• 16.03.2003 tarihli yazısı ile koparmış bünye..yazısında özetle;
    ''türkiye ye reçete açıklıyorum canlar'' anafikrinden hareket ederek ''ekonomik büyüme sağlanmalı, faizler düşmeli, enflasyon düşmeli, refah düzeyi arttırılmalı..'' gibi temennileri keşifmiş/icatmış gibi kaleme almış yazmış..böyle laf kalabalıklarının nezdimizde, hastasına ''reçeteni yazıyorum..1-iyileşmelisin 2-düzelmelisin 3-canavar gibi olmalısın..hade bakem..'' diyen doktordan farkı yoktur..denyoluk kulvarında spor yazarlarıyla yarışmayalım ..hem yakışmıyo, hem ayıboluyo..
  • mesut yılmaz ile sınıf arkadaşı olduğunu beyan etmiş. yılmaz döneminde "yolsuzluk molsuzluk yoktu" deyişi beni kahretti. allah belanızı versin pis bunaklar.
  • sn. ilker canikligel'e çok teşekkür ediyorum. az önce yaman törüner'in flu tv'deki programını izledim ve resmen aydınlandım. finans piyasasının içinde çalışan biri olarak türkiye'nin bugün neden gelişemediğini her gün gözlerimle görüyorum. öyle insanlar öyle koltuklarda oturuyor ki, bu halde bir adım ileriye gitmemiz zaten mucize, bunun farkındayım ancak bu program sayesinde geçmişte neden gelişemediğimizi de birebir anlamış oldum.

    yaman törüner kendi deyimiyle üniversiteden mezun olur olmaz merkez bankasına girmiş, biraz çalışıp fed'e gitmiş, ordan sonra türkiye'ye dönüp ülkedeki döviz piyasasını kontrol etmiş, borsa ve merkez bankası başkanlıği ile devlet bakanlığı yapmış. söylediğine göre fed'de dışarıdan gelip çalışan ilk kişiymiş.

    bu kadar titri, görevi ve sorumluluğu olmuş birinin az çok birkaç olumlu özelliği olsun istiyor insan ama nafile. programı uzun süre sabrederek tamamen izledim, bana yanlış geliyor ama belki sonunda toparlar dedim ama yok. baştan sona rezalet. üzülerek söylüyorum ki bu adam hiçbir şey bilmiyor. bakkalım ya da ufak bir tekel bayim olsa başına koymam. bu kafada evimde birisi olsa eline para verip fırından ekmek almaya yollamam. bu nedir ya? nasıl bir bilgisizliktir abi bu? nasıl savunuyorsun bu politikaları.

    beyefendi açıkça diyor ki "enflasyon bir sermaye transferidir". biz de onu diyoruz beyefendi. bu politikalarla bir avuç kişi geri kalan herkesin aleyhine zenginleşiyor. ülkede nitelikli beyaz yakalı kalmayacak bu gidişle. ortalama maaş alan beyaz yakalı yüzde 35 gelir vergisi veriyor, hükümete 128 milyar doların nereye gittiğini sorabilen yok. kalkmış bir de merkez bankası hükümetten bağımsız olamaz diyor. yazık ya, vallahi yazık.

    ayrıca yine beyefendi doktorların para kazanmaması gerektiğini söylüyor, herkesi memnun edemezmişiz. sen belli ki halinden çok memnunsun paşam. yakında alırsın bir koltuk, daha memnun olursun. yolun açık olsun...
  • amerika'da sağlık sistemi bitmiş, türkiye'nin sağlık sistemi dünyanın en iyilerinden dedikten 10 saniye sonra;
    amerika'da yaşadığını, türkiye'de sağlık sistemi ucuz olduğundan yılda iki kere bakıma girmeye türkiye'ye geldiğini, amerikalı doktor hata yaptığında hayatının kaydığını türkiye'deki doktorların kese biçe öğrendiklerini, amerika'daki doktorun tabi ki daha fazla kazanacağını ifade eden eski imkb ve tcmb başkanı, milletvekili, devlet bakanı.
    memleketi şunlara teslim eden aklınızı, vicdanınızı ...
  • "ekonomi profesoru" tansu ciller'in ekonomi bilimine katkisi ne kadar fazlaysa, merkez bankaciligina ve turk iktisatina katkisi o kadar buyuk, derin ve analitik olmu$ ki$i. gazetedeki yazilarinda da "50 farkli parametreyi verince her dedigime inanirlar bunlar" tandansiyla yaziyor fakat neyseki o rakamlari yorumlayabilen uzman ki$iler de var bu ulkede.
  • 1994 başında yaşanan ekonomik kriz ve 5 nisan kararları döneminde, başbakan tansu çiller tarafından tcmb başkanlığına atanan bürokrat, sonradan siyasetçi, daimi fikir ve devlet adamı, türk büyüğü. bu görevi sırasında şansı yaver gitmiş, başta rusya olmak üzere eski komünist blok ülkelerinin, kapitalizme geçiş hevesleri ile imf, abd ve ab bankalarından aldıkları paraları ezmek için laleli üzerinden türkiye’ye dolar akıtmaları üzerine döviz krizi aşılmış, sıcak para politikasının önü açılarak mali piyasalarda rahatlama sağlanmıştır. halen yazmakta olduğu köşe yazılarında bu başarılarıyla gururlanan ve günümüz ekonomi yöneticilerine bunları örnek gösteren kahramanımızın görevi sırasında bazı banka sahip ve yöneticileri ile yakın çalışma ortamı tesis ederek onlara büyük paralar kazandırdığı * iddia edilmiş, geçtiğimiz günlerde de tmsf başkanı ahmet ertürk tarafından geçmişin kirliliğini üzerinde taşıyan yaman bürokrat, bizi de kendisi gibi kirli sanıyor, komisyonlu işe alışmış, parmağını yalamış falan filan diye itham edilmiştir. (bkz: http://www.radikal.com.tr/…=190227&tarih=15/06/2006)
    düşünce müşünce özgürlüğü gibi konularda her nevi buluttan nem kapan savcılarımız, milli müdahil kemal kerinçsiz üzerinde durmadığından olacak, koskoca tmsf başkanının bu ağır ithamlarını ciddiye almamış, suç duyurusu, iddianame, fezleke işlerini gündeme getirmemişlerdir.
  • (bkz: old fart)
  • 250binlik ve 500binlik banknotlarin* ustundeki imzadan anlasilabilecegi uzere asil ismi sakir yaman toruner'dir.
    ciller donemi merkez bankasi baskanidir.
    o gunlerden kalan anilarina dayanan ve sahip oldugu makam geregi eline ulasan ve belki de kanunen saklamak zorunda oldugu bilgileri bugunku internet bilgileri ile karsilastirmaya, tecrube ismini verip haftada bir ciller yalakaligi yapma isini koseyazarligi zanneden milliyet gazetesi ekonomi kalemi.
  • entry ile aynı tarihli milliyet'teki yazısı güldürmüştür. ülke kaynıyor, hsyk, mit, tib, meb yasaları çıkıyor, ekonomik sorunlar var, ab müzakereleri askıya alabilirim diyor, bizim ki kalkmış dünyanın en kötü icatlarını köşesinde yazıyor. ayıp be ayıp.
  • yabamı aldım geliyorum*
    şaka şaka yiğidi öldürelim hakkını yemeyelim modundayım ben biraz, e tâbi şeytanın avukatı olmayı da severim şimdi herkes sallayınca bi savunasım gelmedi değil.

    başta ilgiyle izledim, sonrasında ilgim daha da arttı zira çarpıcı şeyler söylüyordu. şimdi yalan yok;

    -kapitalizmin ağababası abd oyunu kurallarına göre oynamaktansa sıkıştığı yerde ambargo, cia eliyle darbe yapıyor mu yapmıyor mu?

    -tl/dolar farklı para birimleri olduğu için farklı aksiyonlar almaktan abes bir şey var mı? yüksek faiz uygulaması en çok biz sıradan çinko pillerin anasını ağlatacakken faizlerin yükseltilmesine niye heves ediyoruz? kaldı ki fed bile faiz arttırma konusunda çok ürkek, son 5 yılda her faiz artışından söz ettiğinde piyasanın tepkisinden dolayı hâlâ faiz artışını daha da yayvan bir biçimde uygulayacağına dair emareler gösteriyor.

    -sanat, ille de sanat dediği yerde hiç mi gerçekçi değil? kültürel hegemonya, veya emperyalizm diyin siz bilirsiniz, akabinde diğer güç dallarında hegemonyayı sağlamıyor mu?

    -2 üst fıkrada yazdığım bu oyunbozan hareketler güven kırıyorken kendinden rezervli doların da tüm dünyada oyunbozanlık yapmayan, tamamiyle güvenilir para birimi olabilmesi mümkün görünüyor mu?

    - ilker beyin de dediği gibi, kripto paralar limitli olmasından ötürü bir güven sağlıyordu. ama çeşidini arttırıp sosyal medya gazıyla çocuk oyuncağına çevirdikten sonra bir anda saçma bir şekilde değer kaybetmedi mi?
    (hoş limitli de sayılamaz zira bildiğimiz para ancak 100 parçaya kuruş/cent olarak bölünebilirken kripto değerler milyonda bir olarak bile tedavül edilebiliyorlardı.)

    -yine kapitalizmin, liberalizmin kurallarına göre oynanmadığı için ki bu oyunda eğer kaybedersen sahiden kaybedersin. 2008de bankaların kaybetmesine izin verilmemesi, atilla yeşilada'nın 19. dakikada bahsettiği borsada kimsenin kaybetmesine izin verilmemesi kapitalizmin temel kurallarının deşilmesi değil midir?

    -doktorlar konusunda, değinmek istemesem de zira hem uzun soluklu bir mesele değil hem de tıpçıları cidden çok severim, doğruya doğru eğer malpraktis davaları bakımından değerlendirilecekse türkiye'de devlet hastanelerindeki doktorların ağzının yanması çok zor. özel hastanelerde ise özel sağlık sigortaları çok yardımcı oluyor. ayrıca türkiye'de cezai sorumluluk da ağır kusur harici yok.
    abd'de kapsamlı olarak ne olduğunu bilmediğimden ahkam kesmek istemesem de yasal düzenlemelerin değiştirilmesi gerektiğine dair birçok serzeniş olduğunu görmek zor değil.

    dediğim gibi; ben bu adamı ne tanırım ne bilirim, ne severim ne de nefret ederim ama yabalarımızı ateşe verip üzerine koşmadan önce acaba söyledikleri şeyler üzerine düşünsek mi?
hesabın var mı? giriş yap