• bunun böyle olacağını daha önce söyledik biz: (bkz: #17484435)

    danıştay'ın vermiş olduğu ilk kararı yanlı bulabilir; tartışabilirsiniz; bu noktada bir sorun yok çünkü mahkeme kararlarının eleştirilebilmesi herkes için tanınmış bir haktır. dolayısıyla herkes, kanımca üslubuna dikkat ederek, herhangi bir yargı kararını dilediği şekilde eleştirebilir.

    ancak idarenin yargı kararlarını dolaşmayı amaçlayan ikinci ve daha sonra gelen diğer bu tip işlemlerinin hukuka aykırı olduğu konusunda yerleşik yargı kararları mevcuttur. yani idarenin hiçbir organı, mahkeme kararını öyle ya da böyle yeni bir idari işlemle dolanamaz; dolanmaya çalışırsa böyle olur; alınan sonraki karar da içeriği hiç tartışılmadan sadece mahkeme kararını etkisiz bırakmaya çalıştığı için iptal edilir.

    danıştay'ın bu uygulaması yıllardır yerleşik olan bir uygulama olup onlarca da örneği vardır. en sık rastlanan örnek de misal bakan tarafından ortada geçerli bir neden yokken görevden alınan üst düzey memurlarının durumudur. eminim ki hemen her ailenin etrafında buna ilişkin bir iki örnek yaşanmıştır. adam geçerli bir neden olmaksızın görevden alınıp başka bir göreve atanır; sonra gider bu işleme karşı idari yargıda dava açar atamayı iptal ettirir. bakan bu durumu hazmedemez, adamı görevine iade edip hemen akabinde başka bir göreve atar. işte bu gibi durumlarda ikinci ve sonraki diğer atama işlemleri, içeriğine bile girilmeksizin, sadece ilk yargı kararını dolanmayı amaçladığından hemen idari yargı tarafından iptal edilir. üstelik bununla da kalmaz bu kişi tarafından yargı kararını dolanmayı amaçlayan bakan vb. yetkililer hakkında ayrıca tazminat ve ceza davası da açılırsa bu da lehine sonuçlanır. bu durum bugüne kadar defalarca yaşanmıştır; en yakın ve bilinen örneklerinden bir tanesi de osman durmuş'tur. bakankenki bu tür davranışları nedeniyle bakanlık ve milletvekilliği görevi bittikten sonra bir çok tazminat davası ile karşılaşmış, sonunda bunları ödeyemediğinden evine haciz bile gelmişti. buradan görebilirsiniz.

    diyeceğim o ki işini bilmeyen çavuşlar döner götünü avuçlar. sen danıştay'ın kararını kendi kafana göre yeni idari işlemle aşmaya çalışırsan hem o işlem iptal olur hem de sen bu kadar basit bir şeyi göremeyen bir idareci olarak cümle aleme rezil olursun. sonra da çıkar ortaya bas bas bağırırsın ama yandaşlar dışında kimseyi de kandıramazsın.
  • imam hatip lisesini bitirip de imamlık bile yapamayan kız çocuklarının durumunu sorgulamayanların demokrasi ve insan hakları diye ortada dolanmasını anlayamıyorum.

    bu arada ülkeyi imamlar yönetiyor. başbakan, bakanlar, milletvekilleri çoğu imam hatip lisesi mezunu. valiler, kaymakamlar, hakimler... imam hatip mezunu olanların yıldızı parlıyor. bürokratlar, genel müdürler, müsteşarlar... bunların çoğu da imam hatip mezunu...

    ülkenin geldiği duruma bakın. bırakın laik müslüman, kürt türk ayrışmasını sigara içen ve içmeyen bile birbirine düşman oldu. ekonomi berbat. cumhuriyet tarihi bu çapta yolsuzluk görmedi... yani daha ne deyim ki? güzel giden, doğru giden tek bir şey var mı ülkede? elimizde ne varsa yabancıya peşkeş çekildi... ekmeğe kdv öderken pırlantaya ödenmiyor. ahlak ahlak derler 70 küsür yaşındaki sübyancı sapıkların kurtarılması için yapılmayan kalmaz... neresinden tutayım ne deyim bilemiyorum.

    daha çok imam mı gelsin? yetmedi mi? daha mı içine edilsin ülkenin? bu mu isteniyor? işini bilip bilmemen önemli değil. tek şart onlardan olman ve biat etmen... bakın thy'den iki haftada bir kaza haberleri geliyor. trenler raydan çıkıyor, vapurlar çarpışıyor, iskeleler batıyor... domuz gribi dediler yalan çıktı... öğretmenler, doktorlar, eczacılar, işçiler, emekliler... durumları içler acısı.

    bunları kim yaptı? hep imam değil mi bunlar. işten anlamayan ama biat eden imamların sebep olduğu olumsuzlukları daha ne kadar yaşamalıyız?

    kısaca siz önce imam hatip lisesini bitiren kızları camiye imam olarak atayın da ondan sonra çıkıp ağlayın katsayı falan diye...

    bu arada deniz feneri davasında sahte belgeye imza attığı ispatlanan noter görevine döndü haberiniz var mı? hukuk mukuk... işinize gelmeyince demokrasi falan filan. peh...
  • yusuf ziya bey'in hukuku iyi dolanamamasından kaynaklanmıştır, çok yakında şuçlu olarak herkes çıkıp danıştayı gösterecektir, öğrenciler sokaklara dökülüp danıştayı protesto edecektir. bu sırada yusuf bey mağdur rolünü oynayarak, "biz çözüm üretiyoruz ama görüyorsunuz danıştay izin vermiyor" diyerek danıştayı şuçlayacaktır. kimse dönüp de "abi bu yök'ün hiç mi suçu yok" demeyecektir. ama sakin olun çok sevdiğiniz yusuf amcanız "biz gençlerimizi mağdur etmeyiz" diyerek b planını en kısa zamanda devreye sokacaktır.
  • hala imam hatip diyorsunuz.
    teknik liseler bitti arkadaşım, bu durdurma kararı teknik liseleri bitiriyor.
    tekrar ediyorum: imam hatipler kapatılsın, herkes bir cemaat tarikat okulu bulsun, teknik liseler de kurtulsun eğitim sistemimiz de, yeter yahu, imam hatip imam hatip.
    teknik meslek liseleri öldü. aferin bize.
  • yusuf ziya özcan ve yök'ün, alfabenin bir çok harfine yaydığı planlarıyla üstesinden geleceği hadise.

    (bkz: #17484115)

    ayrıca dileğimdir ki, insanlar, üniversiteye girişteki şartları bildiği halde, çocuklarını ''orda kız-erkek ayrı", "dinimize uygun okullar","meslek öğrensin adam olsun" diye imam hatip ve meslek liselerine yollayıp, sonra da "ama bunlar da girsin üniversiteye" demesin lütfen.

    (bkz: bile bile lades)
  • imam ve hatip yetiştirmekle yükümlü kurumların artık sadece imam ve hatip yetiştirmediği gerçeğinin kötü yönetilmesinin bir sonucudur. dini eğitimini sıkı alsın diye imam hatip'e gönderilen gençler bu seçimden dolayı mağdur olup istemedikleri yönlerde savruluyorlar, tamam. öte yandan bu durumu değiştirecek bir düzenleme yapıldı mı? hayır. bakınız, imam hatip dediğimiz yer bir meslek lisesidir, muhafazakar liseler değildir. ya bu liseleri toptan düz liseye çevirip ekstra din eğitimini kaldıracaksın (çünkü devletin sırf öyle istedi diye farklı vasıf taşımayan bir liseye farklı müfredat uygulatması bana pek uygun gelmiyor), ya da bu liseler olduğu gibi devam edecek ama normal eğitim artı yoğun din eğitimi almak isteyenleri özel okullara yönlendireceksin. aklıma başka bir çözüm gelmiyor; bu da yasamanın/yürütmenin sorumluluğu. iki gün sonra böyle bir şey yargıdan dönerse o zaman sıra baş sorumlu koltuğuna yargıyı oturtmaya gelir.

    tabi türkiye'de yargı yasama ve yürütmeyi kontrol ediyor mu, ediyor. eder de zaten, işi bu. ama yargı diğer güçlere haddinden fazla baskı yapıyor mu, ona da evet derim. öte yandan bunlara evet demem diğer güçlerin sorumluluklarını almamasını gizleyemiyor. madem niyetin var, yap. yaptırmazlarsa haklı olarak mızmızlanırsın (mesela anayasa değişikliğinde olduğu gibi), ama daha yapmadan, el çabukluğuyla çözüm bulmaya çalışırken mızmızlanma be bu kadar.
  • 14-15 yasındaki cocuklar her boku bilen insanlardır diyen bir guruhun savunduğu karar.
    versene o zaman 14 yasında oy hakkını.

    suraya yazmadan bir iki tane meslek liseliyle konusun.
    dertlerini dinleyin, sonra gelin örneklemelerde bulunun, deneyimlerinizi aktarın.

    senin okuyup gectiğin haber adamın ömrünü etkiliyor, ömrünü!!!
  • kangrenleşmiş bir sistemi düzeltmek için deşilen yaraya, yapıştırılan yarabandıdır. tanım fazla soyut oldu. o halde biraz daha açıklayalım konuyu. öncelikli bende bir meslek liseliyim. yani şu sıralar çocuklarını özel okullarda okutup imam hatiplilerin fırsat eşitliğini sayıklayanlar gibi ahmakça tezatlara düşmüyorum. fırsat eşliği meselesi imam hatiplerle çözülecek bir şey olmadığını düşünüyorum. şimdi gel gelelim katsayı meselesine.

    bilindiği gibi bir meslek liseli üniversiteye girerken alan dışı bir bölüm seçtiğinde katsayısı düşüyor ve alan dışı seçtiği bölümü kazanması mucizelere kalıyor. şimdi özgürlükçüler(!) diyorlarki katsayı falan olmasın herkes tutturabildiğine girsin. ohh ne ala değil mi fırsat eşitliği. şimdi bundan sonrasını katsayı sorunu hep imam hatipler üzerinden konuşulduğu için kendimden anlatacığım, bir sağlık meslek liseli olarak.

    efendim benim okuduğum okul liseler 3 yıl eğitim verirken de 4 yıllıktı. 4 ayrı sağlık hizmetleri bölümünde eğitim veriliyordu ve okul mevcudu yaklaşık 300'dü. ancak okutulan dersler birbirinden çok farklıydı. 4 bölüm için farklı meslek dersleri. haliyle öğretmen sayısıda yüksek oluyordu. 300 öğrenciye 52 öğretmen. bilmeyenler vardır. sağlık meslek liselerinde normal lise derslerini tamamı okutulur bunlar yanında mesleki dersler verilir. bazı sınıflarda yılda 17-18 ders aldığınız olur. tüm bunları neden anlatıyorum. şunun için. bir meslek lisesinin öğretmeninden atölyesine laboratuvarı hatta staj yerine kadar devlete çıkarttığı masraf düz lisenin iki katından fazladır. bir meslek liseli öğrenci maliyet açısından 2 normal liseliye bedeldir. şimdi devletim bana bu masrafı yaptı hemde 4 yıl boyunca. bende öss ye girdim atıyorum matematik öğretmenliği bölümünü kazandım. ne oldu şimdi yapılan onca masraf boşa gitti meslek lisesi ekarte edildi ve ben atıyorum laboratuvar teknisyeni olan bir matematik öğretmeni oldum. peki biz bu kadar zengin miyiz. peki tüm katsayılar eşit olursa meslek liseleri ne iş yapar. bunu soruyor musunuz.

    hatta eğer o mesleği yapmayacaksanız neden meslek lisesine gidersiniz yada çocuklarınızı gönderirsiniz. haa tabi imam hatiplere çocuklarınız din eğitimi alsın diye gönderiyorsunuz değil mi? o halde sağlıklarına dikkat etmeleri için sağlık mesleğe. evdeki ufak tefek tamirat işlerini yapmak için teknik liseye gönderin sorunlarınız kökten çözülsün.

    birde şu mesele var. imam hatip mezunu bir arkadaş ilahiyat fakültesine mis gibi ek puanıyla girebilirken. acil tıp teknisyenliği, anestezi, laboratuvar gibi bölümleri okumuş gençlerin seçebilecekleri tek bir fakülte yoktur.

    sistemin tamamen düzeltilmesi gerekir. tek katsayıyla daha fazla karışmaktan başka işe yaramaz.
  • yükseköğretim genel kurulunun yükseköğretime girişte yerleştirme puanlarının hesaplanmasında uygulanacak olan katsayıların belirlenmesine ilişkin 17.12.2009 gün ve 1902 sayılı kararının; yargı kararlarının gereğinin yerine getirilmediği ve etkisiz bırakıldığından hukuka aykırı bulunan 2. ve 3. maddeleri açısından yürütmenin durdurulması isteminin kabulü, hukuka uygun bulunan 6. maddesi açısından yürütmenin durdurulması isteminin reddi hakkındaki danıştay sekizinci dairesinin 27.1.2010 gün ve e:2010/2 sayılı kararı ile durdurulmuştur.

    http://www.danistay.gov.tr/
  • alınması doğrudur bir karardır lakin bu kadar geç olması nedeniyle öss'ye girecek milyonlarca öğrenciyi mağdur etmesi muhtemeldir. katsayı uygulaması değişimindeki saf, duru, temiz olmayan nedenin danıştay tarafından farkedilmesi iyi olmuştur.

    ayrıca düz liseler, anadolu liseleri, anadolu öğretmen liseleri, meslek liseleri, fen liseleri, imam hatip liseleri vb. şeklinde sınıflandırılmış ortaöğretim kurumlarının her biri farklı işlevsel niteliktedir. oks'de yeterli puanı alamayarak daha avantajlı olan anadolu , anadolu öğretmen ve fen liselerini kazanamayan çocuğunuzun ticaret yapmasını istiyorsanız ticaret liselerine, garanti mesleği elinde olsun bir zanaati bulunsun diyorsanız endüstri meslek lisesine ya da iletişim meslek liselerine, hayır yükseköğretimdeyken hayatını şekillendirsin diyorsanız düz liseye gönderirsiniz. imam-hatip liseleri ise iş sektörleri dini kapsamda kalanlar içindir. dinine bazı kesimlerden daha sadıkken oğlunu veya kızını imam-hatip liseleri dışındaki bir yere gönderen ebeveyn kafir olmaz, olmayacaktır.

    hoş bunun da kılıfı hazırlanacak, bu da bir şekilde halledilecek diye tahmin ediyorum. fakat geçici bir süreliğine dahi olsa, önümüzdeki sene peruklardan geçilmeyen bir fakültede olmayacağımı bilmek mutlu ediyor doğrusu.
hesabın var mı? giriş yap