• "bereketli" anlamında kullanılmak üzere; erkeklik organı demek olan "zeker"'den türediğine inanılır...
    ki, kanımca en mantıklı açıklamadır...
  • malzemeler: 41 adet ateş görmemiş yiyecek maddesi, kutsal kitap, mum ve insan
    adağı olan kişiler zekeriya sofrasını kuran kişinin evine mumlarıyla toplanır, topluluğun inancına göre bir kutsal kitaptan ayetler okunur ve mumlar yakılır, bu süre zarfında hiçbir konuşma olmaz. mumlar yakılıp dilekler dilendikten sonra herkes sofraya konulan 41 çeşidin 41'inden de alır ve yer.
    bu 41 çeşit yiyecek içinde (kavrulmamış olmak şartıyla) kuruyemişler, kurutulmuş meyveler, normal meyveler, çeşitli çiğ yenebilecek sebzeler (domates, salatalık, göbek vs) olabilir esasen bunları bulmak o kadar da zor değildir. meyveler ve otlar vs salata yapilabilinir, hatta meyve salatasının üzerine kuruyemiş atılırsa acaip lezzetli olacağını tahmin ediyorum.
    inananlara bol şans..
  • ev hanimlarinin "gün" kivamindaki giri$imi.
    önce bir adakta bulunulur, falan filan olursa bir zekeriya sofrasi benden.
    falan filanin $ans eseri gerçekle$mesi sonucu, ev hanimi, kom$ulari eve toplar ve 40 çe$it yiyecek ikram eder. asurenin içinde 40 çe$it olsa da o sayilmaz. kadinlar kasar durur, 40 çe$it ne bulacagim diye.
    yine toplanilir, dedikodu yapilir, vesiledir.

    ayrica bir de halil ibrahim sofrasi vardir ki o bu konuyla pek ilgili degildir.
  • aka gündüz'ün önce açıksöz gazetesi'nde tefrika olarak 1938'de de kitap olarak yayınlanan romanı. kapatılan tekke ve zaviyeleri kritik eden yazar, dönemin panoramasını da aktarıyor. "zekeriyya sofrası" adıyla kimi sahaflardan edinmek mümkün.

    yakup kadri karaosmanoğlu'nun nur baba adlı romanını okuyup beğenenlerin es geçmemesi gereken bir eser.
  • datça'da ev yemekleri yapan bir mekan. dolu olunca girdik ama yemekler yarım porsiyon, lezzet desen orta karar yemeklerini masaya kendin götürmeni rica ediyorlar fakat hesapta hiç az sayılmayacak kadar garsoniye ücreti var (%25) sagolsunlar masaya ekmek getirdiler de hem karnımız doydu hem de ödediğimiz garsoniyenin ufak da olsa bir karşılığı oldu. çayını da içemedik; bizi sevmediler herhalde
  • orta kalite, porsiyonları küçük, konumu kötü (ana cadde üzerinde, masalarıyla kaldırımı işgal etmiş) ve pahalı olmasına rağmen çok meşhur bir yer. bütün datça turistleri burada yemek yemeye çalışıyor. önünde kuyruklar var. çözemedim.
  • datça'daki zekeriya sofrasında porsiyonlar küçük ve pahalı, 2. çayı istedik garson getirebilir miyim bilmiyorum dedi. sonra baska garson geldi cay istemissiniz ama cayimiz yok dedi. galiba doymayinca caya abanmislar. ev yemegi diye geldik esnaf lokantasindaki seri üretim yemek gibiydi, hatta esnaf lokantası daha iyi olabilir.
  • datça merkez’de bulunan, eski olmasının ekmeğini hala yiyebilen tam bir pilav normal bence siz gerizekalısınız mekanı.

    dünyanın en sıradan sulu yemeklerini fahiş fiyatlara sunan bu mekanı kimileri anlamsızca övmeye bayılır.

    gene datça merkez’de bulunan sevinç’in lezzet sofrası gibi harika yemek yapan yerler varken bu şişirme lokantaya gitmek bildiğin enayiliktir, yapmayın, etmeyin.
  • onca çeşit yiyeceğin ve inananın bir amaç uğruna toplandığı, barışın açlık ve paylaşımdan doğduğunun kanıtı olan sofra.
  • datça'da öğlenleri yemek yenecek en iyi adres olabilir.

    aile lokantası, maaile işin başında. ege sebze yemekleri ağırlıklı buhar masası klasikleri görücüde.

    benim burada sevdiklerim terbiyeli ekşili köfte, kuzu haşlama, mücver, bamya ve köy yoğurtlu karışık kızartma. isterseniz bu ekşi ve gevşek yoğurttan ayran da yaparlar. revaniye rastlarsam da kaçırmam, üstünde datça bademiyle.

    kısmetse, yakında yine bir merhaba! diyeceğim.
hesabın var mı? giriş yap