yadsımak
-
-
(bkz: yokumsamak)
-
ne kadar etkili ne kadar etkisiz bilmiyorum ama ilk sarıldığım savunma mekanizmam. o yokmuş gibi düşünüp, davrandığımda acı çekmiyorsam eğer neden gözüme gözüme sokayım ki. neden kendime defalarca bıçak saplayayım. yok işte. o yok acı yok. varsın hiç de olmasın...
-
-
benlik için tehlikeli olan ve istenmeyen sonuçlar doğurabilecek bir gerçeği yok saymak, görmezden gelmektir.
-
-
yaptığı bir işi, söylediği sözü veya tanık olduğu bir şeyi yapmadığını, bilmediğini söylemek, yaptığını saklamak, inkâr etmek
-
d. h. lawrence immanuel kant'tan "sevimsiz kant" diye söz edermiş. çevirmen nesrin tanç'a göre lawrence'ın kant'a ve psikanlistlere eleştirisinin kalbinde idealin egemenliğini yadsıma yatıyormuş.
"ne var ki varlık-olmayan varlığın karşıtı [contraire] değil, çelişiğidir [contradictoire]. bu da, hiçliğin mantıksal olarak varlıktan sonra gelmesini gerektirir, çünkü hiçlik önce ortaya konmuş, sonra da yadsınmış olan varlıktır." jean-paul sartre - l'etre et le neant
"önemli soru şudur: öfkesinin yoğunluğunu fark etmek hasta için neden katlanılmaz bir durumdur? nefretinin yaygın, sürekli, kuşatıcı niteliğini neden yadsımak zorundadır? bu tahammülsüzlüğün sevilen nesneyi (özgün olarak hastanın nefretiyle yok edilme tehdidi altındaki iyi anneyi) yitirme korkularının ifadesi olduğuna inanıyorum." otto kernberg - sapıklıklarda ve kişilik bozukluklarında saldırganlık
mephistopheles:
"hep yadsıyan bir ruhum ben
haklıyım bunda var olan
yok olacak sonunda tümden
yeğdir var olmamak var olmaktan.
günah dediğiniz ne varsa sizin
yıkım, kısacası kötülük
benim özümdedir, bu yüzden." goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)
"yazar, konuşan kimsedir: o gösterir, ortaya koyar, buyurur, yadsır, çağırır, yalvarır, hakaret eder, inandırır, araya sokuşturur. bunu boş yere yaptığı zaman ozanlaşmaz. hiçbir şey söylemeden yazan konuşan bir düzyazı yazarı olur." jean-paul sartre - edebiyat nedir
(bkz: yadsınlık)
(bkz: yadırgamak)
(bkz: inkar etmek) -
bir yorgo seferis siiri, cevat capan cevirisiyle:
yadsima
bir güvercin gibi ak
o gizli kıyıda
susadık öğle üzeri:
ama tuzluydu sular.
sarı kumların üstüne
adını yazdık onun,
ama bir rüzgâr esti denizden
ve silindi yazılar.
nasıl bir ruh, bir yürek,
nasıl bir istek ve tutkuyla
yaşadık:yanılmışız!
değiştirdik öyle yaşamayı. -
bir seyleri belirlemek
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap