• senelerdir ankara-istanbul güzergahında kullandığım “hizmet”. fakat bir ulaşım aracı hizmet kalitesini seneler boyu hiç mi geliştirmez? geliştirmek şöyle dursun, her yeni yolculuk bir öncekinden daha kötü geçiyor. hızlı bir tren olmadığı herkesin malumu zaten. dolmuş gibi bir sürü durakta devamlı duruyor. eskişehir, gebze gibi birkaç durak haricinde ara duraklarda inen yolcu sayısının azlığına rağmen yavaşlıyor, hız kaybediyor. ankara istanbul seferleri ilk başladığı sıralarda, sadece eskişehir'de duran ekspres seferler vardı ve üç buçuk saate varabiliyorduk istanbul'a mesela. bunlar kaldırıldı zamanla nedense.

    pandemi öncesine kadar çay kahve satın alabiliyorduk, atıştırmalıklar bulunuyordu trenin içinde, su dağıtılıyordu bunların yanında. pandemi bahanesiyle tüm bunlar kaldırıldı. birkaç ay önce yeniden yiyecek satmaya başladılar. bugünkü yolcuğumda bir kahve içmek istedim, sıcak içecek satışına başlamadıklarını söylediler bu seferde (neden?).. hostesler su dağıtmayı da bırakmışlar artık. ücretsiz yiyecek içecek dağıtımında da değilim. paramı verip bir kahve içemiyorum saçmalığa bakın.

    önceden her durakta özellikle yaşlılara koltuklarını göstermek için hostesler arada gezer, yardıma ihtiyaç olup olmadığını sorardı. son birkaç seferdir, koltuğunu bulamayan ya da valizini koyabileceği bir alan kalmamış olan yolcular muhattap da bulamıyor.

    özellikle tatil başlangıçları ve bitişleri gibi yoğun dönemlerde orta boy bir valizi koyacak yer bulmak mümkün değil. vagonların başına koyulan valiz alanlarının ihtiyacı karşılamadığı çok belliyken bu konuda bir düzenlemeye gitmeye de asla gerek duyulmuyor. vagon girişlerinde, koridorlarda, hatta kapıların önünde duruyor valizler. biri valizimi alıp gidebilir, yolu açmak için trenden inerken indirebilir.. hiçbir güvenlik söz konusu değil. bu riskleri düşünerek buldukları önlem, ara duraklarda “tren kapısı sağdan açılacak, orada valiziniz varsa lütfen kontrol edin” anonsları olmuş sanırım, bugün ona da şahit oldum.

    hiçbir zaman trenin gara tam zamanında inmemesi, satın alırken 4 saat 22 dakika görünen yolculuğumun en iyi ihtimalle 5 saatte bitmesi, her yolculukta bu sürenin biraz daha uzaması vs. bir yana, berbat bir müşteri ilişkileri var aynı zamanda. istanbul biletimi, ankara'dan dönüş planlarım belli olmadığı için eryaman gar'dan aldım. yani ankara gar'dan çıkış yaptıktan yirmi dakika sonra durduğu ikinci duraktan. planlarım değişti ve ankara gar'a daha yakın bir yerde konakladım dün gece. öncesinde eryaman gar kalkışlı olan biletimi ankara gar'a almaya çalıştım uygulama üzerinden. bunun için önce biletimi açığa almam ardından kimseye kaptırmadan aynı bileti ankara gar kalkışlı almam gerekiyor. ben bunu yapana kadar bileti kaptırma riskim olduğu için müşteri hizmetlerini arayıp durumu anlattım, “nasılsa ankara-eryaman arası bilet satmıyorsunuz, biletim aynı kalsa ben ankara gar'dan giriş yapsam sorun olur mu?” diye sordum, bunun mümkün olmadığını söylediler. kalkış istasyonu değişikliğini onların sistem üzerinden yapmalarını rica ettim fakat böyle bir şeyin de mümkün olmadığını söylediler. müşteri hizmetlerinin tam olarak ne işe yaradığını da sordum aslında ama cevapsız kaldı o sorum…

    sizinle uğraşmak yerine bir saat erken yola çıkar eryaman'a giderim dedim ama oraya gidince de gişedeki görevliye tekrar sordum böyle bir durumu yeniden yaşama ihtimalime karşı. biletimde eryaman yazsa da ankara gar'dan binebileceğimi, bu konuda bir problem yaşamaktan korkuyorsam müşteri hizmetleri üzerinden bilet değişikliği yapabileceğimi söyledi beyfendi bana. bir önceki gün müşteri hizmetlerinden neden bu hizmeti alamadığım sorusu da yanıtsız kaldı yine.

    bilet bulmak zaten ölüm. acil bir işiniz çıksa ve yarın ankara'ya gitmeniz gerekse bilet bulamazsınız mesela. satışa açılır açılmaz kapmış olmanız gerekiyor. bu kapışma bayram tatilleri gibi zamanlarda kıyasıya oluyor, biletler kapanın elinde kalıyor ama nedense tcdd bir türlü kapasite genişletme, sefer sayısı artırma gibi bir girişimde bulunmuyor.

    üç dört ayda bir, istanbul-ankara tren yolculuğu yapıyorum, her seferinde bilete bir öncekinden 15-20 lira fazla ödüyorum. bayram biletimi iki hafta kala, 130 liradan aldım. birkaç gün sonra kontrol etmek için baktığımda 151 liradan satılıyordu artık biletler. hizmet kaliten biraz gelişir de yolcular da zamlar konusundaki bu açgözlülüğü anlayışla karşılar belki ama o da yok.

    söğütlüçeşme'den marmara'ya binmek istedim. istanbul kartım uzun zamandır kayıp olduğu için istanbul'da toplu taşıma kullanırken qr okutuyorum uygulama üzerinden ama marmaray gişelerinde qr yokmuş çünkü ulaştırma bakanlığına bağlıymış. neyse dedim, tek binişlik kart alayım gişeden. tek binişlik istanbul kart satılmıyor, tek binişlik marmaray kartsa 32 lira olmuş. 32 lira. söğütlüçeşme'de binip üsküdar'da inmek için.

    yediğim yemekten içtiğim sudan vergi veriyorum, maaşımın neredeyse dörtte biri cebime girmeden vergi olarak kesiliyor. ama yine de bir şehirden diğerine konforlu bir yolculuk yapabilmek için illa bin lira uçak biletini gözden çıkarmam gerekiyor. taksiyle 50 lira tutan yola toplu taşımada 32 lira vermem gerekiyor. bütün bu koşullarda aldığım hizmetse vasatın biraz üstü.

    özetle, muadillerine kıyasla (uçak, otobüs) görece daha konforlu ya da daha uygun fiyatlı olsa da buna aldanmayınız. vasatın biraz üstüne ikna olmaya alışmış olanlarımız için gayet keyifli bir yolculuk sayılabilir tabii.

    edit: ekspres seferler, günde sadece bir kez, sabah 06.00 seferlerinde karşılıklı olarak devam ediyormuş. istanbul'dan çıktıktan sonra sadece pendik ve eskişehir'de duruyor. şimdi kontrol ettim, 4 saat 25 dakika sürüyor, diğer seferlerden 20-25 dakika kadar kısa yani.
  • bugün istanbul-ankara trenlerinin birinde sömestr için istanbul'dan ayrılan birçok çocuk var. sanki ilkokul gezisi yapar gibi ortada dolanan çocuklar, "sus çocuğum" diyen anneler, kız çocuğunun yanına oturacak yolcuya "kardeş! orası bayan yanıydı" diyen bir adet yurdum insanı, cep telefonlarının seslerini kapatmayanlar, sesli instagram hikayesi izleyenler, öksürenler, "hırk hırk" burnunu çekenler, abur cubur yiyenler, sürekli kulağa gelen ambalaj hışırtısı, tabletlerde oyun oynayan veletler, telefonda uzun uzun konuşanlar, kolonyasını dezenfektanını ayı gibi sıkıp içeriye mest verenler, oldukça rahatsız koltuklar, bu vaziyette benim gibi uyuyamayanlar, valiz yerlerinden taşan çantalar, söğütlüçeşme - ankara arasındaki 50 adet istasyonu sanırım yazmama gerek yok...

    adeta sirk gibi bir yolculuk!

    tek güzel tarafı, güzergah sağlı sollu kar manzarası altında...
  • akp hükümetini ve oy verenlerini gerçekten sevmem ama hızlı trene, metroya bile popülizm diyebilen bünyeleri rahatsız eden araç. arkadaşım, senin helikopterin veya özel jetin olabilir fakat diğer kısım arabayla veya otobüslerle yolculuk ediyor. sırf ankara-istanbul treninin bile şehirlerarası otoyol'u ne kadar rahatlatacağı aşikar.

    topladıkları vergileri ne yapsınlar, götlerine mi soksunlar istiyorsunuz; anlamadım ki arkadaş.
  • ouv. thy ile gidiyorsun, yht ile dönüyorsun. süper. birinde öl artık.
  • lan size çok bile bu trenler, içerden biri olarak biraz da ben konuşayım mı?
    az önce istanbuldan-ankaraya son seferini yapan trenin arıza tesbitini ve kontrollerini yaptım. trenin içine sıçmıssınız a.q her yer çekirdek kabuğu, kraker poşet cart curt. temizlikçilerin canı çıkıyor. birisi koltuğun üzerine kusmuş, diğeri ara bölmeye çocuğunu çiş yaptırmış. 4 tane wc tıkalı, teknisyen arkadaşlar tıkalı wc leri açmaya uğraşıyor. bunu hep yaşıyoruz. wc den kadın pedi, meyve poşeti hatta ayakkabı çıktı lan. car car car konuşuyorsunuz. ayrıca cahilsizin bilmeden ahkam kesmek kolay.

    1) dünyada 200km üzeri hızlarda çalışan trenler uluslararası kabule göre hızlı tren olarak tanımlanmıştır.
    2) 250 km nin üzerine çıkmasını biz istemiyoruz. güvenlik için yoksa testlerde ben 360 km yi şahsen gördüm
    3) gayet konforlu ve güzel bir hizmet
    4)çok çok ucuz. yağlayıp bağladığınız avrupada hızlı trenin içini görmek için min. 70 avro bayılırsınız.
    5)dünyada 500-600 km ile yolcu taşıyan tek hat yok. bahsedilen hızlar özel koşullarda, modifiye edilmiş test trenleridir.
    6) yöneticilerimiz bir felaket( şu an tc deki bütün kurumlar gibi)
    7) eksiklikler elbette çok çok fazla.
    8) öptüm bye
  • türkiye siyasi şartlarında kullanımı yüksek tehlikeli olan ulaşım aracıdır.

    işte size bizzat gördüğüm bir kaç gerçek;

    1)şartname gereği bir ray minimum 12m uzunluğunda olmalıdır. bir çok noktada ray uzunluğu 12m'nin altındadır.
    2)özellikle tünel çıkışlarında, yüksek yerlerde düşme tehlikesi olan serbest kayalar vardır.
    3)tünelde sorun yaşanan yerler için bypass hatlar yapılmıştır hatta öyle bir bölge varki başarısızlıktan bypass'ın, bypass'ı yapılmıştır.
    4)püskürtme beton yapılan bir çok yerde patlama ve büyük miktarlarda parçalanmalar meydana gelmiştir.
    5)projenin bazı bölgelerinde planda olmayan şekilde açık alan tünelleri yapılmaktadır.

    daha bunun gibi bir sürü sorun bulunmaktadır. gel gelelim geçtiğimiz gün yaşanan ve istasyon çökmesine neden olayla ilgili olarak bütün sorun firmalara yapılan zaman baskısıdır. bildiğiniz gibi açılış 29 ekim'de yapılacaktı, sırf açılışa yetişsin diye bozüyük-bilecik arasında göreceğiniz yerlerden metrelerce yükseklikte milyonliralara yapılan viyadük şeklinde yapılan bir bypass hattı bulunmaktadır. tünel yetişmediği için geçici olarak yapılmıştır.

    kontrollerde görülen bir çok eksiklik es geçilmiştir çünkü yeniden düzenlenmesi zaman kaybına yol açacaktır. bu gecikmeler açılışı yapan kişinin başarısına gölge düşürecek endişesi taşımaktadır.

    hırsızlık konusuna gelince bölgede neredeyse 3 yıldır hırsızlıklar olmaktadır. konuyla ilgili hiç bir zaman sonuca ulaşılamamıştır. olaylar sanki şimdi oluyormuş havasında sabotaj şeklinde sunulması toplumu kutuplaştırmaktır.

    bu tarz projelerde yapısal elemanlarda kullanılan demir hiç bir şekilde paslı olmamalıdır ama kullanılan malzemeden kaynaklı gerekse saklama koşullarında kaynaklı paslı paslı kullanılmıştır. normalde benzer projelerde bu malzemeler önce koruyucu malzemeler kullanılarak dayanıklılık artırılır.

    projelerde aylarca çalışıp, daha bir kez iş güvenliği uzmanı ile muhatap olmayan firmalar vardır. projeler yapılırken kağıt üstünde onaylanmıştır ama saha üzerinde bir çok proje için kontrol ve inceleme yapılmamıştır.

    bu hat ilerde bir çok tehlikeye açıktır, bakın olay olacak demiyorum ama tehlikeye çok açık. bu açık önlemler göz göre göre alınmıyor neden sadece açılış baskısı.

    tek tavsiyem, içiniz rahat bu ulaşım aracını kullanmayın. son teknoloji açıklamasına gelince hiç inandırıcı değil yapımda hiç bir şey son teknoloji değildir.
  • bu ülkede sürekli sağ partiler iktidardayken, birilerinin çıkıp da "bakın onlar yaptı" demesi , garip bir his yaratmaktadır.

    ya ne yapacaklardı?

    soru bu kadar basit.

    ülkenin bu kadar kaynağı var, maaşımın %45'i vergi olarak gidiyor. dünyanın 16 büyük ekonomisi. tutup bu kadar ekonomik büyüklük varken birileri hala hızlı trene yüzyılın projesi diyor. lan o hızlı trenler 50 yıldır, fransa'da italya'da japonya'da fink atıyor. biz ne yapıyorduk o arada, italyan, fransız ve japon arabaları daha çok satsın diye otoyollar, ilk selden çöken sahil yolları, avrupada muadilleri 50 yılda bir asfaltlanırken bizde 5 yılda bir yeniden asfaltlanan duble yollar. vsvs

    artık salak gibi gerizekalı gibi her gördüğünüzü iyileşmeye "adamlar yapıyor abi" deyip durmayı bırakalım. mına koduklarım ne yapacaklardı peki. al bir tane gerizakalı adamı başa koy, kapısını günde 50 kez çalacak "verin parayı size şunu yapalım" diyecek yüzlerce müteahhitlik firması var.

    sorun şurada, bu kaynaklar efektif kullanılıyor mu? planlama var mı? genel kamunun çıkarları gözetiliyor mu? afedersiniz ama büyükdere caddesi üzerine 5 tane de alışveriş merkezi yaptı bunlar. eee o zaman sokmuşum ben senin metrona, metrobüsüne, ordan verdiğini buradan alacaksan ne anladık. trafik ordan rahatlıyor buradan tıkanıyor. şimdi zorlu binaları bitsin de ben görecem o metrobüsün ne zikime yaradığını

    ankara istanbul arası hızlı tren yüzyılın projesiymiş. lan bi fransıza anlatsan bunu, "doğrudur" der, "siz türkler için yüzyılın projesi. nasıl başardınız valla" der.
  • ben bu trene binip 1.5 saatte eskişehir'den ankara'ya gittim mi? gittim! 1.5 saatte de geri döndüm mü? döndüm. daha önce yurtdışında kullanıp adamlar yapmış abi diye ballandıra ballandıra anlattığım ulaşım şeklini kendi ülkemde gordüm mü? gördüm! trene biner binmez cafesinde buz gibi efes'i çakıp keyfimi kaymakladım mı? ivit bunu da yaptım.

    her türlü siyasetin ötesinde bunu sağlayana teşekkür eder, takdir ederim aga.

    dokuz sene sonra: insanları öldürdün hızlı tren. efes mefes de yalan oldu hızlı tren. artık takdir makdir yok, hızlıca siktir git şimdi tren.
  • bu ülkenin artık her kurumundan, her olmayan imkanından, zaten olması gereken şeyleri insanlara bağışlamış gibi davranan hükümetinden, çarpıklıklarından, ahlaksızlıgindan, her şeyinden nefret ediyorum.

    neden mi?

    bilet almaya calisiyorum geceden beri, tatil dönüşü münasebeti ile seferler tamamen dolu. hani olur da biri iptal ederse falan diye bakıp fırsattan istifade edecegim.

    biraz once iki kişilik boş yer acilmiş. harika! hemen secmeye koyuldum ve cinsiyetimi işaretleyip yanında erkek yolcu olan bir koltuğu sectim. ne uyarısı aldım peki?

    "erkek yolcu yanı seçemezsiniz."

    ben de işaretledigim kutucukta cinsiyetimi erkek olarak değiştirip yine aynı koltuğa tıkladım. haliyle sorun cikmadi ve tabii ki aldım biletimi. kadın oldugum icin ve sadece erkek yanı müsait olan bir koltuk boşta oldugu icin yolculuk yapamayacağım oyle mi!? gec kalacagim, ya da gidemeyeceğim!?

    bu kadar igrenc zihinlerin eseri olan, bunca carpik zihinleri ile kontrol ettikleri bir ulaşım aracını kullanmak kesinlikle midemi bulandırıyor ancak el mahkum.

    eger olur da gittiğimde bu yuzden bir sıkıntı çıkarırlarsa kıyameti koparacağım orada.
    ne rezillikleri, ne ucuzlukları kalacak.

    toplum icinde sabredemediğim yegane saygısızlıklardan biri bu durum.

    kim kimin namusuna yaninda oturduğu koltukta el uzatacak kadar asagilik be igrenc insanlar!? kimin sizin kadar kokusmus beyni var!!

    sen kimsin ki beni! bir erkeğin yanında yolculuk yapmamam icin kisitlayabiliyorsun! yahut sen ne hakla beni yaftalayabiliyorsun!? erkek icin zararlı mı görüyorsun kadının bulunmasını? nedir bu hayır nedir altında yatan temel sebebi bu mide bulandırıcı uygulamanızın? ama yanina oturmasaymış mi diyeceksin? ne isi varmis orada gitmeseymiş mi diyeceksiniz? nedir!

    ben ya da karsi taraf! ne fark eder! potansiyel bir tecavuzcunun yanında mı oturuyorum, potansiyel bir erkek ayartıcı miyim ben!

    igrenc ya!
    igrenc

    edit: hostes kontrol ederken erkek yanı oldugunu söyledi, tüm nefret ve suratsizligimla "eee?" dedim. geri uzattı kimliğimi, bindim trene.
    yanimda da kendi halinde bir beyefendi oturuyor. iyi akşamlar dileyerek selamlaştık. kendi isimizdeyiz simdi. ne ben onun umrundayim ne de o benim. olmasi gerektiği gibi.

    kısacası, herkes sizin gibi sapik birer ruh hastası degil.
  • - efendim hızlı trenimizin adı ne olsun?
    + son sürat turbolu jet hızlısı tren!

    (bkz: fırat)
hesabın var mı? giriş yap