hesabın var mı? giriş yap

  • içinde helyum bulunan balonlardır.

    helyumun bir litresi yaklaşık olarak 0.18 gram gelmektedir. soluduğumuz havanın bir litresi ise 1.29 gram gelmektedir. bu, 1 litre helyumum yaklaşık 1.11 gram kaldırma kuvveti olacağı anlamına gelir.

    70 kiloluk bir insanın helyum balonları ile havalanması için yaklaşık 70.000 litre helyuma (10.000 parti balonu) ihtiyacı vardır. bu, 10-11 tane 50 litrelik, sanayi tipi helyum tüpüne eşdeğerdir. (bir tüp yaklaşık 1.000 adet balon şişirebilir.) bu 10.000 balonu helyum ile doldurup birbirine bağlarsanız (ya da daha büyük balonlara doldurursanız) uçabilirsiniz.

    peki, bunun maliyeti ne olur?

    çok olur... regülatörü, depozitosu ve nakliyesi derken 50 litrelik helyum tüpü için bulabildiğim fiyat 10.075 tl'dir. (nakliye hariç 9.750 tl) görsel

    hadi biz 1 tane depozito ödeyelim, 10 sefer sipariş edelim ki maliyet az olsun. (biz şişirene kadar bir kısmı uçamaz hale gelecektir ancak zamanı da yok saydık. neden? çünkü neden olmasın?) "regülatörü tak çıkar kullanırız, helyumu da kendimiz teslim alırız" dersek 10 tanesinin adet maliyeti 5.000 tl oluyor.

    100 adet baskısız balonun fiyatı 50 tl oluyor.

    hesabı toparlarsak:
    5.000 tl balon ücreti
    9.750 tl depozito ve regülatör dahil ilk helyum tüpü
    50.000 tl 10 adet helyum tüpü

    ipi, işçiliği vs.'ni katmadan bile bu deneme bize 64.750 tl'ye mal olacaktır.

    kaynak: science focus

  • "...bu pahalı hediyeleri kazanmak için, milyonda bir olan şansınızı da tepin, çıksa da vergisini ödeyemezsiniz zaten" kısmıyla hem güldürmüş hem düşündürmüştür.

  • kısmen doğru olsa da çekinik bir genden dolayıdır. kulak kiri ile doğru orantılıdır. adını hatırlamadığım bir gen var. bu gen sebebiyle kodlanan protein kulak kirlerini nemli ya da kuru yapıyor ancak bu gen çekinik. kuru kulak kiri salgılayan insanlarda koltuk altı bezlerinde bu protein az salgılanıyor. bu protein ile beslenen bakteriler var. yani eğer bu protein varsa bakteriler koltuk altlarınıza yerleşip sindirim atıklarını bırakıyorlar, bunlar da kokuya sebebiyet veriyor. peki bunun korelilerle alakası ne? o da şöyle. genelde insanlarda kuru kulak kiri geni çekinik olsa da asya'nın bazı bölgelerinde bu gen yaygın bir biçimde bulunuyor.

  • kendisini ribery ve robben desteklerken rvp'yi kariyeri boyunca hollanda, arsenal ve manu'da mehmet yozgatlı ve niyazi güney desteklemiştir.

  • maaşlı şakirt troll'lerin son zamanlarda sarıldıkları yeni tür cümlelerin ortak paydası.
    bir de uzun ve süslü entry'lerle pekiştiriyorlar güya düşüncelerini.
    sanırsın ki her gün gaz yemiş, her gün ıslanmış, özgürlük ve demokrasi için parkta sürünmüş, evine gidip yatmamış bile..

    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama apo posteri açılınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama polise taş atılınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım amaesnaf siftah yapamayınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama borsa çakılınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama mitinglere 1,5 milyon kişi katılınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama iş dükkan boykotuna gelince nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama ab desteğini görünce nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama cnn 8,5 saat yayın yapınca nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"
    "ben oraya ağaçlar için çıktım ama kabul edelim beyler, yenildik ve ben nasıl bir oyunun parçası olduğumu anladım"

    he gülüm he..
    ben o başlığa düşüncelerimi yazmak için geldim ama senin troll entry'ni görünce nasıl bir oyunun parçası olduğunu anladım..

  • bu ibneler f. gülen'i yalama olimpiyatları düzenlerken, çölaşan eski hürriyet gazetesi döneminde dahi "cemaat devlet içinde kadrolasiyor" diye kendini parcalıyordu..

    sizden ve maşalarınızdan bir gün hesap soracaklar, o günleri görmek dileğiyle.

  • bugun anladim ki berberler bu olaylari ese dosta da anlatiyor. tam koltuga oturmus trasa baslamis bir iki dayamisken dukkanin kapisi acilir ve berberin arkadasi oldugu belli olan biri sorar:

    -metin ne zaman bosaliyorsun?
    -cok surmez birazdan gel.