• en çok da bir avrupa maçı öncesi sözlüğe girip avrupa takımının muhtemel galibiyeti öncesi dalga geçme ortamı hazırlayan andavallara sinir olurum. şöyle koyacak manu, böyle geçirecekler, vs. ulan hıyar, nerede senin takımın? beşiktaş bu gece fark yese ne olur? adamlar şampiyon olmuş, şampiyonlar ligine çıkmış, manu ile maç yapmaya hak kazanmış. sen panathinaikos'la, twente'yle uğraş.

    fenerbahçeliyim, geçtiğimiz sezonlardan, hem beşiktaşlı, hem galatasaraylı bazı andavallardan fenerbahçe maçları hakkında benzer entryler okumuştum. şimdi de aynı terane beşiktaş için sergide.

    evet, zor maç. evet, manu büyük ihtimalle kazanacak. ama ya kazanamazsa? o zaman kıçına güvenip buraya alaylı entry girenler ne yapacak? gerçi öyle adamlar genelde yüzsüz olur, o yüzden beşiktaş kazansa da, kaybetse de muhtemel bir sonraki türk takımı - yabancı takım maçında yine aynısını yazarlar.

    ne diyelim, iyi şanslar beşiktaş.
  • ben bu takıma hayatımda üç kez sarılmak istedim, üçüncüsü bu geceydi...

    sarılmak nedir? sarılmak, siper olmaktır biraz da. tökezleyen birine destek olmak, sana gelen bana gelsin demektir. ağlayan sevgiliye sarılırsın, yaralı sokak köpek yavrusuna da sarılırsın. bu hayatta elle tutulur her şeye sarılırsın da beşiktaşıma nasıl sarılacaksın?

    birincisi gerçekleşeli on yıldan fazla oldu. o zamanlar üniversitedeyim, hava sıcaklığı eksi 20 derecenin üstünde. her yere kar yağmış, içim üşüyor. montumun sağ iç cebinde kanyak, ayaklarımda yırtık bir bot var. üniversiteden akşam yedide çıkmışım, ayaz yüzüme vuruyor. takriben 14. hafta maçı oynanacak. yanılmıyorsam rakip ankaragücü. beşiktaş çok kötü geçirdiği bir sezonda ligin daha onuncu haftasında havlu atmış. liderle arasında 12 civarı puan farkı var. gittim ilk bulduğum kıraathanenin bir tanesine girdim. duvarları dökük, boyasız kahvenin tam ortasında kızgın, yeni harlanmış bir soba duruyor. köşeye masalar dizilmiş, etrafında emekliler takımı var. maç yayını var mı diye soruyorum, hayattan bezmiş kahveci amca yorgun coğrafyasında bezenmiş misket gözleriyle duraklayıp bana bakıyor. bakmasından bile anlıyorum aslında. maç yayını var ama kimse gelmemiş. iki dakika sonra düdüğü çalacak maçın ilk ve tek izleyici adayı karşısında duruyor. dingin göbeğini sallandıra sallandıra 51 ekran arçelik flaş gibi aydınlanıyor. televizyonun önüne kümelenen masaların etrafında dikleşmiş, kağıt oyununa kendini vermiş koca kafaların arasından zor zekat maçı takip ediyorum. sağ kanattan müthiş bir atak yapıyor beşiktaş, top ceza sahasına doğru havalanıyor. sanki zaman yavaşlıyor o anda. nefesim kesiliyor, ayaklanıyorum. beşiktaşım sanki bu golü atsa şampiyonluk gelecek, kartalım fileleri havalandırsa sanki avrupa şampiyonu olacak. top, az farkla direğin yanından dışarı çıkıyor. sesim biraz yükselmiş heyecandan, masadaki emekli kafalar dönmüş bana bakıyor. ikinci yarıda maçın bitmesine üç dakika kala gol yiyoruz. yeniliyoruz. boynumdaki beşiktaş atkısını iki elimin arasına alıyorumi başımı öne eğiyorum. kahveci amca televizyonu kapatıp saniyesinde radyoyu açıyor. edip akbayram'ın yanık sesi yankılanıyor küflü duvarlarda...

    "başın öne eğilmesin, aldırma gönül aldırma"

    işte o an çok feci bir şey oluyor. beşiktaşıma deliler gibi sarılmak istiyorum. iyi gününde dolup taşan bu yıkık kahvenin orta yerinde, iddiasız bir maçın terkisinde hüznün ustası şair hilmi yavuz gibi anamın bıraktığı yerden sarılmak istiyorum beşiktaşıma. hiç bırakmamacasına, kenetlenmek istiyorum. sana gelen bana gelsin kartalım. sana gelen bana gelsin. dışarıda kar yağıyor, esiyor rüzgar. kahvenin camlarındaki sıcak buğuyu bırakıp yüzümü dönüyorum rüzgarın geldiği yere. başımı eğmiyorum, ceketimin sağ iç cebinden çıkarıp kanyağımı kafaya dikiyorum. aldırma kartalım aldırma, bugünler de geçer diyorum...

    ikinciyi geçip üçüncüyü yazıyorum. zira ikinciyi yazacak kudreti hala kendimde bulamadım. o sarılma hissini kelimelere dökecek cesareti toparladığım gün yazacağım elbet ama bu üçüncüsü taze düştü kucağıma. beşiktaşım bu akşam aslanlar gibi mücadele etti. elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı ama malum kader izin vermedi. bütün o uğraşın sonucunda 77. dakikada gelen scholes'un golü bir kez daha başımı öne eğdi. açıp kollarımı iki yana, bir kez daha sarılmak istedim kartalıma. ömür törpüsü bir mağlubiyetin ardından bir kez daha takımımı korumak, kollamak istedim. maç bittikten sonra arabama indim, evin yolunu tuttum. radyoda birkaç kanal gezindikten sonra donakaldım. eylül rüzgarı hafifçe sallandırırken yaprakları, kırmızı ışığın duraklamasında edip akbayram abimizle bir kez daha buluşmuş oldum. o başın önüne eğilmesin dedikçe dikleştim, o aldırma dedikçe güçlendim. bir geceyi daha hüznün asfaltı boyadığı siyahın üstünde giderek geçirdim...

    görmek istersen denizi
    yukarıya çevir yüzü
    deniz gibidir gökyüzü
    aldırma gönül aldırma
  • bu maç hakkında manu'lu taraftarların yazdıklarına bakmak için bir kaç foruma girdim, genelde beşiktaş taraftarının çoşkusundan bahsetmişler ama bir yorum var ki beni benden aldı.

    "didnt we sell kleberson to besiktas? im sure they will be wanting revenge for that."

    http://www.redcafe.net/f6/besiktas-away-265331/

    ingilizler komik adamlar vesselam.
  • 30 000 beşiktaş taraftarının, kırmızı şeytanları besteleriyle taşlayarak hacı olmak için arafata akın edeceği maç.

    (bkz: allahın kitabın varsa saldır beşiktaş)
  • güzel maç.
    o değil de, 17 numara nani ,aynı thriller' videosundaki michael jackson'a benziyor lan.
  • bu maçtan önce beşiktaş takımının muhakkak save edilmesi gerekiyor. maçtan sonra çıkıp girmek gerekebilir.
  • "yıllar önce herthayı herthada, chelsea'yi chelsea'de yenen bir beşiktaş var" (bkz: emre tilev) *
  • galatasaray macindan sonra mecburi olarak erman toroglu'nu izliyordum (ozetler icin baska bir kanal tavsiyeniz varsa soyleyin). erman toroglu zihniyetinde futbol felsefemiz olsa hala 90 larin basindaki turkiye olurduk, ligde 10 tane top gecer adam gecmez felsefesinden takim olur ismail gulduren de yilin sporcusu secilirdi. erman toroglu elano ile tello arasinda karsilastirma yapiyordu. elano ile ayni yerden geliyorlar tello niye sahada yok diyerek elestirmeye yer ariyordu. acikcasi 15-16 saatlik ucak yolculugundan sonra tam gun bile dinlenemeden galatasaray'a karsi oyuna girecek olsa bu sefer de
    - sansal simdi herkes bilmez ucak yolculuklardan sonra jet lag diye bir sey var, ben 10 saat uctuktan sonra 2 gun kendime gelemem mustafa adami galatasaray'a karsi oyuna sokuyor
    der yine elestirirdi.galatasaray'da elano oyuna girmese de olurdu zaten 2-0 olmus bir macin sonra dilimlerine dahil oldu maksat takima alissin ama tabi bu umurunda degil erman toroglu'nun. kenarda herkesin nasil oynamaz dedigi adamlar vardi ayrica. hani size gore taktik hata olabilir ama bana gore bu adamlarin kenarda durma sebebi bence machester maciydi. eger olur da bunun tersi cikarsa ayni adamlarin hepsi bu macta da kenarda durursa hakikaten mustafa hocay ile alay edenlere artik bir sey diyemem ama benim hala bu konuda umudum var. mactan sonra mustafa denizlinin dedigi ugur meleke'nin de yazisinda bahsettigi bir mustafa hoca hesabi var hani herkesin gecen yil 26. haftayi bekleyelim bakalim diyerek alay ettigi hesap. bu seneki mustafa hoca hesabina gore galatasaray maci zaten kaybedilecek bir macti. acikcasi buna guvenerek de mustafa denizli'nin takimi dinlendirdigini gucunu manchester'a sakladigini dusunuyorum. galatasaray macindan once de umudum buydu #16858879, galatasaray'i bu sene yenemezsen seneye yenersin olmadi seneye bu sene sampiyon olamazsan 2 3 sene sona olursun ama manchester'a kok sokturursen yillarca akilda kalir. ben bir galatasarayli olarak besiktas'in liverpoolu barcelona'yi yendigi sene ligi kacinci bitirdigini hatirlamiyorum galatasaray macinin skorunu da hatirlamiyorum ama besiktas liverpool'u 2 - 1 barcelona'yi 3 - 0 yendi hala hatirlarim.
    bu sene manchester ile oynayan hangi turk takimi olsa manchester favorimdir ama bu mac icin nedense bir ihtimal var diye dusunuyorum, sebebini de anlatmaya calistim burada. ne yazik ki besiktas camiasinda bu inanc yok gibi. halbuki samiyen'de bir cok kez sahit oldugum bir sey var ki eger taraftar inanirsa bu takima %100 yansiyor. izlemis olanlar icin soyluyorum real madrid'i 3 - 2 yendigimiz macin devre arasinda takimlar sahaya cikarken hepimiz abi aliriz bu maci hadi hadi diyerek ayaga kalkmistik oyle bir hava vardi ki staddaki en duygusuz adamin yuzunde bile abi aliriz biz bu maci bakisi vardi. bunu stadin farkli yerinden oturmus bi cok insanla konustum hepsi de ayni seyi anlatti bana hatta bezgin bekir bile o macin devre arasindan lemandaki kosesindan cikip gelmisti stada *. ister inanin ister inanmayin ama o mactaki galibiyette o inancin rolu buyuktu *. bu maci besiktas camiasi mustafa denizli'ye laf sokma, camur atma maci olarak gormezse en az beraberlik alinmayacak mac degil.
  • ataryemez.com'a göre maçı star'da emre tilev anlatacak. ama esas bomba yorumculukları ilker yasin ve selçuk yula yapacak. sanırım emre tilev'in sustuğu ender zamanları da piç etmeye karar verdiler.

    edit: selçuk yula yerine ertem şener ve oktay derelioğlu diyor şimdi de ataryemez. hadi hayırlısı
  • sözkonusu beşiktaş olunca ne gibi sürprizlere gebe olduğunu kestirmek zor.

    rooney için ise, the times'ın dünyanın en iyi dördüncü stadı seçtiği inönü stadı'nı ve içerdeki atmosferi canlı canlı yaşama fırsatı olacaktır. ilk düdükle beraber hindinin ibiğini görecektir kendisi.
hesabın var mı? giriş yap