hesabın var mı? giriş yap

  • " üç gün önce kaybettiğimiz meral okay'ın vasiyeti yakılmaktı... küllerinin denize savrulmasını, böylece toprağa değil suya karışmayı istiyordu.
    üstelik araştırmıştı, hem bir yasal engeli yoktu bunun, hem de iktidarda dini özgürlükler adına mücadele ettiğini söyleyen bir parti vardı....
    ama olmadı...
    meral okay'ın vasiyeti yok sayıldı.
    neden biliyor musunuz?
    bu ülkede aydının ölüsü değil, dirisi yakılır da ondan...
    tıpkı sivasta olduğu gibi..."

    mustafa mutlu
    gazete vatan

  • mümkün değildir. en azından bende öyle. şu an sabah akşam düşündüğüm biri var. adama ne selam veriyorum, ne sohbet ediyorum, ne yakınlarına oturuyorum, ne dokunuyorum...

    aksine kasıldığımı belli etmiycem diye, portakala limona bakar gibi bakıyorum. gözlerimi kaçırasım geldiğinde daha çok oyalanıyorum o civarda, sanki orada kalbimi hoplatan bir şey yokmuş gibi takılıyorum.

    iletişime geçmiyorum.

    malım galiba. biri bana flört101 versin lan hayrına!

    edit: bu arada rica ediyorum yanlış anlaşılma olmasın; katiyen "köpek çekmek" için yapmıyorum ( bu da ne ayıp bi deyim, neyse). aksine, utandığım; elimi kolumu nereye koyacağımı bilemediğim; reddedilmekten çekindiğim için böyle saçmalıyorum.

  • zamane çocuğu değildir.
    bir evvelki zamanın ve zamanların çocuğudur.

    saftır, masumdur..
    zanneder ki o uçaktakiler kendisinin el salladığını görecekler.
    sıcakkanlıdır. sevecendir.

    düşünmez kim ne der diye.
    demiştim değil mi? ama yine diyeyim: bu zamanın çocuğu değildir.

  • üşenmedim tek tek saydım. böyle deyince, evlilik tekliflerini saydım gibi oldu. iyiymiş. zirvede bırakayım hazır havalı olmuşken.

    onu değil tabii, yıllar. üşenmedim, saydım tek tek. 2013 yılındayız. gerçi takvime bakabilirdim de, emek insanıyım. milat öncesi var onları sayamam, o sırada yoktum. sayılarla kafayı bozacaksak, dünya dört buçuk milyar yaşında. altmış yıl yaşayıp gideceğiz, o da şanslıysak. acizliğe bak. minnacıksın. kışın buzullarda kırılmaya yüz tutmuş dallar şimdilerde çiçeklenir mesela ve her mart. kimse durduramaz. oysa ki, bizler, siz, elli seneye kadar yüksek oranda gitmişiz. ben hava alamazsam yaşayamam, mezar bence çok tuhaf. şunu sen yaptın, bunu ben yaptım, önce davrandım ben terk ettim, önce sen elimi tuttun ben çektim, sen evlenme teklifi ettin ben reddettim meseleleri önemli mi, bunları hatırlamışken düşünün derim.

    düşündüm ben. yaşanır bunla deyip yaptım bile bunu. hayat müşerref gibi bir şey tam hatırlamıyorum, bilirsiniz. paylaşım mühim. bana da ''eğlencelisin yaşanır senle.''dendi mesela. bu bir teklif olabilir, öyle sayıyorum. da. şeye takılıyorum ben öyle sürprizli, masraflı yapılıyor ya, ona. hiç kullanılmadığı halde süper eşyalarla doldurulan süslü ev salonları gibi; salt göstermelik. ben en güzel şeyleri sadece bir kişiye göstermek isterim. en sevdiğim şeyleri, sadece bir kişiyle paylaşasım gelir. mesela kendimi.

    ama bu başlık altında, kendimi örnek veremem. kuzenim. sevgilisi geçen buna dedi ki balkona çık. bizim alt katta oturuyorlar ben de onlardayım, kalabalık ev. çıktı bu, adam vinçle gelmiş. pankart açmış kocaman bina kadar. ''benimle evlenirmisin meleğim'' ben ne yaptım? tabii ki o ''misin'' ayrı olacak bir kere diye söylendim, hiç affetmem. sonra tünel. ucunda ışık.. yok, çekecek çilem varmış daha, ölmedim. havaifişekler. vinç yanaştı, adam bir buket gül ve tek taşı tutuşturdu eline. o anda, ağlayanlar, birbirine sarılanlar, ne çocuklarım, ne karım, toprak, güneş, ben. bahtiyarım. herkes camlarda, ev zaten kalabalık. nasıl sevindik, nasıl sevindik.

    haset değilim ama öyle kıskandım, bunu kamufle etmek için öyle sevindim ki kemaraya almışlar, ben kuzenimden daha çok sevinmişim.

  • benim böyle bir tanıdık polis vardı. 400 puan kazanmıştı ama en sonundaki boss travesti'yle mücadelesinde yenilince, puanları silindi ve en başa döndü. save etmemiş...

  • cüneyt arkın. ben çok küçükken bir organizasyona katılmıştı. daha net göreyim diye brandaya tırmanmıştım. o da "atla bakayım ordan şimdi malkoçluğu gibi" demişti. 4 metre yükseklikteydim, lafını dinleseydim şu an kötürümdüm amk.

  • is cikis saati zincirlikuyu'dan metrobuse binmeye calismamis kisilerin nankorluk yapiyosunuz dedigi hede.

    lan erkek halimle uc cocuk dogurdum metrobus sayesinde. devlet de yardim etmiyor. cocuklarin babalarini bile tanimiyorum amk.

  • yine ikiyüzlü bir azınlık milliyetçisi çakma solcu açıklaması..

    içinde "türk" bile geçmeyen marşa ırkçı dayatma derler, kürdistan bölgesel yönetiminin her tarafı "kürt" dolu marşını coşkuyla söylerler. (bkz: ey reqib)

    anadolu coğrafyasına içinde bir sürü etnik unsur yaşıyor diye "türkiye" denmesinden rahatsız olurlar, yine içinde bir sürü etnik unsurun yaşadığı mezopotamya'da bir bölgeye "kürdistan" derler..

    denizde kum biter, bunlarda ikiyüzlülük bitmez..

  • şu geleneksel yılbaşı hediye çekilişlerinde kişiye şirketin patronu çıkması olayı. adeta bir beşiktaş'ın kura şanssızlığı, adeta bir ölüm grubuna düşme bahtsızlığı. ceo da tam bir kapalı kutu, ne bir tanışmışlığımız var, ne bir mail'leşmişliğimiz.
    bir de adamın kendi parasıyla ona hediye alıyormuşum gibi bir his var.

  • kisinin uyku sirasinda ruya gordugunun farkinda olmasi ve ruyasindaki olaylari kontrol edebilmesine verilen isim. becerebilirseniz mukemmel bir olaydir. genelde uykudan tam (bkz: rem) evresinde uyandirilip, tekrar uykuya dalarak gerceklestirilebilir. hatta ruyalariniza kaldiginiz yerden bile devam edebilirsiniz.
    bilimsel olarak ilk frederick van eden tarafindan aciklanmistir.

  • insanlar hayaletleri yarattığında, ardından bunları kovmak veya yakalamak için medyum ve çeşitli din adamlarını da yaratmışlardı. daha sonra işin içine teknoloji ve sinema girdiğinde bizim bildiğimiz proton packler( yani sırt çantası boyutunda bir (bkz: parçacık hızlandırıcı/@zagalar)ya bağlanan elde tutulan bir nötrona değnek veya parçacık fırlatıcı içerir ) ve hayalet tuzakları devreye girdi.

    burada hayalet avcılarının bir nevi evriminden bahsedeceğiz. hu huuu dediğiniz görür gibiyim o zaman hemen yazımıza başlayalım. hayalet avcıları ismini ilk defa 1975'ten 1976'ya kadar süren, hayalet olayları araştıran beceriksiz dedektiflerden oluşan bir ekibi konu alan, canlı aksiyonlu bir çocuk televizyon dizisinde görmekteyiz.

    dizi the ghost busters*adı altında 1975'te cbs'de yayınlanmaya başladı. bu dizide forrest tucker, jake kong , takım elbise giyen eddie spenser rolünde larry storch ve goril tracy rolünde ise bob burns rol almıştı işte beceriksiz üçlü her bölüm mission: ımpossible'daki gibi görünmeyen patronları zero'nun sıradan bir nesnenin içine gizlediği bir kaset kaydını alması ve bir sonraki işlerinin ana hatlarını anlatmasıyla dizi başlamaktaydı. tabii ki kaset kendini yok ediyordu.

    neyse daha sonra bu arkadaşlar ilgili ürkütücü bölgeye gittiğinde frankenstein, kurt adam, dr. jekyll ve bay hyde... gibi hep tanıdık hayaletler ve canavarlar uğraşıyorlardı. ardından bir dizi kovalamaca ve şakadan sonra köşeye sıkıştırdıkları doğa üstü varlıkları hayalet kaydedici adı verdikleri bir silahla öbür dünyaya gönderiyorlardı.video

    daha sonra 1986 yılında the ghost busters'ın devamı niteliğinde olan filmation's ghostbusters olarak amerikan animasyon televizyon dizisine dönecekti. benim dönemim bu çizgi filmi muhakkak hatırlayacaktır. burada da ilk dizi olan orijinal ghost busters'ın oğulları ve goril tracy oynamaktaydı.

    bir dizi yüksek gökdelenin arasında yer alan perili bir malikanede bulunuyordu . konuşan bir kafatası telefonu olan ansabone; skelevision, konuşan bir iskelet televizyonu; belfry, pembe konuşan bir yarasa; ve konuşan arabaları ghost buggy jr. zaman zaman gelecekten gelen zamanda yolculuk yapan hayalet avcısı futura'nın ve yerel tv haber muhabiri jessica wray'in yardımını alıyorlardı. her bölümde bu üçlü ve arkadaşları dünyayı kötü hayalet büyücü prime evil ve onun yandaşlarından kurtarmaya çalışıyorlardı.

    bu animasyon dizi sahneye çıkmadan önce columbia pictures, 1984'te hayalet avcıları filminin yapımına başlamıştı bile fakat filmation'ın 1975'te aynı isimde bir komedi dizisinin olduğunu gözden kaçırmıştı. bu da bir telif sorununa dönüşmüştü. ardından para her şeyi alır mottosu işe yaradı ve columbia, isim hakkını filmation'dan 608.000 $ artı kârın %1'i karşılığında lisanslamayı kabul ettirdi.

    filmation turnayı gözünden vurduklarını düşündü ama anlaşma, filmation'a filmden uyarlanan bir animasyon dizisi yapma haklarının verilmesini içermiyordu. film başarıya ulaştıktan sonra filmation bir animasyon dizisi yapmayı teklif etti, ancak columbia bunun yerine sözleşmeyi dic'ye vermeyi seçti . filmation da 1986 yılında yukarıda anlattığım gibi 1975'teki canlı aksiyon sitcom'una dayanan kendi animasyon şovunu yaptı. filmation yaptığı animasyonu kurnazlıkla dic den önce sadece birkaç gün önce yayınlandı.bunun üzerine dic 'de animasyonunu filmation şovundan ayırmak için kendi uyarlamasına the real ghostbusters adını verdi.

    gelelim şimdi bizim bildiğimiz ghostbusters'a; bilindiği üzere yayına girdiği 1984 yılında kült bir fenomen haline almıştı bile. filmin başrollerinde bill murray, dan aykroyd, harold ramis ve ernie hudson yer alıyordu. hikaye, new york'taki hayaletlerin yükselişinden geçen bir dönemde geçiyordu ve üniversite arkadaşlarından oluşan bu grup, paranormal olayların oluşması üzerine bir şirket kurarak kendilerine ghostbusters diyeceklerdi. sloganları ise kimi arayacaksın? hayalet avcıları!.

    ilk film, hem korku hem de komedi belirsizliklerini içinde barındırıyordu. karakterlerin kişilikleri ve mizah anlayışları filmi oldukça eğlenceli hale getiriyordu. özellikle bill murray'in canlandırdığı peter venkman karakteri, filme ayrı renk katmaktaydı. herkes biliyordur ama kahramanlarımız filmde, hayaletleri yakalamak için özel olarak tasarlanmış ve üretilmiş bilim kurgu teknolojilerini kullanarak hayaletleri hapsediyorlardı.

    ta ilk baştan gelen hayalet avcılarının bu serüveni bu şekle evrimleştiğinde gişede büyük bir başarı yakaladı ve eleştirmenlerce de beğenildi. film, görsel efektleri, mizahı ve özgün hikayesiyle övgü topladı. ayrıca slimer, stay puft marshmallow man ve gozer gibi ikonik karakterler de yarattı. filmin müziği de elmer bernstein tarafından bestelendi ve ghostbusters adlı ana tema müziği, popüler kültürde unutulmaz bir yer edindi diyebilirim.

    bu gün bile hala devam filmleri çekilmektedir.

    kaynak:1,2,3