later is now" mottosu oldu. bir de çekilişten kazandığım kahve makinasını nasıl çalıştıracağımı öğretti. hediye olarak getirdiği glenfiddich whisky ise bonus.

    tabii bir de couchsurfing'i sarmış olan -şahsi fikrimce- hıyarlar var. çiftleşmek için dating site gibi kullanmaya çalışıyorlar. geçenlerde biri şöyle yazmış:

    "avrupa yakasında oturuyorum, cumartesi anadolu yakasına geçeceğim, önce bir yemek yeriz, sonra bir kulübe gideriz, saat geç olacağı için gece sende kalırım ;) ertesi gün öğleden sonra kahvaltının ardından eve dönerim. telefon numaram: ..."

    bu özgüven nereden geliyor cidden bilmiyorum. bildiğim tek şey misafirimin de dediği gibi insanların çoğu aslında iyi, dünya düşündüğümüzden daha yaşanılası bir yer ve seyyahlar da çoğunlukla pozitif insanlar. masaya koyacağınız bir sıcak kap çorba ve vereceğiniz bir oda ile dünyanın öbür ucundan gelen bir insanı hayatınızda misafir ediyorsunuz ve onun da hayatına misafir oluyorsunuz.

    dünya büyük ve görülecek çok şeyin olduğu bir sahne... bölüm sonu canavarlarına rağmen bu oyunun sonunda iyiler kazanacak.

  • benim hayalim , bahçeli müstakil bir ev , senin yaptığın beton blok hiç sikimde değil.