• artık türkiyede satılanı mı boyledir, vatanında içemediğim için bilemiycem, içinde meyan kökü bulunmakta. hem buram buram kokuyor hem de o boğazda bıraktığı kekremsi tat... şu kekremsi lafını da asla cümle içinde kullanamayacağım zannederdim. yanılmışım.
  • arjantin menseili cayimtrak icecek. arjantin, bolivya, sili, yer yer brezilya, bol bol uruguay'da tuketilir. malumunuz uzere rahmetli che guevara'nin da hayattayken elinden dusmeyen seylerden biridir.
    peki allem ettim kallem ettim edindim ben bundan, nasil tuketicem? soyle olacak: once bir de mate kabi edinilecek pek tabii. yoksa duz fincan, kupa vs. yaninda bir adet metal pipet de olur. lakin makbulu herseyi adabiyla yapmak elbet. once kabimiza bir miktar soguk su koyuyoruz (1/4 kafi). ustune basiyoruz yesil yesil mateleri (aman dikkat paketler karismaya). bir miktar bekliyoruz, cekiyor mate o suyu. onceden hazir ettigimiz takribi bir litre sicak suyumuzu bir termosa dolduruyoruz (zira her dem sicak olmasina ihtiyac duyacagiz). artik o suyu kabimiza dokup dokup, talep dogrultusunda seker ekleyerek veya eklemeyerek, pipet vasitasiyla ( bu is icin ozel metal pipetler var, plastikle denemeyin aglarsiniz) hopurdete, hopurdete iciyoruz. hatta o termosu koltuk altina alip, elde kap salina salina gezinmek de mumkun.
    ha butun bunlari anlattin iyi hos, lakin biz bu aparatlari, yok efendim mateyi nerden bulucaz diyen olursa ona da rte'den bir alintiyla cevap vermek boynumun borcudur; "yemegini de ben pisireyim istersen!".
  • arjantin'den ziyade uruguay'da bir salgin halindedir bu cayin tuketimi. su kadar ki, sokaklar mateinmandan gecilmez. sol koltuk altlarinda tasidiklari termoslardan bombilla vasitasiyla icerler. hatta bu durusa, uruguaylinin ulusal durusu da denebilir. gunde alti litre mate tuketen oldugu musahade edilmistir. tadi da zikkim gibi bi seydir.
  • yıllar önce natalia oreiro'nun oynadığı bir arjantin dizisinde sanırım adı kaçak kız* idi ve eve gelen pedere kolu komşuya ikram edilen bir içecekti benim için. merak edip ne olduğunu araştırmamıştım fakat koyu bir kıvamı olduğunu, havan benzeri bardaklarda metal kamışlar ile içildiğini hatırlıyorum. çok ekzantrik bir durumdu.

    yıllar sonra annem sabah her kanalda ayrı ayrı verilen doktor programlarında duyuyor bu çayı. gidiyor buluyor bir yerlerden alıyor. bizden gizli gizli içiyor bir süre. ben de bitki çaylarına olan malum ilgim nedeniyle kısa sürede evimizdeki varlığını farkediyorum . annemin bana söylememesinin nedeni zayıflatma çayı olarak almasından kaynaklanıyor. doktorlar bunu bu şekilde anlatmış çünkü. ben hemen anılarımı canlandırıp bir iki site gezdikten sonra nasıl demlendiğini buldum. annem normal çay demler gibi demleyip içiyormuş meğer. olmaz dedim. onun bir usulu var. geleneksel mate demleme yöntemleri var, normal rize çayı mı sandın sen onu annem. elimizdeki imkanlar ile tam olarak yöntemine uygun demleyemiyoruz hala. fakat oldu gibi bir şey.

    kendi yöntemimi ve içtikten sonra nasıl bir etkisi olduğunu anlatacağım ama önce örnek aldığım bir kaç tarifi siz de izleyin, bunu da izleyin

    görüldüğü gibi bir tarifte soğuk su ile diğerinde ise ılık su ile ön absorbsiyon yapılıyor. ben soğuk su ile yapmayı daha uygun buluyorum. ikisini de denedim. ılık su daha kolay emiliyor mate tarafından. bu istenen bir şey aslında ama aromasında ciddi bir fark yaratıyor soğuk su ile ıslatmak. ben termos bardaklarda yapmayı tercih ettim. elimde en güzeli bu vardı. ayrıca sıcaklığını hissetmek için de iyi oluyor. tahta havan gibi bir şeyle de denedim ama garip bir tatminsizlik yaşadım. sonuçta bizim de çay içme geleneğimizde sıcak bardağı avucumuza almak var. mate çayını bardağın yarısına kadar koyuyorum. avuç içimle bardağın ağzını kapatıp iyice sallıyorum. homojen bir toz haline geliyor. sonra tozun bardağın bir tarafına yığılmasını sağlamak için yan tutuyorum. bardağın boş kalan kısmına ince ince soğuk suyu döküyorum. biraz bekledikten sonra suyu tamamen emiyor çay. o sırada kaynamış olan suyu da aynı yere döküyorum ve yan tarafta kalıp gibi duran mate tozu dağılmıyor. soğuk su ile karışan kaynar su hafifçe köpürüyor. yarısı köpük yarısı çay. güzel bir görüntü. benim bombillas'ım yok tabi. naptım ben de kamışın ucuna boncuk tıkadım. evet komik ama işe yaradı. kamışın içine cuk diye oturan delikli boncuk bulmak zor ama benim inanılmaz el işi çıkımda yok yok elbette. mate drinking set alana kadar kendi icadımla içmeye devam edeceğim. siz bu kadar zahmete katlanamam diyorsanız en güzeli french press ile de yapabilirsiniz. denedim sonuç harika. ama uğraşmak benim için bir zevk. bakınız çiko'nun mate seti

    gelelim etkilerine. inanılmaz derecede rahatlık dinginlik bir o kadar da canlılık veriyor. rahatça odaklanmak ve açık bir algı için günde 2-3 kez içilse yeridir. etkisini anlatmak için şu denklemi görmenizi istiyorum. enerjik, mutlu ve algısı açık olmak için işte güçte zor tabi demlemesi fakat plaza insanına koyar mı? verir parası neyse alır. buralarda bulmak zor diyenler için ufak bir araştırma da yaptım belki kapalı çarşıda bulabiliriz kanısındayım. alamayan bulamayan iş yerinde klasını sarsmak istemeyen var ise french press yapsın derim ben.

    avrupada hatta amerikada bile çeşitli mate barlar var. varşova'da guarani mate bar en hoşuma giden yer oldu. sıcak bir havası var. onu da karpuz dilimi küpeli rastalı bandanalı sunucu kızın programında anladım.

    eğer bir gün sıcacık, rengarenk, tatil kasabası cafesi açarsam tüm dünya kahveleri gibi tüm dünya çaylarını da mönü'me ekleyeceğim. beklerim. sırada hangi çay var bakalım. afiyet olsun.

    (bkz: sağlıklı ve uzun bir ömrün sırrı/@cikolatali catlak kurabiye)
    (bkz: yeşil çay/@cikolatali catlak kurabiye)
  • güney amerika ülkelerinde, özellikle arjantin'de içilen içecek. özel kaplarda sıcak olarak içilir, alışık olmayanlarda baş dönmesi yapar, o diyarlarda bu içecek ingilizler nasıl çaya tiryakiyse bizler de mateye tiryakiyiz, bu bizim çayımız deseler de bu çay sarhoş ediyor. bir sürü ne idüğü belirsiz bitkilerin su ile kaynatımından elde ediliyor.
  • mate, paraguay’da yetişen bir ot ve arjantinliler’in en büyük tutkusu. ‘chimarrão’ ya da ‘cimarrón’ olarak da adlandırılan bu içecek güney amerika’da sıklıkla tüketilen bir içecek. kuru yerba (paraguay çayı) yapraklarının sıcak suyla buluşmasıyla elde ediliyor ve özel bir kapta tüketiliyor. mate; arjantin, paraguay ve uruguay’ın milli içeceği. yani bizler için çay ne ise, onlar için mate o. fakat içeceğin tüketimi bu ülkelerle sınırlı değil; brezilya ve şili’de de bolca tüketiliyor. hem çaya hem de içeceğin koyulduğu kaba “mate” ismi veriliyor aslına bakarsanız ve bu kap da ayrıca önem taşıyor. su kabağından yapılan ve üzeri geleneksel motiflerle süslenen bu kaba koyulan mate ‘bombilla’ adını verdikleri ucu süzgeçli gümüş bir kamış yardımıyla içiliyor. aslına bakarsanız, bombilla hem kamış, hem de süzgeç görevi görüyor. zira içecek kaba konarken süzülmüyor ve öğütülen yerba yaprakları çay süzgecinden geçebilecek büyüklükte oluyor. ayrıca bambilla bildiğiniz kamışlardan da değil, bu kamışın alt kısımda kalan ağzı daha geniş ve ağzın birçok yerinde küçücük delikler bulunuyor. fakat dilerseniz poşet çay şeklinde tüketilen mate karışımlarını da marketlerde bulabiliyorsunuz. mate hazırlamak zor geldiyse, bir markete uğrayıp “mate cocido” istediğinizi söylemeniz yeterli.
    gelelim kafeinli bu içeceğin buenos airesliler için ne ifade ettiğine. öncelikle bu içeceğin hem bedeni hem de ruhu iyileştirdiğine inanıyorlar. yapılan tıbbi araştırmalar da matenin kanseri önleyici bir etkisi olduğu yönünde. buenos aires’te mate tutkusu hastalık derecesinde. biz nasıl ince belli bardağımız olmadan yapamıyorsak, bu kentte de mateye her yerde rastlamak mümkün. en basidi, durakta beklerken bile evinden malzemelerini getirmiş yaşlı bir kadının matesini hazırladığına şahit olabilir ya da bir elinde mate son sürat giden bir şoförle karşılaşabilirsiniz. içeceğin tadına gelince, bizim alışık olmadığımız bir tat ve insana bu kadar zahmete değmediğini düşündüyor. bu içeceğin öyküsü de en az hazırlanışı ve sunumu kadar ilginç. guaraní insanları arasında dilden dile dolaşan eski bir hikaye anlatılıyor bu konuda. çok eski zamanlarda ay ve bulut tanrıçaları dünyayı ziyaret ederler; fakat ziyaretleri sırasında bir jaguarın saldırısına uğrarlar. yaşlı bir adam imdatlarına yetişir. işte bu yardımın karşılığında mate otunu ikram ederler yaşlı adama ve bu otla dostluklarını mühürleyecek bir içecek hazırlamasını isterler ondan. belki de bu yüzdendir ki, aynı kaptan mate içen insanlara rastlayabilirsiniz buenos aires sokaklarında.
  • müptelası oldum.
    iş yerinde sıcak-soğuk su sebili olması sayesinde istediğim sıcaklıkta suya ulaşma şansına da sahibim. gün boyu tüketiyorum.
    başta tadı o kadar iyi gelmese de yapa yapa geliştirdim kendimi galiba. artık zevkle içiyorum. insanı rahatlattığı bir gerçek. kilo vermeye de yardımcı. iş yeri stresini de alıp götürmesi cabası.
    tek sorun özel pipeti (bombilla) ve bardağı (gourd) insanlara farklı geldiğinden başta "havan kime" kardeşim bakışlarına maruz kalabilirsiniz. kahve manyaklarının french pressi, filtre kahve makinesi, kağıdı şusu busu hava değil de kabaktan bardakla, süzgeçli pipet hava gibi algılanabiliyor çünkü.
  • almanya'daki arkadaş tarafından tarafıma ulaştırılmış paket içinde gelen lezzet. yerba matenin hasosuna hasret kaldığım günlerde malatya pazarı, kırkambar, arifoğlu ve macro center'larda satılan si-ha markalarını deneyimlediğim içecek. onlar da arjantinden geliyor ama karşılaştırmak gerekirse, buradakileri pek beğenmedim. taze değilmiş gibilerdi. kokusuz, tozsuz, tat yoğunluğu az. ama hiç yoktan iyiydi, içtik.

    belirtmekte fayda var, matelerin materyallerine göre çeşitleri var. su kabağından yapılan, palo santo vs ağaçlarından yapılan, seramik, cam, plastik, bambumsu bişeyden yapılan vs. bunlardan su kabağından ve ağaçtan olanlarını kullanmaya başlamadan önce bir işlemden geçirmek gerekiyor ki, ilk kullanımda sıcak suyu yediği gibi ortadan ikiye ayrımasın. youtube'da çeşitli yöntemler mevcut. ben iki tane palo santo matemi çatlattım. üstelik ikincisinde doğru "cure" işlemini yaptığımı düşündüğüm halde. özetle, kullanılmış nemli haldeki yerbayı matenin içine koyup 12 saat bekletmek gerekiyor. sonra bu işlem en az bir kez daha tekrarlanıyor. böylece materyaldeki mikroskobik deliklerin kapandığını ve sıcak su koyunca çatlama olasılığının azaldığı söyleniyor.

    ps. çok merak edenler için youtube'daki circle of drink isimli kanalı öneririm.
  • mozart in the jungleda maestro rodrigo'nun elinden düşürmediği içecek. ilk bölümlerde detaylı tarifi de bulunur. buyrun
  • arjantina da gün boyu içilen geleneksel içecek. demir kamışlı küçük bir cezvede yudumlanır. her arjantinlinin kendi gölgesi gibi her yere taşıdığı ve başkasıyla paylaşılamıyacakçasına kişiye özel bir mate cezvesi olur.
hesabın var mı? giriş yap