ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uçakta alkol almak
-
sokakta ya da evde alkol almaktan farkı yoktur. yasaklanmasını isteyen bazı gerizekalılara soruyorum. islam için öldürülen insanlar için islamı yasaklıyor muyuz? zira işinize gelince münferit. mertçe örnek vermeden söyleyin dinim alkol alınmasını kabul etmiyor ve ben bundan dolayı yasaklansın istiyorum deyin. neden kasıyorsunuz?
not: bana 1 adet alkollü yolcu yüzünden düşen uçak bulun. gerçi hemen münferit ve "gerçek yolcu bu değil" derim ben de:))
son 2 yılda restoranlardaki fiyat artışı
-
senelerce bu mesleğe gönül vermiş.. bulaşıkçılıktan tutun, aşçıbaşı yardımcılığı, garson, komi ve barmen olarak yıllarca bu işten ekmek yemiş zamanında kendi mekanını açmış bir insan evladı olarak anlatayım.
dünya üzerinde ekvator çizgisi gibi bir üzüm şeridi vardır. bu şerit üzerinde olan ülkeler türkiye, fransa, italya, amerka, şili vs. dünyanın en güzel üzümlerini elde eder. bu ülkeler şarap konusunda dünya da öncüdür çünkü topraklarında çeşit çeşit yetişen üzümler , meyveler var. bu ülkelerin hemen hemen hepsi dünya sofralarına sofralık ya da şato dediğimiz şaraplar üretir ve bir sektördür. ülkemiz de şarap sektörü yoktur. bu kadar bereketli topraklarda üretilen üzümler sofralarda tüketilir ya da işte bildiğimiz bir kaç şarap markası ve dünya sofralarında bizim şaraplarımızın adı bile bilinmez. mevzu şarap değil. üzüm yetişen topraklar bereketlidir. et, meyve, sebze, tahıl boldur. ucuzdur.
üzüm kuşağındaki ülkelerin toprakları çok bereketlidir. her türlü meyve, sebze kolayca yetişir. güneş var, su var!
hayvancılık da bu kuşak üzerinde ki ülkelerde önemli bir geçim kaynağıdır. sonsuz üzüm bağları gibi meralar, çayırlar.
ülkemiz de artık kurban bayramı olmasa kıymayı, kuşbaşıyı uzaylı sanacak o kadar çok insan var ki? geçtim antirikot, pirzola, şaşlık. mesela ben pirzolayı en son "canım kardeşim filminde görmüştüm..!" et kültürü mangalda tavuk kanadı ile sınırlı.
sucuk bizim milli yiyeceğimiz artık hayal! bim, şok markette tavuk kanadı ve toz haline getirilmiş sucuk benzeri şeyler yiyoruz.
bu göz daha bir kaç ay öncesine kadar sivri biberi 17 tl. domatesi 8 tl den gördü.
karnımızı doyuramıyoruz!
lan onu bunu bırak bir çiğ köfte keyfimiz vardı.. artık salçalı, acı bulgura nar şerbeti döküp dürüm yapıp yiyoruz.
eskiden memur kesim elinde bir file ile evine dönerken tam mevsiminde kiraz halen 12 tl.
bu kadar bereketli,sulak, çayırları meraları bir ülkede sen ceviz ağaçlarını keser mobilya yaparsan.. bir gece de binlerce zeytin ağacını sökersen..
troll ile , dinamit ile balık avlarsan. bırak restoranları tencereni kaynatamazsın. kuru fasulyenin kilosu kaç para?
devlet sen işletmene alkolü alırken de vergi kesiyor sen satarken de. kiralar euro ya da dolar üzerinden.
ssk ve bağ-kur primleri zaten anlatmaya gerek yok. işkal-iye vergisi, temizlik vergisi, çöp vergisi. vergisi..vergisi..vergisi.
devlet nankör ayrıca. bu kadar vergi aldığı alkolü, mekanları, eğlence sektörünü bir de baltalamak için elinden geleni yapıyor. beyoğlu'ndan masaların kaldırılması gibi. gidip bakın beyoğlu ne halde? en son bir cumartesi gecesi , mis gibi bir hava tarihi cumhuriyet meyhanesinde altı masa vardır.
bir zamanlar bu ülke kendisini doyuran,ilen yedi ülkeden birisiydi. şimdi saman, muz, buğday, pirinç ithal ediyor. alanya da artık muz, portakal, limon bahçesi bulamazsın. güneydoğu da hayvancılık bitti. ege de zeytin ağaçları kesildi. karadeniz de yaylalar yağmalanıyor. çay üzerinde oynana oyunlar, fındık üzerinde ki kumpaslar.
sen halen dürüm desin.. restorandasın.
bu ülkenin artık öyle dışarıda yemek yemek, bir resteurant'ta oturup kutlama yapmak vs. gibi bir kültürü yok.
tv kültürü, acun kültürü, adına çiğ köfte dedikleri salçalı bulgur dürüm kültürü var.
haa...! bir de miting kültürü var. sucuk-ekmek, döner, ayran beleş! iki bayrak salla hesabı öde.
çifçinin ağaçlarını kesiyorlar, köylünün deresini kurutuyorlar, halkın ormanlarını gasp ediyorlar. mazot, gübre,yem, tohum, dere, mera tarım ve ormancılığa dair ne varsa mahvediyorlar.!
çocukları babalarından, dedelerinden kalan toprakları ekip biçmesin. madenlerinde, inşaatlarında, kendi yarattıkları düşmanları ile kendi çocuklarının hiçbir zaman gitmedikleri savaşlar da ölsün diye!
daha iyi günlerimiz bunlar!
1 mayıs 2020 türkiye'de hayat pahalılığı
-
abim avustralya'da iki senede iki araba aldı, birisi suv. ilkini satmaya bile uğraşmadı. garajda duruyor. benim iki senede biriktirdiğim parayla ancak üç tane iphone alınıyor. ama çok şükür namaz kılan yöneticilerimiz var.
mini şort modası
-
seneler sonra gelen edit: linkler kurbaa diye mesaj almaktan yoruldum. ne yüklediğimi de hatırlamıyorum. ama madem istiyorsunuz buyrun bir kaç örnek daha
https://i.hizliresim.com/iduelm.jpg
https://i.hizliresim.com/zfeej8.jpg
https://hizliresim.com/dt50jn
https://hizliresim.com/b7nuy6
https://hizliresim.com/kz7zth
https://i.hizliresim.com/zcjsyk.jpg
----
-----ilk entry-----
bi kaç örnek verelim de hatır gönül kalmasın. buyrun capsler.
1-https://thechive.files.wordpress.com/…ip=info&w=600
2-https://thechive.files.wordpress.com/…ip=info&w=600
3-https://thechive.files.wordpress.com/…ip=info&w=600
4-https://thechive.files.wordpress.com/…ip=info&w=600
5-https://thechive.files.wordpress.com/…ip=info&w=600
6-https://thechive.files.wordpress.com/…ip=info&w=600
7-https://thechive.files.wordpress.com/…ip=info&w=600
hayatın bir numaralı kuralı
-
mutluluğunu kimsenin üzerine kurma. herkes gelip geçici, unutma.
yalnız birey güçlü bireydir.
kendi kendine yetmeyi, yalnız kalmaktan sıkılmamayı öğren.
kuzey kore'nin bomba yapmayı öğrendiği yer
abdullah çakıroğlu'nun tekrar gözaltına alınması
-
nöbetçi savcılık tarafından hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan yeniden yakalama kararı çıkarılmış.
işte dogru suçlama buydu. ıngilteredeydi galiba, adamın birine tacizden 2, ingiliz kızlarının özgürce gezme hakkına saldırıdan 22 yıl hapis vermişti bi hakim. inşallah suclamanın arkasında dururlar.
edit:kaynak
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
kadıköy sokaklarında amaçsızca tek başına dolanmak
-
yoğurtçu parkından başlayıp sahil boyunca devam ederek moda burnuna varılan, oradan modadaki güzel sokaklardaki güzel evlere bakıp "bi tanesi benim olsa ya" diye iç geçirdikten sonra barlar sokağna doğru kayan ve bir yerlerde oturup bir bira içtikten sonra bahariye'ye varan ve nihayetinde yoğurtçu parkında sona eren bir aktivitedir. siniri, sıkıntıyı, stresi almaya birebirdir. belki de değildir. tek başına yürüyerek sıkıntı mı geçer amk? ama güzeldir, huzur verir. severek dolanıyoruz.