• filmi izlerken young adult durumunun sadece baş karakterlerle sınırlı olmadığı, neredeyse bütün yan karakterlerde de olduğunu düşündüm.
    hatta ekranın karşısındaki ben de bile var, genel yaşamsal sorumsuzluklarımla ilgili..

    alakasız gelebilir ama bu yaşta, cumartesi akşamı burda takılıyo olmam bana filmdeki mavis karakterini hatırlattı.

    hatta genel olarak çoğumuz (hatta genel olarak sen de sayın okur)... facebook, twitter, sözlük vs. gibi ortamları kullanış şeklimiz ama aslında aynı zamanda da "kullanma isteğimiz/gereksinimimiz", birçoğumuzun "young adult" olduğuna bir alamet değil mi? 40lı yaşlarımızda hala nicknameler, cool fotoğraflar kullanmamız. mark zuckerberg facebook'u, ssg eksi sözlüğü icat ettiginde bayagi genc (ergen olabilecek) insanlardi. ve simdi o donemin ihtiyacinin zihniyetinin pesinden gidiyoruz. bunda hic de zorlanmiyoruz. zorlanmamamızın nedeni bu icatların kapsayıcılığından mı (sanmıyorum çünkü 60 yaş üstü insanların facebook taki yorumları bayağı kendini belli ediyor) yoksa bu zaten insanlar artık uzun yaşıyomuş, o zaman biraz daha genç takılabilirim kabulüyle mi ilgili?

    yani 65 yaş değil de ortalama ömür 40 yaş olsaydı sanırım ömrünüm son 6-10 yılından herhangi bir anını, internette facebookta, ekşisözlükte (alınmasın çok seviyorum) geçirmezdim. (çünkü muhtemelen çoktan evlenmiş, çoluk çocuk pışpışlıyodum)
  • ünlü bir özdeyiş vardır; her genelleme tehlikelidir ve fakat bu, charlize theron için geçerli değildir.

    bir kez daha gördüm, bir kez daha oyunculuğuna hürmet ettim. tamam, güzelliğine ve oyunculuğuna hayranım. diyelim hani, bu güzellik karşısında çok önyargılıyım...ama o kadar da değil, o kadar uzun boylu değil. ne gördüğümü biliyorum.

    bu, theron'un en iyi işlerinden biri.

    şunu da söylemem lazım, filmin girişinde adı geçen metin yazarının adını duyunca bir miktar affallamadım desem yalan olur, yanlış olur. hangi ebeveyn evladına böyle bir isim koyar? ilginç.

    özet: izlenmesi gereken çok nezih bir seyirlik. mutaassıp bünyelere ağır gelebilir...bilemedim...onları zaten hiç bilemiyorum...bu gidişle de bilmem ve üstüne anlamam pek mümkün olmayacak.
  • son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biri. asla ve asla sıkıcı değil. dramatik yapıdan anlamayan, hollywood style aksiyon dışında her filme "sıkıcı yea" diyen andavallara bakmayın siz. izleyin, charlize theron'a bir kez daha hayran olun.
  • theron'un çok iyi oyunculuğunun dahi kurtaramadığı bir film, vasatı aşamıyor. normalde hiçbir eseri ön yargıyla izlemem; fakat başrol seçimini yanlış bulduğumdan ötürü, bu filme bir türlü ısınamadım. bunlara ek olarak, ''zaman kaybı'' denecek kadar kötü olmadığına ve bir şekilde kendisini izlettirmeyi başardığına değinmekte fayda var.
    --- spoiler ---
    -mavis'in sağlıksız beslenmesine karşın devamlı güzelliğinin ön planda olması pek gerçekçi gelmedi.
    -insanın gözüne gözüne sokulan reklamlar rahatsızlık veriyor.
    -düşük hikayesindeki oyunculuk ve tek kişilik theron şovu filmin en güzel yanı.
    -filmde beğendiğim bir diğer unsur ise, klasik hollywood filmlerinin aksine, ana karakterin bir iyileşme göstermemesi.
    --- spoiler ---
  • kendine çok güzel bir konu seçmiş fakat izleyenleri bu konuda düşündürtme veya etkileme işini becerememiş bir film. şehrin haz verici yaşamını yaşayan fakat mutlu olamayan insanın nasıl oluyor da bu hayata devam ettiği üzerine gidilmiş. fakat anlattığı olay ve kullanılan kişilere bakılırsa tartışılacak ve hatta basit denebilecek çözümlemeler yapıyor.

    --- spoiler ---
    mavis gary'e sadece kötürüm matt ve sandra hayran. matt hala eski oyuncaklarla uğraşıp alkol yapan ve kötürüm olmasını kullanıp hayata atılmayan birisi, kardeşi sandra ise tam liseli ergen diyeceğimiz bir karater, şehrin haz veren dünyasına aşık, bulunduğu ortamı olabildiğince lanetleyen ve mavis'in eski hayatını devam ettirmesini sağlayan sözleri de söyleyen kişi.
    fakat maalesef kendisinin bu hayata uygun olmadığını, hayran olduğu mavis ikna edildikten sonra kendisine söylemektedir. zaten filmin özeti sandra ile mavisin konuştuğu son sahnedir.
    fakat kasaba insanlarının mavis'i psikolojisini bozuk diye niteleyebilmiş olmasını gerçek hayatta görememekteyiz. çünkü dünyada,türkiye'de hatta bu sözlük içinde bile, büyük bir çoğunluğumuzun hayata bakışı matt veya sandra'dan farklı değil.

    --- spoiler ---
  • kucuk sehir veya kasabada yasayan veya yasamislarin kendilerinden cok sey bulacaklari bir film.

    onun disinda charlize theron ilerleyen yasina ragmen hala guzel.

    sikilmadan izlenecek bir komedi dram karisimi.
  • sabırsızlıkla beklediğim jason reitman-diablo cody işbirliği. biri son yılların en dikkat çeken yönetmenlerinden, diğeri de en ilgi çekici senaristlerinden olunca heyecan tavan yapıyor. başrolde charlize theron var.

    ayrıca tagline'ına hastayım: "herkes yaşlanır. ama herkes büyümez."
  • daha çok kitap arkalarında görülür bu tanımalama. çocuk kitabı olmadığı bariz olan, ancak eleştirmenlerin okurken içlerinin rahat etmediği, onların 'ulen bu da kitap mı bee? yazaydın ya şöyle babalar gibi akıllı mantıklı gerçek dünyada geçen bi trajedi' gibi şeyler düşünmelerine sebebiyet veren kitapların hedef kitlelerini tanımlar.
  • bu yılın en iyi kadın oyuncu performanslarından, muhteşem!
  • oldukları gibi gerçek hayattan alınmış gibi görünen rahatsız edici, can yakıcı, sinir bozucu hatta yer yer utandırıcı "young adult" karakterleriyle çok gerçek, huzursuz edici ama güzel film.
hesabın var mı? giriş yap