• ingiltere'nin kuzeyinde yorkshire bolgesinin merkezi olan bu sehrin tarihi soyledir:
    43 yilinda romalilar gelmeden once sehirde keltler yasiyorlarmis, romalilar 400 yilina kadar burada kalmislar. daha sonra germen anglo-saxonlar istila etmisler burayi. sehrin bir dinsel merkez haline gelmesini saglayan york minster'in temelleri bu donemde atilmis. 800'lu yillarda bu sefer de vikingler gelmisler york'a, sehre jorvik adini koymuslar. sehrin cilesi bununla da bitmemis, bir de normanlarca isgal edilmis 11.yy'da. ortacagda yildizi epeyce parlayan york, tam uc yuz yil boyunca ingilterenin en onemli ikinci merkezi olmus ama daha sonra pamuk uretiminin baska bolgelere kaymasindan onemini yitirmis.
    bugunku york'un en onemli ozelligi, york minster katedralidir; guzel bir yapidir; ortacagin en buyuk katedrali olarak anilmaktadir. sehirde, katedralden baska gorulmesi gereken yerler arasinda clifford's tower, york castle museum ve jorvik viking museum vardir. bunlardan clifford's tower suni bir tepe uzerine kurulmus bir kuledir ki muhtesem bir sehir manzarasi gormek isteyenlere mutlaka cikmalari tavsiye edilir.sokaklarinda viking kostumleriyle dolasan insanlara rastlamak da mumkundur. tarih kokan sempatik bir yerdir.
  • new york'un hammaddesi*.
  • sehrin bende yarattigi hissiyat her an basimin uzerinden supurgesine binmis bir halde harry potter ve arkadaslarinin gececegi yonunde. etraf tarihi binalarla orulmus durumda. bu kadar guzel tarihi dokusu olan ve insani sikmayan sehir gormedim simdiye kadar. ayrica yemseyil ve tertemiz de. evlerin ise ayri hastasi oldum. yasanacak sehir vesselam.
  • braveheart filminde stirling köprüsü savaşı'ndan sonra william wallace tarafından iskoçlar adına şehrin işgal edildiği anlatılmaktadır. william wallace gerçekten de savaştan sonra kuzey ingiltereyi işgal etmiş ancak york şehrini istila etmeyi bırakın yakınına bile gelmemiştir. intikam ve malzeme tedariki açısından corbridge, hexam, cumberland, durham ve carlisl şehirleri istila edilmiştir.
  • 200 bin civarı nüfusuyla ingiltere'nin büyük şehirlerinden olmasa da, tarihi ve konsept mekanlarıyla gezilmeyi hak eden bir ingiliz şehri. bu özellikleriyle senede 8.5 milyona yakın ziyaretçi alıyor (istanbul'a 2018’de gelen turist sayısı 13 milyon). yougov araştırmasına göre york, birleşik krallıktaki en popüler ikinci şehir.

    kısa ziyaretimde gördüklerimi fotoğrafladım ve şehirde yapılabilecekleri aşağıda çektiğim fotoğraflarla birlikte sıraladım:
    -şehre trenle geldiğinizde istasyondan çıktığınız anda karşınızda şehri çevreleyen surları görüyorsunuz. tren istasyonunun arka tarafında ise ulusal demiryolu müzesi bulunuyor.
    -york surları: ingiltere'deki en korunmuş surlar york şehrinde. bu surlar 13. yüzyılda eski romalılar tarafından yapılmış ve daha sonra vikingler ve normandlar tarafından onarılmış. tamamı 3.5 km civarı olan surlar, zaman zaman şehre giriş kapıları ve nehir üzerindeki köprülerle kesilse de üzerinde yürümeye müsait. ben 15-20 dakikalık bir bölümünü yürüdüm, tamamını yürümek 2 saat alıyormuş. surlardan fotoğraf 1 fotoğraf 2, uzakta görünen yapı york minster
    -sur kapıları: istanbul'un edirnekapısı, topkapısı varsa, york'un da micklegate, walmgate kapıları var. gerçi burda kapılara "bar" diyorlarmış. kapı isimlerindeki gate, aslında sokağın ismi oluyormuş. hatta york için şöyle bir espri de var: "york, where the streets are called gates, the gates are called bars, and the bars are called pubs". altından geçtiğim ve restorasyon altındaki kapılardan birisinin fotosu: görsel
    -ulusal demiryolu müzesi: 1975'te açılan bu müze, 6 binden fazla parçaya ve 100'e yakın lokomotif ve tren vagonuna ev sahipliği yapıyor. büyük hangarlardan oluşan müzeye giriş ücretsiz. dünyanın en hızlı buhar motorlu lokomotifi olan mallard (fotoğrafı, efsanevi buharlı lokomotif flying scotsman, japon hızlı treni shinkansen gibi örnekler müzede bulunuyor. müze istasyona yakın olduğundan ilk olarak burayı ziyaret ettim ve vaktim el verdiğince her yerini görmeye çalıştım. müze tamamen çocuk dostu olarak tasarlanmış ve çocuklar için de birçok ekstra etkinlik alanı bulunuyor. müzeden bir fotoğraf: görsel
    -ouse nehri: ingiltere'nin en uzun 6. nehri ve york şehrinin ortasından geçiyor. surlar nehrin iki yakasında bulunsa da daha tarihi yapılar nehrin doğu kısmında yer alıyor. üzerindeki köprülerden yürüyerek geçebiliyorsunuz. nehir üzerinde tur yapmak isterseniz river cruise opsiyonlarına bakabilirsiniz. nehir hem gündüz görsel hem gece görsel güzel pozlar veriyor.
    -york kalesi müzesi: york'un tarihini hem tarihi nesnelerle hem de farklı etkinliklerle öğrenmek istiyorsanız, bu müzeyi ziyaret edebilirsiniz. william the conqueror tarafından 1068'de yaptırılmış york kalesi bölgesinde bulunan müzeye giriş ücretli. detayları şurada.
    -clifford's tower: hemen kale müzesinin yanındaki tepede bulunan bu kuleyi görünce, merdivenlerden çıkmaya başladım ama görevlinin "excuse me hoop" çekmesiyle durdum. meğersem buraya çıkış da paralıymış. detayları şurada. ben çıkmadım ama çıkınca york şehrini bir tepeden görebiliyormuşsunuz. burası da william the conqueror tarafından kuzeyden gelen isyankarları önlemek için yaptırılmış. çıkmasanız da kule yakışıklı pozlarla size bakıyor. gündüz gece
    -shambles: burası ingiltere'nin en eski alışveriş sokaklarından biri. sokak, tarihi evler ve dükkanlarla dolu ve eski ingiltere'nin atmosferini yansıtıyor. görsel 1 görsel 2
    -the shop that must not be named: shambles'ın önünde kuyruklar olan en meşhur dükkanlarından biri. ama aslında geçmişi sadece 2017'ye dayanıyor. meşhur olmasının sebebi ise, ingilizlerin popüler kültüre 25 yıllık hediyesi "harry potter". bu dükkanda harry potter serisiyle alakalı farklı hediyelikleri satın alabiliyorsunuz. york'a süpürgenizle geldiyseniz, dükkan önüne park edebilirsiniz. görsel
    -york hayaletleri dükkanı: shambles'taki popüler dükkanlardan birisi de buydu. ben ziyaret ettiğim zamandaki cadılar bayramının etkisiyle kalabalık diye düşünmüştüm ama her daim popüler olduğunu söylediler. dükkanın detayları ve hikayesi.
    -viking merkezi: şehrin viking geçmişini farklı etkinliklerle deneyimleyebileceğiniz aile dostu bir etkinlik merkezi. burası da popüler yerlerden ve gitmeyi düşünüyorsanız önceden ayarlamanız da fayda var. detaylar için websitesi.
    -the hilt balta atma etkinlik merkezi: duyunca "nasıl yani" diyebilirsiniz, görünce ben de başta anlayamadım. şehir viking geçmişinin etinden sütünden faydalandığı için, cin fikirli girişimci böyle bir etkinlik yeri açmış. arkadaşlarınızla bowling oynamaya gider gibi, karşıdaki hedefi balta atıp vurma oyunu oynayabiliyorsunuz. detaylar şurada.
    -york minster: şehrin aslında en meşhur ve heybetli yapısı. başka yerlerde katedral dense de, york kendisini "minster" olarak adlandırmış. 7. yüzyıldan beri şehrin merkezinde yer alan yapıyı ziyaret etmek için detaylar şurada.
    -constantine heykeli: katedralin gölgesindeki bu heykel, beni york'ta en çok şaşırtan şey oldu çünkü bu constantine, bizim bildiğimiz o constantine çıktı. yani istanbul'u roma imparatorluğu'nun başkenti yapıp ismini constantinople yapan meşhur constantine. meğersem zamanında babası ölünce askerler kendisini york'ta imparator ilan etmiş. o da york'tan kalkıp rakiplerini yene yene istanbul'a kadar gelmiş ve şehrin tarihini değiştiren isim olmuş. görsel
    -york chocolate story: hem çikolataya adanmış bir mağaza, hem de rehber eşliğinde gezebileceğiniz bir çikolata deneyim alanı. atölyelerine katılıp kendiniz çikolata da yapabiliyorsunuz. görsel
    -barley hall: güzel korunmuş eski bir bina, avlusunda kahve içebiliyorsunuz. görsel
    -yorkshire pudding: ingiltere'nin meşhur yiyeceğini kendi bölgesinde yemek isterseniz, bu işi biraz daha fast food haline getirmiş york roast co. dükkanından yorkshire pudding wrap olarak dürüm formatında deneyebilirsiniz. fırınlanmış et, hindi ve sebze seçenekleri bulunuyor. görsel
    -guildhall: 15. yüzyıldan kalma lonca salonu, şu sıralar ingiltere'nin iyi okullarından university of york bünyesinde okulun binalarından birisi olarak hizmet veriyor. nehirden güzel görüntüsü sebebiyle şehrin sembol yapılarından birisi.
    -merchant's adventurer hall: ticaret odası diyebileceğimiz bu oluşum, 660 yıllık binasını günümüzde yemekli etkinlikler için kullandırıyor. görsel

    york ziyaretimi anlattığım şehir hikayeleri podcast bölümü için buyrun: spotify apple podcasts
    benzer seyahat fotolarını paylaştığım instagram hesabım
  • stonegate'ten zamaniniz kalirsa peasholme green'de black swan'da bir bira iciniz zamaniniz var ise..
    disaridan $ekspir'in evine benzeyen bir mekan gibi gelmesi normaldir.. lakin 1417 yilinda yapilmistir.. ve 17. yuzyilda az biraz restore edilmistir.. baktiniz olmadi golden fleece ya da tanners moat'ta bulunan ve hansel olmasaniz bile yeme gudusunu tetikleyen goruntusu ile the maltings'e gidebilirsiniz.. bakin iste..
  • her yil halloween zamani ne kadar guzel oldugunu hatirladigim cikolata. after eight'in sismani.

    mahalleli cocuklarla birlikte trick or treat'e gidicem sonunda o olacak.
  • kasım 2005 te johnson controls bünyesine katılmış, endüstriyel iklimlendirme firması. klima santralleri (bkz: ahu) izmir'de üretiliyor, ancak diğer tüm cihazları yurtdışından ithal ediyorlar.
  • londra'dan günübirlik gidilesi, gördüğüm en sevimli şehirlerden biri. atlayınız trene, gidiniz görünüz. the shambles diye bir caddesi var -yazılmamasına çok şaşırdım, kendinizi direkt ortaçağ'da sanıyorsunuz. daracık bir sokak, kasaplar bölgesiymiş eskiden. eskiden dediğim de 14. yüzyıl. sokak o kadar dar ki, günışığı girmesin, ortam serin olsun da etler bozulmasın demişler. bunun dışında da minik minik sokaklar, tea roomlar, cupcakeciler, çikolatacılar, parklar...hepsi görülesi.
  • düşesiyle meşhur ingiliz şehri
hesabın var mı? giriş yap