• iyi oldu sırplara.

    zaten başımıza ne geldiyse bunların avusturya-macaristan veliahtını öldürmesinden geldi.
  • bes sirp, bir turk izledik maci (ipucu: sirplardan en sagdaki degildim). onca yil okuyarak, dusunerek dizginledigimi sandigim icimdeki o hayvan, son bes dakikada kabardi, benligimi ele gecirdi. en son, kerem'in turnikesinden sonra, tum bireyselligimden arinmis, turk'ten baska bir etiketi kalmamis bir testesteron bombasi olarak etrafta deli danalar gibi kosturup, ona buna el kol hareketi yaptigimi hatirliyorum.

    kendime geldigimde tv'de amerika acik yari finali vardi; federer ve djokovic oynuyorlardi (ipucu: ikincisi turk degil). durduk yerde yine "75 milyonluk ulkeden bir tane bile mi ..." ile baslayan derin dusuncelere daldim, zafer sarhoslugunun yerini asil bir durgunluga biraktigi dakikalarda gunbatimina dogru atimla yolalmaya basladim.
  • "macin sonlarinda ne oldu anlamadik, yesil sarikli adamlar blokluyorlardi bizi, elimiz kolumuz kilitlendi"

    teodosic - serbian post
  • bir ulusoy otobüsünü zorla şerle durdurtan maç.

    zaten böyle sikim şeyler hep bu zamanı bulur. o kadar zamandır oturan ben tam maçın olduğu gün dönmek zorunda kaldım bodrum'dan. en başta her halt güzeldi. sorduk öğrendik. televizyon varmış. ama o televizyon dedikleri zıkkım 4 kanaldan oluşuyor. fox, star, show ve kanal d. ntv yok. en başta bir delirdik. hatta yaşlıca bir amca otobüse biner binmez ntv'yi sordu. yok cevabını alınca da çıngar çıkardı. ama yapacak bir şey olmadığını öğrenince mecburen netten takip etmeye başladım maçı. sözlükten dakika dakika takip ediyorum bir yandan da etrafımda soranlara cevap veriyorum. yol bitmek bilmiyor ve daha mola bile vermemişiz. ve işte o an geliyor. maçın bitmesine 1 küsür dakika var ve maçın berabere olduğunu öğreniyorum. aklıma en başta amcayı gazlamak geliyor. ve veriyorum gazı. daha durmadık diyorum, 1 dakika var diyorum. maç berabere diyorum. ve otobüste infial yaşanıyor. herkes otobüsün durmasını istiyor. ve otobüs ilk bulunan, televizyonu olan bir yerde durduruluyor. en başta elinde bastonuyla amca çıkıyor. sonra arkasından biz. koşarak televizyon karşısına geçiyoruz. dualarla, çığlıklarla, bağrışmalarla, kerem'in basketi, semih'in beyne vermesiyle final geliyor.

    sonrasında hayat normale dönüyor, otobüs hareket ediyor. bir sonraki mola yerinde herkes otobüste kalıyor. huzurlu huzurlu uyuyoruz. finalde oynayacak bir takımımızın olmasının gururu uyutuyor bizi.

    bravo çocuklar. ve bogdan tanjevic. bravodan çok ötesi senin için. denecek ne var ki?

    allah razı olsun be koç. allah sana sıhhat versin. daha da bir şey gelmez elimden.
  • eskisehir barlar sokaginda ses tellerimi elime vermistir. tesekkurler turkiye.
  • sanırım sıçtım salona. finaldeyiz.
  • 11 eylül 2010 beşiktaş mke ankaragücü maçı'nin son duduguyle birkac dakika evvel kapalidan yukselen "yonetim uyuma ntv ekrana" dileginin gercekleserek inonu stadi dev ekranina yansiyan mac. hakemler ve futbolcular dahil tum tribunler macin son dakikalarini ekranda takip etmistir. besiktas taraftarinin tezahuratlari arasinda gelen son basketin ardindan tribunler ayni dakikalarda ikinci galibiyetle tarihi bir gun yasamistir..

    muhtesem video..
  • basket attıkça yaptığınız o çetnik işaretini bize sokamadığınıza göre artık münasip bir yerinize sokarsınız nidaları ile bitmiş maçtır.
    saray bosna sokaklarına selam olsun...
    drina nehrine...
    mostar köprüsüne...
  • hidayet i onlara verirsek sırbistan ın bu maçta şansı olur. yoksa biz böyle çok güçlü olduk.*
  • maçın bitimine 4 saniye kala geriye düştüğümüzde 8 yaşındaki oğlum ağlamaya başladı kaybettik diye... kazanmak, kaybetmek, hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşündüğümüz kısacık anlar, sonuna kadar elinden geleni yapmak ve umut hakkında konuştuk mola sırasında. sonra maçı kazandık, tepindik, ağladık, 20 dakika kadar kazandığımıza inanamayıp donmuş bir şekilde koltukta kaldık. babasına rica etti camı açmasını, "en büyük türkiyeeee!!!" diye haykırdı, sonra da odasına gidip uyudu.

    türkiye açısından ne olur bilemem ama benim oğlum için hayatı boyunca asla unutamayacağı bir anı, başka bir şekilde kıçımızı yırtsak öğretemeyeceğimiz bir hayat dersi olmuştur bu maç.
hesabın var mı? giriş yap