• stargate universe dizisinin 1. sezon 18. bölümünün adı. mürettebat, stargate programı dışında başka kişilerin de icarus projesi'yle ilgili olabileceğini düşünmektedir. gemide bir ajanın olabileceğinden kuşku duyulmaya başlanır.
  • git varken bu da nerden cikti dedirtir ama yasini almis developerlar icin bir donemin kralidir
  • ingilizce yıkılma, yıkıma sebep olma, hükümeti indirme
  • subversion denen seyi sozluk cevirisi ile turkceye getirdigimiz anlami kesinlikle hicbir sey anlatmaz bize. bunun daha cok nasil ifa edildigini belki gordukce subversion denen seyin nasil bir sey oldugunu, nasil bir aktivite olarak nerelerde kimlerin yontemi olarak kullanildigini anlamak mumkun oluyor. subversion denen sey genel olarak literaturde irregular warfare diye adlandirilan, turkcemize de aslinda cok iyi sekilde cevrilmis olan gayri nizami harb catisi altinda kullanilan yontemlerden biridir. cok kabaca ne oldugunu anlatabilmek adina: sicak savas yerine konulan butun espiyonaj, ic karisiklik, medya manipulasyonu, toplumun gerginligini tirmandirma, guvenilmezlik asilama, inanc zayiflatma, korku yayma gibi sonuclara sebep olacak akla gelecek her turlu fitne fesat subversion emelinin birer edevatidir. bunun uc temel seviyesi var:

    1.seviye: propaganda - acikca yapilir
    2. seviye: dezenformasyon - gizli yapilir
    3. seviye: numayis - aciktan, gizliden farketmez

    propagandanin ne oldugunu artik bilmeyen kalmadi. bunun icin daha onceki yazilarda da onerdigim edward bernays'in propaganda adli kitabi cok ufuk acici olacaktir. propagandanin aslinda en basarili sekilde kullanildigi ortam alman cografyasi ve ulusudur. daha dogrusu oradan peyda olmustur. daha sonra tabii ki bunun gucunun cok etkili oldugu farkedilmesiyle beraber bunu becerebilen herkes tarafindan kullanilmaya baslandi. bugun turkiye'de de ozellikle propaganda makinasi cok kullanilan bir sey. fakat turkiye'deki iktidarin yanildigi bir nokta zaten bu yanilgi onlarin sonunu getirecek, propaganda olmayan seyi var etmez. yani siz cok iyi bir propaganda ile sureci belki yonetebilirsiniz fakat o surec sonunda halktan illaki "e hani nerede?" sorusu gelecektir. propaganda uzerine propaganda kendi inanirligini da zamanla torpuleyen bir durumdur. guveni oldurur ve sonucta yalanci coban durumuna dusersiniz. propaganda nerede faydalidir? yapan acisindan yani nerede faydalidir? propaganda yaparken yaninda bir seylerinde yapiliyor oldugu zaman ise yariyor. yoksa propgandanin olmayan bir seyi var etmesi gibi bir durum soz konusu degil. bunu tartismaya da gerek yok zaten boyle yapanlar sonucunu kendilerini gorecekler.

    dezenformasyon ise devreye propagandanin azdirici, harlayici yakiti olarak giriyor. propagandanin artik iyiden iyiye yalana donustugu yerde bu yalani destekleyici her turlu tantana bu dezenformasyon araciligiyla yapiliyor. bugun turkiye icin ornek vermek gerekirse a haber'in yaptigi da nevsin mengu ve rusen cakir gibi gazetecilerin yaptiklari da aslinda cogu alanda dezenformasyon yayma araci olarak dusunulebilir. ornegin bir anda bir ulkeye milyonlarca yabancinin girmesini sadece insan haklari catisi altinda insanlarin vicdanlarini suistimal ederek konu ele almak bir propagandadir ve bunu destekleyecek seylerin de gundemine almasi dezenformasyondur. cok temel ve basit bir sey, dunya'nin hicbir ulkesi bir anda kendi ulkesini ve milletini milyonlarca yabanci insana maruz birakmaz. birakamaz. devlet denilen sey bir sirket degildir, devlet denilen sey o devleti kuran insanlarin bir araya gelip yaptiklari bir organizasyondur. yani premodern icin konusalim, biz 5000 kisi bir araya geliyoruz ve kendimize guvenli bir alan olusturmaya calisiyoruz. once bir alan ceviriyoruz, sonra iceride uyulmasi gereken kurallar koyuyoruz. is bolumu yapiyoruz. bir duzen kuruyoruz. bu nizami korumak icin verilen caba devlet catisi altinda yapilir. yani oradan biri cikip derse ki "ya su karsiki daglarda 2 bin kisi daha var onlari da alalim" neden diye sorulur? o alani siz yasanir hale getirmissiniz calismissiniz cabalamissiniz. niye baskasi gelip orada sizin emeklerinizin uzerine bedavadan konabilsin? ne sans ne talihtir bu boyle yani?

    baska bir ornek olarak ailenizi dusunun. kendinize bir aile kurmussunuz yillarca okuyup, calisip cabalayip. esiniz calisiyor, siz calisiyorsunuz, bebekleriniz oluyor, onlari buyutuyorsunuz, okutuyorsunuz, onlar artik hayata baslayacaklar, birikimlerinizi onlar uzerine harcama vakti gelmis, hop oradan alt kat komsusu bir gun eve giriyor, sizinle ayni masaya oturuyor, kendi masraflarini sizden istiyor filan. bunun insan haklariyla ne alakasi var? burada insanlarin duygulari suistimal edilerekten bir operasyonun parcasi gorevini goruyorlar. cok ilginc ulkenin hem muhalif kesimi hem de iktidari bu konuda bir araya geldi. halk ise bambaska bir sey istiyor. goruluyor ki ulkenin siyasileri ulkenin menfaatlerine zaten calismiyor. ne muhalefeti ne de iktidari. cunku bunlari yurtdisi fonlari yonetiyor. zaten bu da iste bir subversion teknidigidir. oralara da gelecegiz.

    numayis kismi da bu isin artik son raddesi. ulke icindeki insanlar kutuplara ayrilip, daha sonra toplumsal fay hatlari tetiklenip ice bir araya gelmez hale getirilip, bu taraflardan daha azinlik olanlarini, cunku azinliklar daima daha dengesiz ve kararsizdir, gazlayip, silahlandirip numayis cikarmalarina yardimci olma faaliyetidir. isin bu raddesi artik sicak harb ile ayni derecede dusmanlik barindirir. sicak harbin yapilmamasinin tek nedeni sicak harbin cok daha pahali olmasidir. acikca bu sekilde ulke icindeki bazi gruplarin silahlandirilip muesses nizam uzerine gonderilmesi karsi tarafinda diplomatik acidan bir beklentisinin olmadigi durumunu teskil eder. bunun cephe savasindan hic farki yoktur, tamamen ayni kefede degerlendirilir. yani bugun abd'nin turkiye'nin guneyinde aldigi bu aksiyon aslinda turkiye ile savasmak daha az masrafli olacak olsaydi, direkt olarak abd turkiye'ye harb edecegi bir durum olacakti. fakat bunun cok pahaliya patlayacagi hesabi uzerine abd bu yolu tercih etmiyor, bir yandan hem usulen de olsa diplomatik kanali da acik tutuyor (halbuki hicbir anlami yok) fakat aksiyonlarini da gostere gostere yapiyor. kisacasi abd turkiye'nin parcalanmasi icin calisiyor. bunun harbten hicbir farki yok. bunlari literaturde kitaplarda aynen bu sekilde yazili.

    bu subversion denen seyin en hararetlisini aslinda biz soguk savas olarak biliyoruz. soguk savas bastan asagi seviye 3 subversion denen seydir. iki ulke de alenen birbirine dusmandir. fakat harb edildigi zaman bu iki ulkeyle beraber nerdeyse butun dunya da yok olacagindan mutual assured destruction bu iki ulke bunun kabulu ile beraber soguk savas denen seyi yaptilar ve bu savas da fiilen sovyetlerin yikilmasi ile bitti. bakin bunlar boyle "2003'te cok fena kar yagmisti hatirliyor musun?" gibi algilanacak seyler degil. subversion sonucunda sovyetler yikildi. yikildi yikildi! koskoca sovyetler dagildi. yani soyle izah edeyim, abd'nin turkiye uzerinde bugun uyguladigi ucuncu seviye subversion eger bir gun basariyla son bulacaksa, turkiye de iste belki uce ayrilacak. guney bolgesi kurt bolgesi olacak, dogu'dan ermeniler muhtemelen biraz bir seyler alcak. yani bugunku turkiye haritasindan guneydogu anadolu ve dogu anadoluyu cikarin oyle bir ulke kalacak elde. tabii ki o moral bozuklugu ile daha baska nereler gider bilemiyoruz. bu parcalanislar oyle hic topla tufekle olmuyor. kan dokulmuyor. birgun uyaniyorsunuz sabah "aa guneydogu anadolu baska ulke olmus" diyorsunuz. hicbir sey yapamazsiniz. bugun turkiye'nin gidisati bu yonde. bu konuyla iktidarin iyi basettigini dusunmuyorum, cunku cumhurbaskaninin bile isteye ulkenin vatadanslarinin yarisini insan yerine dahi koymayisi durumu bu vaziyete getirdi. futbol maci yapar gibi siyaset yapilirsa bunun bedelini halklar oder. cumhurbaskanina bir sey olmaz. o hayatini luks ve sefahat icinde gecirdi. keza surekasi da oyle. herkes hayatindan memnun. bunun bedelini halk oder, bunun boyle oldugunu tarihten goruyoruz. kotu yonetilen bir ulkenin tesadufen gelismis bir ekonomi oldugunu yazan bir yer gormedim ben simdiye kadar. o yuzden defalarca kez tekrar ettigim gibi halkin bu isi ciddiye almasi gerekiyor ve uzerine dusen vatandaslik gorevini yapmasi gerekiyor. bu da tamamen demokratik degerlere sahip cikaraktan bu kotu gidisati secimlerde cezalandirmaktir. bunu yaparken de ayrilikci aksiyonlara girmeden, itidalli davranarak, olabildigince cevresini olan bitenden haberdar etmek usuluyle hareket etmelidir. bakin cevresini ikna etmek demiyorum, siz haberdar edin sadece, onlar ikna olacaksa olurlar. zamanla da olurlar zaten. uzerlerine giderseniz reaksiyon ile karsilasirsiniz. insan davranisi boyledir.

    yukarida sicak bir savasin mantikli olmadigindan dolayi bu yontemin tercih edildigini soyledik. buradan cikacak sonuc da subversion denen seye maruz kalan ile bunu uygulayanin aslinda dusman olduklari hakikati uzerinde yukseldigini vurguladik. dahasi, bu iki taraf arasinda da aslinda gelecekte diplomatik esaslar ile kesinlikle anlasmaya varilamayacaginin da gostergesi oldugunu soyledik. yani yarin karsimiza oyle seyler gelecek ki bunlarin diplomasi ile cozulmesi imkansiz olacagi seyler olacak. bu noktada da kirmizi cizgi gecildigi anda iki ihtimal kaliyor geriye. birinci ihtimal: subversion politikalari uygulayanin "tamam burasi onlarin kirmizi cizgisi, bundan sonrasi sicak harbe girer artik" diye durumu ele alip bir adim geri cekilmesi, ikinci ihtimal de bunu bu sekilde degerlendirmeyip, olaylarin tirmanmasina musade etme yonunde olabilir. eger bu da sicak savas ile son bulacaksa o sekilde son bulur. buna musade edildigi noktada da sunu unutmamak gerekir, demek ki artik sicak harb, subversiondan pahali halde degildir, yani karsi taraf bunu sicak harb ile daha kolay halledecegini dusunur vaziyete getirmistir durumu. ornegin, bugun ingiltere ile rusya karadeniz'de benzer takismalara giriyor, rusya'nin kirmizi cizgisi belli, ingiltere ise karsi tarafi cok ciddi olarak sinir uclarina dokunmak suretiyle kiskirtiyor. burada eger bir savas olacaksa bilin ki rusya bu savasi kaybedecektir. simdilik bu savas cikarilmiyor cunku bu durumun bu sekilde yuksek gerginlikte devam ettirilmesi rusya'nin daha cok aleyhine. rusya hem gergin, hem cok para harciyor dolayisiyla dayanma gucu bir noktada dusecek ve o anda da asil oldurucu darbe gelecek. burada konu egemenlik normuna geliyor. westphalia mutabakati egemenlik normunun adinin kondugu yer olarak tarihte yerini almistir. bugun ise egemenlik siyah beyaz gibi ya egemensindir ya da egemen degil noktasinda degildir. 21. yuzyil hep onceden de telaffuz ettigimiz gibi diferansiyel bir yuzyil. sifirlar ve birlerden olusan hicbir sey yok artik. her sey diferansiyel. sifir ile bir arasinda sonsuz adet sayi var. bunlardan nereye yakinsandigi bugunun konusu. mutlak egemenlik, bizi necropolitikaya goturur diyen achille mbembe posthumanosantrik gelecekte bize bir distopya oruntusu olsuturuyor aslinda. bunlar bu yazinin konusu degil fakat, egemenlik bu yaziya dahil, o yuzden necropolitics telaffuz etmeden de olmazdi.

    son olarak da belki biraz sloganik olacak fakat, cunku ben uslub geregi sloganci soylemleri tehlikeli bulan biriyim, fakat, eski olan her sey, bugun karsimiza yeni olarak cikiyor. bunu her alanda goruyoruz. bankacılık/@vitruvius kadini ornegin ekonomik sistemde bile aslinda 250 yil oncesine geri donuyoruz. politika olarak yine asiri yikici birkac buyuk devletin dunya'da hukum surdugu bir doneme giriyoruz. burada konu daima donuo dolasip 21. yuzyil dogu ve bati cekismesine geliyor. yani demokratik bati ile otoriteryan dogu arasindaki liderlik mucadelesi aslinda ayni soguk savasta oldugu gibi devam ediyor. bugun sadece kullanilan araclar daha yeni nedir bunlar internet ve bugun yeni yeni hayatimiza girmeye baslayan blockchain. globallesmenin son safhasinin mumkunatini saglayacak olan dijitallesme de bugun bu son safhaya gecmeden once "tamam nihai global koy kuruyoruz da bu koyun agasi kim olacak" sorununu bugun getiriyor masaya. bu koyun tebaasi hangi dusturla yonetilecek? nispeten yari-ozgur, liberal politikalarla mi yoksa tamemen kontrol altindaki otoriyeryan politikalarla mi? bunun temelinde de kesinlikle uzlasma yok. boyle bir beklenti icine girilmesi buyuk naiflik olur. burada konu dogu kulturu ve bati kulturu konusuna geliyor. bunun icin de ozellikle nevzat kaya hocamizin doga ve kultur dikotomisi videosunu oneriyorum. oldukca zihin acici ve tabii ki uzmanligi hasebiyle cok net sekilde anlatmis olan biteni.
hesabın var mı? giriş yap