hesabın var mı? giriş yap

  • bana mı böyle geliyor? koca medyaya bir ramazan dayağı yansıdı onda da oruç tutmayan tutanı dövdü*

    dindar-muhafazakar sayılabilecek bir semtteyim ve etraf sigara içenden, yemek yiyenden, su içenden vs. geçilmiyor. 19 yıldır bu semtteyim ve hiç böyle bir oruçsuzluğa rastlamadım.

    gelecek yıl da 2022'deki oruçsuzluk rekorunun kırılacağını düşünüyorum.

  • savaş uçakları barış zamanında mecbur kalmadıkça radarlarını açmazlar. bunun sebebi şudur: radar açıldığı anda elektromanyetik yayın yapar. bu yayının kendisi, temel özellikleri, radarın kapasitesi ve performansı hakkında bilgiler sunar.

    eğer elektronik istihbarat* sistemleriniz ile bu yayını tespit edip kaydeder ve bunlardan bir kütüphane oluşturursanız, söz konusu radarı kör etmek ya da yanıltmak için teknik, taktik ve sistemler geliştirebilirsiniz.

    5 ekim günü 5 dakika 40 saniye, 6 ekim günü ise 4 dakika 30 saniye radar kilidinin muhafaza edilmesi demek, türk f-16'larının üzerine bu sürelerde söz gelimi el fenerinin tutulmuş olması demektir. bu süre içinde de muhtemelen bölgedeki türk ve nato elint sistemleri gözlerini kulaklarını açmış olmalılar.

    eğer bu kilitleri atan suriye mig-29'ları ise bu, suriye pilotunun şapşallığını gösterir. dahası ruslar da suriyeliler'e güvenip daha büyük maceralara atılmamaları gerektiğini anlamış olmalılar. zira böyle bir zamanda böyle bir acemilik yapan kuvvetten bir cacık olmaz.

    eğer bu kilidi atan rus su-30'u ise, ki bu uçak şu anda rus hava kuvvetlerinin en yeni ve en modern jetidir, bölgedeki rus pilotların gerçekten gerizekalı olduğunu gösterir. bir şey yapmamıza gerek yok, kendi kendilerine takılsınlar.

    4 dakika, 5 dakika, bunlar hava muharebesi için olağanüstü uzun süreler. su-30'daki aesa radar için bile bu sürelerde f-16 gibi görece küçük bir hedefte kilit tutmak çok zordur. burada esas alkışı hakeden, bu kadar uzun süre üstünde kilidi muhafaza ettirtmeyi başarmış, son derece sinir bozucu bu süreçte soğukkanlı biçimde yem rolünü başarıyla oynamış türk pilotlarıdır.

    bu "taciz"lerden mesajı alması gerekenler almıştır muhtemelen...

    debe editi: (bkz: şehit selahaddin esin ilkokulu yardım kampanyası)

  • fenerbahçe'de olsa sadece türkiye kupası maçlarında oynar, 60. dakikada yerini caner'e bırakırdı.

  • yer: metrobüs durağı.

    iki sevgili metrobüs bekliyor. metrobüs geliyor. kapı açılınca kız beklemeden içeri atlıyor ama erkek, arkalarındaki boş metrobüsü işaret ederek inmesini istiyor. kız tam inecekken kapı kapanıveriyor. kız "ay ay ay ay ay ay kapıyı açın" diye bağırınca kapı açılıyor. kapı açıldığında kız kendini dışarı atarken aynı anda da erkek içeri atlıyor. daha bunlar ne olduğunu anlamadan kapı tekrar kapanıyor. erkek, şoföre el kol hareketi yapıyor ama "ay ay ay ay ay ay" diye bağıramadığı için metrobüs hareketlenip gözden kayboluyor.

    kavuşabildiler mi bilmiyorum ama zaten hiç anlaşamıyorlardı, kavuşamamışlarsa da hayırlarına olmuştur diye umuyorum.

  • crohn hastalığı bir sporcunun aktif spor yaşantısını bitirmez. düzgün bir diyet programı ile de kilo kaybı yaşanmadan hayatına devam edebilir. bu başka bir şey..tanıma gelirsek, fenerbahçe altyapısından yetişip nba'ye kaçan vefasız basketbolcu

  • ''57 yaşındaki ali ağaoğlu'nun 20 yaşında sevgilisi var.
    72 yaşındaki halis toprağın 18 yaşında karısı var.
    63 yaşındaki aziz yıldırım'ın yeni karısı 24 yaşında.
    75 yaşındaki aydın doğan'ın sevgilisi 26 yaşında.
    benim sevgilim niye yok diye üzülmeyin.. bunun tek sebebi olabilir sizin sevgiliniz henüz dünyaya gelmemiştir...''

  • yeni nesil pek bilmez ama çocukluğumuzun unutulmazlarından biridir la linea. bu kadar basit bir ürün bizi ailecek tüplü televizyonumuzun başına kitlerdi. hadi şimdi hayal dünyamızı kullanarak bir çizgiyle bu kadar sevilen ve bu basit neler yapabileceğimizi bir düşünelim. düşündüğünüzü varsayarak, o kadar basit olmadığını göreceksiziniz diyorum.

    ünlü tasarımcı (bkz: paul rand) da dediği gibi “tasarım sanatsal olabilir. tasarım estetik olabilir. tasarım o kadar basittir ki bu yüzden çok karmaşıktır.” animatör ve karikatürist olan osvaldo cavandoli tarafından yaratılan la linea; 1972'de ilk olarak popüler bir pişirme kabı markasının sahibi olan massimo lagostina'nın reklam kampanyası için yaratılmıştı. italyan televizyonunda gösterilen ve ilk 8 bölüme eşlik eden reklam, daha sonraları çok beğeni alınca bizde dahil birçok avrupa ülkesinde benimsenen bir dizi kısa çizgi filmin kahramanı oluvermişti.

    dizi, döneminde hızla beğenileri toplarken artık abd, ingiltere, kanada, afrika, avustralya gibi farklı kıtalara doğru genişlemişti.

    peki işin sırrı neydi ?
    bence büyük ölçüde minimalist bir çizgi sanatı ile oluşturması ve bizi yani hayatı anlatmasıydı. çünkü la linea her bölümünde çizgisel hayatında, hayatın getirileri karşısında hem yaratıcısına, hem de hayata her çeşit duygusal yakınmayı basitçe sergilemişti. işte bu inanç, sevinç, kırgınlık ve kızgınlık kah yaratıcısına , kah hayata bakan insanoğlunun bir yansımasıydı aslında

    bundan dolayıdır ki (bkz: dr. phill stutz) da “yaşam nedir?”, sorusuna “yaşam, işte tam da bu belirsizliği, acıyı ve sürekli çabayı gerektiren bir yer’’ tezini öne sürmüştür. belkide bu tezi ve çizgisel öğretilerini la linea'dan ilham alarak yaratmıştır. kim bile bilir.

    la line izlemek isteyenler için tık

  • bu ihtiyac ile en son ev tutarken yuzgoz oldum. ihtiyac sahibi arkadas bizim tutacagimiz evin eski kiracisi, evi gormeye gittigimiz esnada da tasiniyordu. destur isteyip evi geziyoruz, soruyoruz memnun muydunuz gibilerinden. bu durdu (artik ne alakaysa) "ben zaten doktorum." dedi. mustakbel ev arkadasimla so what? dercesine birbirimize baktik. ardindan arkadasim "ben de doktorum" diyince adam hic tinlamadi. nerde calisiyosunuz vesair sormadi, yuzumuze bakmadan konusmaya devam ediyor. icimden dedim bu, bu kadar egoyla bashekim filan heralde, sordum acilde pratisyenmis. sonra evi temizlerken bi kosede hangi hastaliga hangi ilaci yazacagina dair kopyasini filan buldum, guldum. havasini atmasini biliyosun, ama iste bu kadar senin doktorlugun arkadas. ev sahibini de kis ortasinda cat diye tasinip magdur etmissin zaten, sifir evin icine etmis olmaniysa hic anlatmiyorum. kimse doktordan temiz diye keklemesin artik kimseyi, adam insaat pislikleriyle cimento lekeleriyle oturmus resmen lan, hipokrat gorse sen yemin etme derdi

  • merhaba sözlük ahalisi. şu an mersin silifke yeşilovacik köyünden bildiriyorum lütfen dinleyin sesimizi duyun.
    dört gündür devam eden yangınlar dün bir şekilde en aza indirildi tabii bunu kontrol altına alabilmek için köylüler evlerinin önünü söndürdü,gençler dağlara çıkıp alevlerin yerleşim yerlerine gelmesini engelledi. ancak dün gece bogsak,akdere, yeşilovacik köyüne molotof atarak tekrar alevlere teslim ettiler. hiçbir yerde çıkmadi,kimse yardıma gelmedi. gelen ekipler artık yorgun ve yetersiz. evlerini söndürmeye hayvanlarını bahçelerini ve seralarini kurtarmaya çalışan köylüler artık canının derdinde. ve kimse bir şey yapmıyor sadece izliyoruz. para istemiyoruz yiyecek içecek ayran ilk önceliğimiz değil. lütfen insan gücüne ihtiyacımız var bütün köyler birer birer kayboluyor bütün geçim kaynaklarımız elimizden gidiyor. lütfen sesimizi duyun.
    *** az önce anons yapıldı içme sularımıza zehir atılmış çevre köylerde zehirlenme vakaları varmış. bulaşık yıkarken bile kullanmamamız istendi.
    bir arkadaşım düzeltti haberler yanlismis düzelten arkadaşa teşekkür ediyorum yanlış bilgi vermek istemem
    *** olabildiğince sesimizi duyurmak istiyorum. bu şekilde yangın söndürmeye çalışıyoruz https://www.instagram.com/…gq/?utm_medium=copy_link
    *** az önce yazar bı arkadaş https://instagram.com/…havadis?utm_medium=copy_link bu sayfanın daha da destek olabilecegini söyledi.
    *** söz konusu molotof ile ilgili bir haber buldum
    https://www.haberler.com/…avgat-ta-14302919-haberi/