• filistinli olmadığı için, ölümüne üzülmek abes kaçıyormuş.

    ölümüne üzülenler de var elbet, skine bile takmayanlar da. ben bir müzisyen olarak, üzülen taraftayım, çok büyük bir sesti.

    skine takmayan hatta üzüldüklerini belirten insanları prim yapma çabasıyla itham eden kesime gelince, adama sormazlar mı, "yarrağım madem skine takmıyorsun, yürü geç bak işine, niye illa belirtiyorsun skine takmadığını? esas prim yapmaya çalışan kim acaba?" diye?
  • gecenin bi vakti öldüğü haberini alıyorum, öldüğünden çok 90'larda çocuk olmuş bizlerin aksine 90'larda doğmuş pis bi nesilin üyelerinin pis yorumları canımı acıtıyor. siz ne zaman ve nasıl bu kadar gaddar oldunuz yahu? bu kadar duygusuz, bu kadar hissiz? "su testisi su yolunda kırılır" lafından nefret etmiyorum da sizin gibi bu lafı fütursuzca her benzer ölümden sonra kullanabilen nesilden nefret ediyorum! kurt cobain in öldüğü zamana, onun ölümüne derinden üzülen neslin acısına yaş olarak yetişmemiştim, ama benim jenerasyonumun çoğu gibi, böyle yorumlar yapmazdım yapmadım lan! amy winehouse öldüğünde de aynı şey olmuştu ama bu gecenin bi vakti delirtti beni resmen. sizi ve gaddarlığınızı gördükçe yerinizde olmadığıma tekrar tekrar seviniyorum. varsın uyuşturucudan ölsün whitney houston, o benim ve benim jenerasyonumun hayatının bir döneminin fon müziği olarak her zaman hatırlanacak...
  • nedenini bilmiyorum ama michael jackson öldüğünde ne hissettiysem, şimdi de aynısı hissediyorum. kim ne derse desin, 90'larda çocuk olan herkes bence üzülmüştür zira 90'lardaki tüm dizilerde başta i will always you olmak üzere, whitney houston şarkıları çalardı.. allah rahmet eylesin..
  • çok büyük bir sesti. büyük hayrânıyım, telefonuma sevgilimden gelen mesajla uyandım ve tüylerim diken diken oldu. inanmak istemedim, istemiyorum. şoktayım.

    hakkında gerzek gerzek "uyuşturucudan öldü, iyi oldu.", "şu şu ölse üzülmezsiniz ama." yazan ve insan olduğuna zerre inanmadığım yaratıkları da bir güzel gün yüzüne çıkarmıştır. yaşam böyle adâletsiz işte. kendinden başka kimseye zarârı olmayan, ne yaşadığını, neden uyuşturucu kullandığını bilmediğimiz, hattâ henüz resmî olarak ölüm nedeninin uyuşturucu olup olmadığı bile açıklanmamış bir insandan bahsediyoruz. bir anneden, bir evlâttan, bir insandan, anlıyor musun oksijen isrâfı? o beyne, o anlayışa sâhip misin ahlâksızın önde gideni? keşke geberip giden sen olsaydın da bu sıçmıklarını görmeseydim, sabah sabah midem bulanmasaydı. insana nefret duygusunu ne de güzel aşılıyorsunuz. amaç ilgi çekmekse de allah belâsını versin senin de sana bünyesinde yer veren sözlüğün de, sana ahlâkın zerresini veremeyen ailenin de toplumun da.

    uyuşturucuya kimse normâl bir psikolojiyle başlamaz. bağımlılık bir hastalıktır, ve bunun ne şakası, ne dalgası, ne de "amerikalıydı zâten." gibi orospu çocukluğunun daha fazla tavan yapabileceğine inanmadığım biçimde ırkçılığı olabilir. ne basit, ne zavallı, ne iğrenç yaratıklarsınız siz ya.

    edit: anlatım bozukluğu giderildi.
  • (bkz: kişinin yaşlandığını anladığı an)

    1988 yılında kerpiç bir evin tek odasını kiralamış, eski bir teypte whitney ve whitney houston albümlerinin tamamının kayıtlı olduğu 90'lık kaseti dinleyen 16 yaşındaki sivilceli bebeyi fena halde üzmüştür ölüm haberi.

    kaset hala duruyordur umarım. bu saatte bakmayacağım ama yarın karıştıracağım eskileri. başlarda bir yerde kopuktu ama temiz kopyaydı.

    vay be.. whitney houston albümünün yayın yılı 1985, whitney albümünün 1987'ymiş.. wiki ye baktım biraz önce.

    bodyguard'ı sinemada seyretmiştim. üniversiteli bebe iticiliğiyle zart zurt konuşmuştuk. (not eşarbı havaya atıp samurai kılıcını altına tutup kesilmesi sahnesi hala komik geliyor ya neyse)

    1980'leri sadece kabarık saç, vatka, plastik aksesuarlar, yüksek kemerli pileli dar paçalı pantalonlardan ibaret sananlara her iki albümü de indirip kesintisiz dinleyebilirler.

    vay amına koyayım harbi yaşlanıyoruz lan. ne zaman 40 olduk, ne zaman ölmeye başladı bu yaşı bize yakın çocukluğumuzun, ilk gençliğimizin hayran olduğumuz ünlüleri.

    vay amına koyayım arkadaş.

    whitney houston da ölmüş arkadaş.

    http://www.youtube.com/watch?v=ewxmv2tyers&ob=av2e
  • kocası bobby brown'la tam da 1992 de i will always love you ile dünyayı sallarken evlenmişti.
    sonraları bizim bobbycan grubu new edition'u dağıttı, müzikten elini ayağını çekip büzüğe yasladı kendisini. hanımı da uyuşturucu müptelası etti, döve döve kendisinden geçirdi. sesi süperdir ama insanlığı eksiktir bobby'nin. fötr şapkasına sıçtığımın..

    bir de usame bin ladin whitney houston'un hastasıydı. hayallerindeki kadınmış. bir kitapta ladin ile uzun zaman geçiren bir kadın yazmıştı, adını anımsayamadım.. islami usullere uygun bir kadınmış whitney.. kesecek miydi napacaktı bilinmez..
  • liseli ergenlerin bilmediği mükemmel sesin sahibidir whitney houston. o yüzden "neden üzülüyor lan bu millet" demeleri normaldir. gidin trollük yapacak başka bir başlık bulun.

    "the biggest devil is me. i'm either my best friend or my worst enemy" --- whitney houston
  • filistinlilere uzulmuyonuz'cular gelmis, olumune uzulenler gelmis, olumune uzulenlere cakanalar gelmis. hatta su testisi su yolunda kirilir'cilar da aramizda. hincal uluc ve yonca evcimik de geldi mi kadro tamamdir.

    erken gocmus efsane sesli kadin. buyuk bir hayrani hic olmadim ama 90-2000 arasinda cocukluktan genclige gecenler icin hafizalara kazinmis sarkilari ile adi yasayacak. guneyde tatil yapmis herkesin en az bir sarkisini bildigi da bir turkiye gercegidir. huzur icinde yatsin.
  • amerikan polisinin 3 hafta surer dedigi olum nedenini taaa buradan cozenler var. velev ki altin vurus yapti da oldu, sana ne ?

    gelmis gecmis en iyi kadin seslerden biriydi. ayda yilda bir dinlerdim ama bir yerde duyarsam degistirmezdim.
  • hala daha ısrarla sanatçının özel hayatı ve tercihleri üzerinden kendi afyonunu satmaya çalışan zavallıların olduğunu bizlere gösteren harika ses.

    (bkz: din afyondur)
    (bkz: #27402875)
hesabın var mı? giriş yap