hesabın var mı? giriş yap

  • babaya gitmesi bir nebzedir,fakat baba nın bir arkadaşına giderse boka sarar,babanıza da ulaşır,"ramazancım senin oğlan bana seni seviyorum falan diyor hayırdır,sınavlar falan bunaldı heralde çocuk."bu cümle ciddi bir yüz ifadesi ile sarfedilirse,babada o an nasıl bir surat ifadesi olabileceğini tahmin bile edemiyorum.başımdan geçen bir benzeri şöyle olmuştur;

    benim gonderdiğim mesaj:

    i really miss u baby.bikbikbik..i love you...

    beş dk. sonra;

    muharrem amca cep new message.read?
    "i love you too.. oğlum iki oluyor evli barklı adamım niyeti bozduysan haberim olsun"

    akabinde muharrem amca aranır özür dilenir.babamın araması gecikmez "oğlum birkerede seni özledim baba diye bana mesaj at lan hayırsız,neyse çok yazıyor hadi kapattım.."

  • bir cafede kalabalık bir arkadaş güruhuyla otururken, peder beyden gelen
    "evde sular yok,kakan varsa okulda yap" mesajıdır. tabi yarılmam üzerine telefona bakan arkadaşlar da kahkahayı basarlar. aile yapım sorgulanır, okulda sıça sıça zengin oldunuz geyikleri döner.
    eve gittiğimde mesajın ilkokul öğrencisi biraderden geldiğini öğrenip,böyle bir babam olmadığı için rahatlayıp, biraderin espri anlayışını takdir ederim.

  • + ya bu elbiseye o kadar para verip aldım ama küçük geliyor bana. fermuarı kapanmıyor! kıçım başım gözüküyor. oysa ne hayallerim vardı....
    - senin hayallerinin bittiği yerde benimkiler başladı...

  • white star line şirketinin inşa ettiği 3 büyük gemide çalıştı. olympic'de hosteslik yaparken gemibüyük bir kaza geçirdi ancak batmadı. daha sonra titanic'de hosteslik yapmaya başladı; koca gemi 2 saatte battı, kendisi kurtuldu. bundan 4 yıl sonra 1. dünya savaşı'nda hastaneye çevrilen britannic adlı devasa gemide hemşirelik yapmaya başladı. alman denizaltısı tarafından vurularak batırılan bu gemiden de sağ olarak kurtulmayı başardı.

    titanic'den filikaya binerken gemi görevlilerinden birinin, kucağına bir bebek bıraktığını ve ertesi gün bir kadının gelip bebeği kucaklayıp kaçtığını anlatmış. james cameron'un titanic'iğinde gemi batmadan önce mühendisin can yeleği vererek "gemideki diğer yolculara iyi bir örnek ol" dediği hizmetçi kız bu işte. gerçeğinin aksine filmde ölüyor.

    ancak, şimdi o bu değil de sen ne uğursuz bir kadınmışsın be abla! batmaz diye inşa edilen 3 gemi de sen içindeyken felakete uğramış. ikisi batmış. birinin şaftı kaymış.(kazadan sonra geminin gerçekten şaftı kaymış) gemide kadın uğursuzluk getirir inancının ana sebebi gibisin. hayır, titanic gibi bir felaketten kurtulduktan sonra nasıl gidip de başka büyük bir gemiye binebiliyorsun, insan azıcık korkar. ben olsam bir daha bırak gemiyi kayığa bile binmem mesela. cesaretine de hayranım ancak, bari son gemideki insanları önceden uyarsaydın; bakın benim bindiğim gemi kesin batar, savaşı kazansak bile bataaar, diye.

  • otobüsten inmek için düğmeye geç basanlara, otobüs şoföründen geliyor;

    - iki günde 3g'yi öğrendiniz, bir otomatik kapıyı yıllardır öğrenemediniz!

  • natalie portman'ın harvard üniversitesi psikoloji bölümünü burslu bitirmesi, nöropsikoloji üzerine çalışması, columbia üniversitesinde terör psikolojisi dersleri vermiş olması (v for vendetta), şöyle ve şöyle yayımlanmış makalelerinin olması. kendisini aktris olarak değil akademisyen olarak tanıtmak istemesi.

    oha ben bu yıl öğrendim bunu. insan psikolojisinin özünü bilmeyen birisi, muhtemelen o kadar iyi rol yapamazdı zaten malum filmlerde. rol oynamıyor aslında rolü yaşıyor sanki.

    edit: linkler gitmiş, tekrar bulup güncelleyeceğim.

    edit2: bu entrym facebook'ta baya dönüyormuş. lakin kendi yazısıymış gibi yazıp kopyala-yapıştır şeklinde paylaşanlar, "alıntı" olduğunu belirtse hoş olurdu. "çalıntı" yapmayalım, "alıntı" yapalım bence.

  • dünyanın nersinde antik şehir,kalıntı,anıt ve müze gibi yerler varsa haritandan gösteren harika bir site var. vici.org

    hiç bilmediğiniz bir yere gittiniz ve sıkılıyorsunuz. hemen bu siteden bakıp etraftaki yerleri keşfedebilirsiniz.

    içerik bilgilerini vikipedia gibi kullanıcılar düzenliyor. haritayı açıp şöyle dünyayı incelediğinizde anadolunun kültürel zenginliği bir kez daha anlaşılıyor.

    uzun zamandır rastladığım en faydalı internet sitesi. sayesinde son iki haftasonumu daha önce bilmediğim kalıntılara giderek geçirdim.

  • arabamıza zincir alırken nelere dikkat etmeliyiz;
    içinde bulunduğumuz karakış'ta arabımızda bulunması gereken en önemli şeylerden biri kar zinciridir. peki hangi tip araca nasıl kar zinciri almalıyız.
    kar zincirleri aracın ağırlığına ve kullanım alanına göre farklı özelliktedir. minibüs, kamyonet kamyon, tir ve iş makineleri için serme tip mahmuzlu ( buz kırıcılı) görsel
    tip zincirler kullanılırken 4 teker çekişli araçlar için 4×4 çelik lokmalı zincirler tercih edilir.görsel
    hafif ticari araçlar ve diğer tüm binek araçlar için kullanılan aparatlar kabaca şunlardır :
    - kar zinciri
    - kar çorabı
    - kar cırt kelepçesi.
    binek araçlar için kullanılan kar zincirleri genellikle dökme demirden yapılmış takmatik denilen çapraz lokma dizilimli zincirlerdir.
    görsel
    kar çorabı özellikle takması basit olduğu için tercih edilen bir kar aparatıdır. mantığı eskiden kullanılan lastiklerin önüne serilen çuvallar aynıdır. kumaşı karda kaymayan sert tekstil maddesidir karda etkili ve güvenilirdir. görsel
    kar cırt kelepçesi en kolay uygulanabilen aparattır. lastiğin cant aralığından geçirilerek takılır. sert plastikten ve parça zincirden oluşan modelleri vardır. lastik ölçüsü fark etmeden her araca takılabilir.
    görsel
    görsel
    kar zincirleri ve kar çorapları lastiklerin ebatlarına göre alınır lastik ebatları lastiğin üzerinde yazılıdır.görsel
    son olarak bilinmesi gereken en önemli şey bütün kar aparatları sadece karlı yolda kullanılır. karlı bölge bittikten sonra kuru asfaltta kullanılan aparatlar aracımıza ciddi zararlar verebilir.
    kar aparatları aracın çekici 2 tekerine takılır. yani aracınız önden çekişliyse ön iki lastiğe arkadan itişliyse arka iki lastiğe takılır. araç 4 çekerliyse fark etmez (ama yine genelde ön lastiklere takılır).

  • "bir cahille tartışmak bir güvercinle satranç oynamaya benzer; siz ne kadar iyi olursanız olun güvercin taşları devirir, tahtanın ortasına sıçar, kazandığını sanıp zafer turu atar..."

  • biz buna psikolojide yetersizlik duygusu diyoruz. bu insanlar kendilerine değer vermiyorlar, hatta karşılarındaki insana da değer vermiyorlar ve sahte, abartılı, olağandışı bir imaj yaratmaya çalışıyorlar. akıl sağlığı yerinde bireyler daha sade, minimal, temiz ve gürültüsüz bir şekilde sakince hayatlarını sürdürmeye devam ediyorlar.