ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1 ağustos 2015 jetlerin sivilleri vurması
-
normal ailenin pkk kampının yanında işi ne? çok hoş bi yerimle güldüğüm haber.
kuzenim 2008 yılında kurmay yarbay iken şehit oldu, söylediği bir laf vardı. gündüz kahvede yanyana oturup çay içtiğimiz adamlar akşam ellerinde tüfeklerle ateş açıyor derdi.
uçak
-
şimdiki halini almasında rolü olan insanlar hiç aklınızın ucundan geçmeyecek yaratıcılık ve cesaretlerde bulunmuşlardır.
öncelikle 1898'de wright kardeşler bisikletleriyle uçması gereken bir nesnenin nasıl hareket etmesi gerektiğini keşfetmişlerdir. tıpkı bisiklet gibi sağa sola yatabilmeliydi. tabii ki bu sonradan x-y-z düzlemlerini destekleyecek şekilde aşağı yukarı da inebilmeliydi. bisikletten akıllarına gelmesi çok şaşırtıcıdır.
sonrasında 1920'ye kadar uçaklar şimdiki kadar yüksek uçamazdı ve ilk defa amerikan ordusunda görevli bir test pilotu (binbaşı rudolph william schroeder), ben bugüne kadar çıkılmış en yüksek yükekliğe çıkacağım diyor ve o güne kadar everest'in tepesinden (8,8 km) daha yüksek bir seviyeye çıkabilmiş hiçbir uçak ve pilot olmamıştır. o zamanlar uçaklar şimdiki gibi kabin halinde değil, üstleri açık, bu nedenle yukarıdaki doğa şartlarından direkt olarak etkileniyorsunuz.
işin tehlikesi de doğa şartlarıdır. yukarıya çıktıkça oksijen seviyesi düşüyor, sıcaklık aşırı düşüyor (-60 santigrat), ve yaşanmaz hale geliyor. schroeder, 7 mil yüksekliğe çıkar (11 km), fakat muhtemelen çıkışı kolay olmamış olacak ki oksijen eksikliği için yanına aldığı oksijen tüpleri biter. hortumunu çıkartır, yüzünü gözünü açar ve -60 derecede göz bebekleri anında donar. schroeder bayılır ve uçak düşüşe başlar. uçak 6 mil (9 km) düştükten sonra oksijen seviyesi de yeterli olduğundan pilot ayılır ve yere inmeyi başarır. o güne kadar çıkılmış en yüksek noktaya çıkmıştır, hem de kabinsiz olduğu için basınç ve sıcaklık dengelemesi yapamayan bir açık bir uçakla.
schroeder 'in bu denemesinden sonra amerikan ordusu işe koyulur ve şimdiki gibi alüminyum kabinden oluşan uçakları yapmaya başlar. alçak basınçtan korunmak için, yeni kabin basınç dengesini motorlara giren yüksek basınçlı havayı nemli şekilde içeri verir ve yolcular hiç yerden ayrılmamış gibi hissederler.
11 haziran 2018 meral akşener'in çıldırması
-
elbistan mitingi'nin sonunda akp'nin yılmaz savunucusu bir şahsın kendisine böğürerek bağırması sonucu meral akşener'in megri megri'den tutup, oslo'ya kadar döşediği ve de aynı şahsı doğduğuna pişman ettiği an. allah'tan uyardı da adamı linç etmediler orada.
edit: bulanlardan allah razı olsun...
akşener'in çıldırması
edit 2: başka bir açıdan video. siradan cinko karbon pil'e teşekkürler.
adamın aşağı indirilmesi
ayrıca mitingte bulunan @agospas24 arkadaşımız da bana yazdı detaylar aşağıda, teşekkürler.
--- spoiler ---
olay şöyle oldu, sayın akşener " bu arada üzücü bir şehit haberi aldım. elbistan'dan şehidimiz varmış. allah rahmet eylesin" dedi. sonra bi adam çıktı birden yüksek bir alana - ki bu alan kameraların konulduğu yer - " saray meselesini çözeceğine terör sorununu çöz sen diye bağırdı. tam önümdeydi zaten. akşener buna cevap verirken yaklaşık 1 dakika dövdüler adamı ajdjdjsjsjhaah. akşener göz ucuyla adama baktı ki adam güzel dayak yiyor. konuşmaya devam etti. sonra akşener de bizim gibi rahatlayınca " bir şey yapmayın tamam " dedi. adam hastanelik oldu, ölümden aldı resmen adamı.
--- spoiler ---
1. cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan
-
1. cumhurbaşkanı mustafa kemal atatürk'tür. nokta.
they don't care about us'ın kürtçe söylenmesi
-
(bkz: devlet don't care about us)
otobüste yaşanan dumur olaylar
-
dershaneye yeni başladığım dönem, her gün aynı saatte 8:10 geçe otobüse biniyorum. bir gün sabah otobüs duraktan hareket etmiş gidiyor, ıslıkla durdurabildim, sonra da bindim.
ertesi gün 2. kez gene bizim sokağın başında ıslıkla durdurdum. 3, 4, 5, derken, şoför alıştı. artık otobüse binmek için, durağa kadar yürümüyorum, otobüs geliyor, sokağın başından alıyor.
bir gün gene sokağın başındayım ve artık otobüse yalnız da binmiyorum, yanımda aynı otobüsü bekleyen insanlar var. tam otobüs karşıdan geliyorken, bir kitabımı evde unuttuğumu fark ettim ve eve döndüm. evden döndüğümde otobüsün hala beni beklediğini gördüm. şaşkınlıkla otobüse bindim.
şoför : bak, burada bu kadar insan sen okula geç kalma diye bekliyor. bir özür dile herkesten.
ben : özür dilerim, kitabımı almayı unutmuşum. otobüsün bekleyeceğini sanmıyordum.
teyze : olsun evladım, sen ders çalışmana bak!
şoför : ama bak bir daha olmasın, tamam mı?
ben : tamam, abi.
sonrasında geçen zamanda şoförle sohbeti koyulaştırdık. karışık kaset hazırladım ona, bir sene boyunca otobüste dinledik. en dumur edici olan da, benim dershane bittikten sonra, benim otobüse bindiğim yer otobüs durağı oldu.
şoför de benim dershane bittikten sonra, efsanevi bir şekilde kayboldu. şimdi kimbilir nerede, ne yapıyordur?
pierre-auguste renoir
-
yaşamının son üç yılında romatoid artrit hastalığı sebebiyle parmakları deforme olmuştu. kendisine bu acı veren durumda neden hala resim yaptığını soran genç matisse 'e ; "acı geçici, güzellik kalıcı" şeklinde cevap vermiştir. aşağıdaki 1915 yılında çekilmiş nadir filmde oğlu claude kendisine resim yaparken yardım ediyor...
(bkz: http://www.openculture.com/…uguste_renoir_1915.html)
vega
-
muhteşem bir albümle dönmüş gönüllerin rock grubu. kimseye bir laf etmek istemiyorum ama "bu ne biçim galaksi"lerden, "taşa bastım jüpiter çıktı"lardan ve "indiemsi" gruplardan o kadar tiksinti gelmişti ki bu kadar hakiki bir rock albümü dinlemek çok iyi geldi. 12 yıl boyunca sanki türkiye'den çıkan hiçbir şeyi dinlememişler gibi. trendlerden, modadan bu kadar mı uzak olunur. delinin yıldızı, iyi müziğin sonsuzluğu gibi.
29 aralık 2023 tff gs ve fb ortak açıklaması
-
bu kadar güzel bi başkaldırıya ancak bu kadar rezalet bir açıklama yapılabilirdi
squid game
-
--- spoiler ---
temperli cam oyununda camcı abinin misketi bolmuş gibi atması çok saçmaydı. güç bela bir tane cisim bulmuşsun, o da önceki oyundan kalan bir misket. belli ki adam onu cebellezi etmiş. camcı abi anında fırlatıp "daha yok mu, diğerine de atacam" diyor.
altındaki cam temperli işte. önce ona atsana misketi. vücut ağırlığı sesi keser diye düşünüyorsan da misketi fırlat, düşmeden önce zıpla işte. en azından temperlinin çıkardığı sesi bilirdin.
--- spoiler ---