• yalnız kalma isteği, kendi kendine yetmek, boş öğütlere sabırsızlık, yüksek sese tahammülsüzlük, sonunu gördüğün iletişime hiç başlamama isteği.
  • arkadaşımın oğlu uçak mühendisliğini kazanmış; sanki daha dün altını bezliyordum, ağzına biberonunu veriyordum, memelerime yatırıp uyutuyordum. ne ara büyüdü de
    kocaman kıllı bir herif oldu.

    "kız arkadaşın var mı" dedim, "var" dedi, "öpüştünüz mü, memeleri güzel mi" dedim, cevap vermedi, güldü geçti.
    hani ihtiyarlar ne dese şaşırmazsın ya, güler geçersin. o da öyle yaptı.

    beni çok sevdiğini bilmesem içinden bana yaşlı osuruk dediğine bahse girerim.
  • televizyondaki, radyodaki spikere cevap vermek, reklamlara, kamu spotlarına cevap vermek.

    "sigarayı bırakmak istiyorsunuz ama zorlanıyor musunuz?"
    - "yoo, bırakmak istemiyorum, dolaysıyla zorlanmıyorum"
    "sağlık kuruluşları size sigarayı bırakma konusunda yardımcı olabilir"
    - "tarrağımı yardımcı olabilirler."

    "omo-kirlenmek güzeldir"
    - "sen gel de onu bana anlat hamın feryadı, sanki sen yıkıyorsun."

    "cumhurbaşkanı erdoğan'dan önemli açıklamalar geldi"
    - "bir kere de önemsiz bir açıklama yaptığını görmedim zaten, her şeye maydonoz ol amk"

    "iyi partide ikinci istifa geldi!"
    - "daha dur sen, daha ne siktirici olaylar dönecek"
  • bu belirtileri kedimde de görüyorum.
    kendisi 12 yaşında, insan yaşına göre 60-70 yaşında sayılır.

    bahçede baktığım ama kış aylarında eve yerleşen iki kedim daha var, onlar genç, 2-4 yaş.

    asıl kedim (miki) gençken çok çılgındı, evde kırmadık eşya yırtılmadık duvar kağıdı ve mobilya kalmazdı. koltuktan sekip tavana smaç basardı, perdeyi kornişle beraber indirirdi, tavuk kalbiyle saatlerce oynar, pencerenin önüne konan kuşların ödünü patlatırdı ılık ılık.

    şimdilerde artık yaşlanma belirtileri bariz.

    diğer iki kedi çılgınlar gibi birbirini kovalıyor, miki yattığı yerden gerizekalılara bak diyor, çünkü gözgöze geliyoruz, ben düşüncelerini okuyabiliyorum.

    kabuklu fıstıkla oynuyor biri, normalde miki de katılırdı, uyumaya devam ediyor.

    biri fare getirmiş eve, bana hediye babında terliğime koymuş. miki şöyle bir geldi, kokladı gitti, normalde çılgın atması lazımdı, çift kale maç yapar gibi ölü fareyle iyice oynaması gerekirdi.

    artık bir şey kırmıyor, yırtmıyor, hep uyuyor, arada bir koynuma geliyor onda da diğer bir kedi varsa yatağımda, söylene söylene gidiyor.

    bakışları da değişti, daha yorgun bakıyor, tüyleri eskisi kadar parlak değil.
    eski psikopatlığından eser yok kuzumun, uyurken bazen altına bile işiyor.

    beraber yaşlandık.

    *ha geçen gün son bir gayretle koca bir bardak suyu laptopuma devirdi. eski gençlik günlerindeki gibi ipnelik yapmak istedi sanırım, ben de kızmadım ona, 700 lira tamir parası öderken içimden biraz kızdım sadece.
  • aziz nesin’in unutamadığım yaşlılık tanımlaması;
    “ yumuşak yerlerin sertleşmesi , sert yerlerin yumuşamasıdır”
  • bu artık belirti değil de kesinlikle yaşlanıldığına dair karpuz kamyonu gibi ayan beyan bir örnek:

    annem bir keresinde "ben artık herif gibi oldum, istersem kurban kesebilirim ama istemiyorum" dedi.

    babam da bir gün dut ağacının altında otururken, durup dururken "avrat gibi oldum ben artık" dedi, sanırım güle ötmeyen bülbülden bahsetti. daha önce dut ağacının altında nasıl bir film döndürdüğünü mü hatırladı da birden bunu söyledi bilmiyorum.

    kadınlar herif, erkekler avrat gibi olunca kesin yaşlanılmış oluyor.
  • kalabalıktan, fazla insandan hoşlanmamak ve yalnızlığın keyif vermesi. çok keyif vermesi.
  • normal değilmiş gibi değil de, normalmiş gibi gözükmeye çabalamak.

    (ikisinin arasında çok tatlı bir peryod var ama)
  • dedem telefon defterinde ölen arkadaşlarının numaralarının üzerini çizerken daha iyi anladığını söylüyor, yaşlanmanın ne demek olduğunu.
  • arkadaşımın 18 yaşındaki, bebekliğini bildiğim oğlunun amerikan futbolu takımına girmesi, cılız oğlanın birden bire poposunun kaslanması, omuzlarının genişlemesi. kendisi koltukta yüzüstü uzanırken "popon ne güzel olmuş, kızlar elliyor mu" demem.
    gülüp utanması.
    kamışa suyun yürüyüp yürümediğini öğrenmeye çalışan pis dayılar gibi olmak.
hesabın var mı? giriş yap