• çevre psikolojisi alanına ait bir kavram/terim.

    kendileme (appropriation), bir şeyi kendisi için alma, kendi kullanımına ayırma eylemini kapsar.

    yasa bakımından, bir mekân ya da eşyanın üzerindeki egemenlikle ilgilidir. öte yandan, insanın kendini gerçekleştirmesine yarayan bir etkilik biçimidir.

    kültürel noktada, bireyin gizli potansiyellerini gerçekleştirmesi ve değer kazanmasını sağlayan çevre özelliklerine referans olur.

    fischer'e göre, kendileme, psikolojik açıdan bireyin algı ve davranış olarak kendi kontrolünü tanımayı sağlar.

    kendileme, insan-çevre-mekân ilişkisinde bireyin temel bir eğilimidir.

    bu kavram, kişinin mekânla yakınlık kurması, keşfetmesi ve onu güven verici bir yere dönüştürmesi noktasında önemlidir.
  • hegel hukuk felsefesinde bir şeye sahip olmanın üç biçiminden bahsetmiştir. bunlardan biri ve hatta en önemlisi o şeyi biçimlendirmek yani kendilemektir.

    insan canlı ya da cansız bir nesneye biçim verirken ona çeşitli istemlerini, bilgilerini kabul ettirmekte ve o şey artık insanın kişiliğini yansıtmaktadır. insanın güvenlik gereksinmesinden kaynaklı temel içgüdülerinden biri küçük de olsa bir mekana sahip olmaktır.

    kendileme bir yerin ya da mekanın dönüştürülmesinde ortaya çıkan bir otorite, bir denetim göstergesidir. kendilemenin gerçekleşebilmesi için bedeli ödenerek sahip olma zorunlu bir koşul değildir.

    yurda ilk geldiğim günü hatırlarım kendilemeden bahsedince. devlet yurduydu. bütün odalarda aynı yataklar, aynı nevresimler, aynı çizim masaları… o odanın size ait olduğunu hissettirecek tek bir şey yok. odaya girdiğim ilk an orada nasıl yaşayacağımı düşündüm ve çıktım biraz hava almak için.

    bir daha o odaya dönecek gücü bulamadığım için son birkaç günümü daha ailemin yanında geçirmeye karar verdim. benden üst devrelerden biri gelmişti döndüğümde odaya. masanın üzerinde koliler, kaplıklar, kağıtlar…. anlamsız gözlerle baktım bir süre. yardım etsene dedi ama hala anlamıyorum ne yapmaya çalıştığını. masaları bristolle kapladık, rengarenk kaplıkları kitap dolaplarının üzerine yapıştırdık, kolilerden eskiz kutuları yaptık onları da kapladık.

    geçen günler odanın duvarlarını sevdiğimiz filmlerin afişleriyle, morarmış gözlerimizle masa başında ama hep gülümseyen fotoğraflarımızla doldu.

    evet! o oda artık bizim odamızdı.

    ege'de bir ilçedeki bir toplu konut vardı şimdi adını hatırlamıyorum. herkes kapısını farklı renge boyamış. mavi kapılı evin mehmet amca'nın, kırmızı kapılı evin ayşe teyze'nin evi olduğunu herkes biliyor. küçücük bir detay gibi görünüyor kapının rengi ama konut dediğimiz barınakları ev haline getiriyor.

    modernizm her geçen gün biraz daha alıyor bu sahiplik duygusunu elimizden.

    kendine yabancı ruhlar, kendine yabancı mekanlarda ömürlerinin sonunun gelmesini bekliyor artık çoğunca.
  • (bkz: kedileme)
hesabın var mı? giriş yap