• killi koltukalti icin de kullanilan tabir.
  • neden yakıldığını bir türlü anlamadığım, pasif yoldan şehir içi yangınlarının bir numaralı kahramanı. mis(!) gibi kokar
  • mekan kınalıada'nın tepesinde. biraz yürümek gerekiyor ama söylemeliyim ki; güneşin batışı, çarşaf gibi masmavi denizi ve istanbul'un avrupa ve anadolu yakasını tek seferde görmeden istanbul'luyum demeyin!
    sabah kalktığımda yazdığım bir şiiri sizinle paylaşmak isterim.

    kınalıda yaşamak
    ya deli eder adamı ya da veli
    hayat demir atmış buraya;
    ne ileri gider ne de geri
    yüreğimin tanrısından sorulur
    diriltmek ve öldürmek her kapıma geleni
  • 123'ün, genç yaşta hayatını kaybeden esbjörn svensson 'a şarkı ithaf ettiği şarkı.

    https://youtu.be/oj8b8dewqje
  • genelde dağ başında, ıssız bir yerde veya herhangi bir yerde ateş yakılması için ve ateş yakılması için hazırlanan odun, kömür vb. yakacakların kavratılması için toplanılan kuru ağaç dallarına, kuru otlara çalı çırpı denir.
  • eşinin arkadaşı bir narkozcu varmış. daireleri değirmendere'de. onu gezdirmeye denize karamürsel'e gidiyorlar. yanlış ve izbe bir koya inmişler ama orada güzel deniz kenarı bulmuşlar. yüzüyor, oynuyorlar. derken acıktılar. balıkçı veya köfteci bulunacak. hızır işi gibi denizden bir tekne geliyor, çevirdiler. balık? ispari. istavrit büyüklüğünde. boklu balık. alalım olmuşlar. pişirip yiyecek hiçbir eşyaları yok. yalova'ya adam gönderiyor ekmek için. kara biber, tuz, limon. çocuklara da teneke, çalı çırpı aratıyor, ocak közlüyor. ispariyi ayıklamadı bile, pullu pullu. arkadaş turan'dan ekmek kağıdını alıp örtü yapıyor. barsak kılçığa yapışıp kalıyor. silkeleyince hepsi topluca etten ayrılıveriyor, iç eti kalıyor. tuz, kara biber, çeyrek ekmek içi balık, üstüne limon. ohh! turan arkadaş o balığı unutamazmış. (bkz: çerkes kızı/@ibisile)

    [kaknus güzel, fakat acayip bir kuştur. yeri yurdu da hindistan'dadır.

    uzun, kuvvetli bir gagası vardır. o gagada ney gibi birçok delik bulunur.

    yüze yakın delik vardır. sonra bu kuşun eşi de yoktur. tektir bu kuş!] feridüddin attar - mantıku't-tayr

    [bu kuşun ömrü bin yıla yakındır. öleceği vakti iyice bilir.

    öleceğini anladı da kendisinden ümit kesti mi, çalı çırpı toplar, onları çepeçevre yığar.

    tam ortasına da kendisi geçer, yüzlerce türlü nağmelerle feryada başlar.] feridüddin attar - mantıku't-tayr

    [nihayet bir soluk ömrü kalınca, şiddetle kanatlarını çırpar.

    kanadından bir kıvılcımdır sıçrar; alev alır, ateşlenir;

    o ateş, çevresindeki çalı çırpıyı da tutuşturur; bu suretle tamamıyla yanar gider!

    kaknusla çevresindeki çalı çırpı tamamıyla yandı, kor oldu mu; biraz sonra o kor, kül haline gelir.

    külde bir zerre bile ateş kalmayınca, o külden başka bir kaknus kuşu yaratılır, meydana gelir.] feridüddin attar - mantıku't-tayr

    (bkz: çepel/@ibisile)
    (bkz: çırpı/@ibisile)
    (bkz: çıtılkı)
  • sürtülen bişi.
  • (bkz: yecüc mecüc) (bkz: yanan çalı) (bkz: çarpı)
hesabın var mı? giriş yap